"Hayır ben onu hiç özlemedim. Sadece bir rüya gördüm ve bitti." dedi Hazal ayağa kalkarak. O sırada kapı açıldı ve Asım ustanın sesi salonda duyuldu. Evde bulunan herkesi bir telaş kapladı. Hazal hızla Erkan'ın kolundan çekiştirerek kendi odasına götürdü.
"Ben demeden sakın çıkma." dedi Hazal endişeli bir yüz ifadesiyle.
"Merkeze gitmem gerek." dedi Erkan.
"Tamam anladık."
Erkan küçük bir çocuk gibi suratını astı ve kapıyı kapadı. Hazal ellerini arkada tutarak babasının karşısına geçti.
"Günaydın babacığım." dedi Hazal gülümseyerek.
"Günaydın kızım. Kahvaltı hazır mı?"
"Şimdi hazır ol. Sen koltuğa geç otur. Hem çok yoruldun."
"Tamam kızım." diyerek koltuğa oturdu Asım usta. Hazal sıcak suyu ısıtıp buzdolabından kahvaltılıkları çıkardı ve masayı hazırlamaya başladı. O sırada babasının koltukta uyuduğunu gördü. Bu fırsatı değerlendirerek Erkan'ı odadan çıkardı. Dış kapıyı açarak Erkan'ın merdivenlerden gidişini seyretti Hazal. Kapıyı kapatıp masaya döndü. Ardından babasının üzerine kalın bir örtü örtüp ona seslendi.
"Baba kahvaltı hazır. Eğer uyuyacaksan masayı kaldırayım."
Asım usta bir anda yerinden kalktı ve üzerindeki örtüyü bir kenara bırakıp kızına baktı.
"Sen işine geç kalma kızım." diyerek kızının alnından öptü Asım usta. Hazal sıcak bir gülümseme ile odasına geçip üzerini değiştirdi. Evden ayrılırken anneannesi ona kırgın bir halde baktı. Yol boyu aklı ona takıldı. Her şey Utku belasından kurtulmak ile bir çözüme kavuşacaktı. Bu olay kapandığı zaman ailesiyle Erkan'ı tanıştırmaya kararlıydı.
Aradan birkaç gün geçmişti. Hafta sonu tekvando kursuna başlayan Selin sabah erkenden kalkıp heyecanla kahvaltısını yaptı. Hayatını renklendirmek için uzun zamandır yapmadığı bir programa başlayacaktı. Bu yüzden fazla heyecanlı ve mutluydu. Evde ailesi uyurken o kahvaltısını yapıp dışarıya çıktı. Kursa geldiğince herkes kıyafetlerini giyip hazır bir hocayı bekliyorlardı. Selin soyunma odasına gidip üzerini değiştirdi ve sınıfa girdi. Az öncekine göre sınıf kalabalıklaşmıştı. Arkasından gelip omzuna birinin çarpmasıyla yere devrilecek gibi oldu Selin. Yere düşmek üzere iken o uzun kestane rengi saçları dalgalandı. Refleks olarak omzunu tutup ona çarpan kişiye baktı. Onu daha önce sima olarak hatırlıyor gibiydi ama emin olamayınca pek fazla üzerinde durmadı. Sınıfa Tuna hocanın gelmesi ile bir sessizlik oluştu. Orada bulunan tüm kızlar Selin hariç hocanın o uzun boylu, hafif kaslı ve buğday tenine hayranlıkla bakıyordular. Selin genelde insanların dış görünüşe önem vermeyen ve iç güzelliğin kalıcı olduğunu hep dile getiren biriydi. Çünkü görünüş büyük bir yanılmadan ibaretti. Bu düşünceleri kafasından silip herkesin kendini tanıttığı kısma geldiklerinde Selin biraz önce ona çarpan adam hakkında biraz da olsa bir bilgiye sahipti. Adının Demir olduğunu öğrendi. Herkesin onu bu kadar önemsemesine anlam veremezken hoca açıklama yaparak bilmeyenlere durumu anlattı.
"Doktor Demir bey bizim eski öğrencilerimizden ve ülkemizi 3 yıl önce tekvandoda temsil ederek ikincilik elde etti. Kendisi çok başarılı bir öğrenci ve benden sonra bu sınıfın en yetkilisi olacak. O yüzden onun her sözü benimkine eş değer."
Selin duydukları karşısında şok geçirdi. Duyarsız bir doktor ve tekvandoda uzman biri olmasına inanamadı. Göz göze geldiklerinde Demir bu simayı bir yerlerden tanıyor gibiydi. Hafızasını kurcaladı fakat hatırlayamadı. Bunun üzerinde pek yoğunlaşmadan derse odaklandı. Herkes kendine bir eş seçerken geriye bir tek Selin kalmıştı. Demir sınıfın en tecrübelisi olduğu için sınıfa yeni gelen Selin'le partner oldular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONSUZ AŞK #Wattys2019
Mystery / ThrillerBütün rakamlar ondan sonra unutuldu. Geriye bir tek AŞK kaldı... Erkan'ın elinden kayıp gidenlerin ardından bir tek içinde hissettiği aşk kalmıştı ve sevdiğini ölüme sürükleyen suçluyu bulmak için yaşamaya devam ediyordu. Hazal kendi halinde yaşay...