Hazal başını eğdi ve bir anda dengesini kaybedip masaya tutundu. Birkaç saniye sonra polis sesleri geldi. Bu sesleri işiten Yavuz ve adamları anında kaçtılar. Hazal gözlerini kapatıp bir oh çekti. Erkan'a sarılmamak için kendini zor tutuyordu.
"Neden ve nasıl burada olursun?" diye sordu Hazal. Erkan bir şey demek için kendini toparladı ve birkaç adım atıp yakınına geldi.
"Sevdiğim birini kaybetmemek için gelmiştim ama sanırım onu ben çoktan kaybetmişim de haberim yokmuş. Aslına bakarsan bir kez daha bana bunu hatırlattığın için sana teşekkür etmeliyim." dedi Erkan üzgün ve hayal kırıklığına uğramış bir yüz ifadesiyle. Utku ise onların bu halini görünce zevkten dört köşe olmuş bir halde sırıttı. Hazal gözlerini kapatıp sakin olmaya çalıştı. Bu oyunlardan ve her şeyden yorulmuş olduğu her halinden belli oluyordu. Zoraki bir gülümseme ile konuştu.
"Demek bu kadar kolayca...Neyse daha fazla konuşmanın bir anlamı yok." dedi Hazal.
Utku ise içinden:
"Evet Erkan. Sen hayatında sevdiğin her şeyi kaybetmeye mahkum kalacaksın." diyerek sinsice güldü.
Hazal ise başını yana çevirdi, gözleri dolmuş iken ağlamamak için dudaklarını birbirine bastırıyordu. Az sonra telefonuna mesaj geldi. Gönderen savcı Ertan beydi.
"Hazal tüm bunlar tuzak. Onları duydum hepsi Utku'nun planı."
Hazal gözleri ateş almışcasına mesaja odaklandı. Kafasını kaldırıp hiçbir tepki vermeden Utku'ya döndü. Kendini az önceki üzgün halden çıkarıp sahte bir yüz ifadesi takındı.
"Utku bey isterseniz polislere bu durumdan bahsedelim." dedi Hazal hiçbir şey yokmuş gibi tebessüm etti.
O sırada içeri iki polis memuru girdi. Utku afallamış bir halde bir an duraksadı ve bir şey diyemeden gözlerini devirdi. Anlaşılan bunu beklemiyordu.
"Bir ihbar aldık. Buranın sahibi kim?" diye sordu polislerden biri.
"Benim." dedi Utku.
"Neler olduğunu bize anlatabilir misiniz? Gelirken bir takım sesler duyduk." dedi polis memuru.
"Sadece ufak bir kavgaydı. Büyütülecek hiçbir şey yok." dedi Utku durumu toparlayarak. Polisler şuan için her şeyin yolunda gittiğine emin olduktan sonra gittiler.
"Erkan eğer benim yüzümden Hazal'a kötü davranıyorsan çok üzülürüm. Ben burayı kurtarmak için bir avukata ihtiyacım vardı."
"Ne istiyorsa onu yapsın. Beni artık ilgilendirmiyor." diyerek orayı terk etti Erkan.
Hazal üzüntü ile sandalyeye çöktü. Sırtını eğip ellerini yüzünde birleştirdi. Utku bu kez onların gerçekten acı çektiğine inandı. Bir yandan Erkan'ın nasıl biri olduğunu bilmeyen Hazal için üzülüyordu. Ona her şeyi bir gün açıklayacaktı ama şimdi sırası değildi. Bir bardak su ile geri döndü Utku. Hazal ise öfkesini bastırıp suyu içti.
"Erkan'ı hala sevdiğin belli ama o böyle birisi işte."
"Nasıl yani?" diyerek başını kaldırıp Utku'ya baktı Hazal. Kendi kendini ele verdiğini fark eden Utku son anda cümlesini toparladı.
"Demir bana her şeyi anlattı. Erkan'ın Derya'ya saplantılı bir aşık olduğunu ve ondan başka kimseyi düşünmeyen bencil birine dönüştüğünü söylerdi. Erkan'ın aşık olduğunda dünyanın kendi etrafında döndüğünü gördüğü için yeniden birine bağlanmasından ve acı çekmesinden korkuyordu. Çünkü onun aşkı saplantıdan başka bir şey değilmiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONSUZ AŞK #Wattys2019
Mystery / ThrillerBütün rakamlar ondan sonra unutuldu. Geriye bir tek AŞK kaldı... Erkan'ın elinden kayıp gidenlerin ardından bir tek içinde hissettiği aşk kalmıştı ve sevdiğini ölüme sürükleyen suçluyu bulmak için yaşamaya devam ediyordu. Hazal kendi halinde yaşay...