Kıyafet konusunu dert eden kızlardan birisi değildim. Elime ne geçerse giymeyi tercih ediyordum. Fakat bir saattir dolabımın karşısında ne giyeceğimi düşünmek beni çıldırtmıştı. Alexandre Harbin' in karşısında elimden gelen en iyi halimle olmak istiyordum.
Kendi becerilerimin yetersiz olduğuna karar verdiğimde Andrea' yı çağırmıştım. Neyse ki boş zamanına denk gelmiş ve kısa bir süre sonra dolabımın karşısına geçebilmişti.
"Öncelikle," dedi ciddi bir şekilde. Andrea' ya göre giyinmek devlet meselesinden farksızdı. "Adamla nerede tanışacaksınız?"
"Zayn restoranttan bahsetmişti." Dünyaca ünlü rock grubunun üyesi Zayn Malik' ten sıradan biriymiş gibi bahsetmek tuhaf ve hala gerçek değil gibiydi.
"Öyleyse basit bir şey olmamalı. Bir bakalım..." Andrea kıyafetlerimi inceledi. Bazılarına bakma gereği bile duymadı, bazılarına bakarak da "Tarzını değiştirmen gerekiyor kardeşim." demişti yüzünü buruşturarak. "Neredeyse her şey çöplük."
"Kıyafetlerimin hepsini seviyorum."
Gözlerini devirdi ve yaklaşık beş dakika sonra dolabımdaki iki elbiseden birisini çıkardı. Dolapta kalan diğer elbise sıradan bir plaj elbisesinden başka bir şey değildi. Fakat Andrea' nın elinde tuttuğu muhteşem cheongsam elbisem yüzümde büyük bir tebessümün oluşmasına neden olmuştu.
"Dolabındaki tek lanet elbise bu ve bu... İğrenç!"
"Hiç de değil!" dedim elbisemi hızla ellerinden alıp göğsüme bastırarak. "Bunu giyeceğim."
"İsa! Zevkini sikeyim. Zayn Malik ile çıkacaksın ve üzerine bu boktan Çin elbisesini giyeceksin."
"Bu elbiseyi alabilmek için tablolarımdan birisini satmıştım Andrea. Ve ayrıca ben Zayn Malik için hazırlanmıyorum."
"Tabi. Tabi aynen öyledir. Her neyse. Giyinince haber ver. Daha makyajını yapacağız."
Andrea beni odamda yalnız bıraktıktan sonra hızlıca giyindim. Üzerimdeki cheongsam elbisem gerçekten olağanüstüydü. Kırmızı saten kumaşın üzerine altın ve bordo ipliklerle işlenilmiş tavus kuşu ve çiçek motifleri bu elbiseyi ilk görüşte beğenmeme, sonrasında satın almama sebep olmuştu. Eteği dizimin neredeyse bir karış üzerinde bitiyordu. Bunun yanında yaka ve göğüs kısmının ortasında kalan bölgedeki yuvarlak küçük dekolte elbisenin güzelliğine güzellik katıyordu. Sayılı topuklu ayakkabılarımın arasında kırmızı ruganları alıp ayağıma geçirdikten sonra Andrea' yı çağırdım. Odama tekrar girdiğinde baştan aşağı beni süzmüş ve sonra "Aslında o kadar da kötü değilmiş." diyerek dudaklarını büzmüştü. Beni bir sandalyeye oturtarak turuncu saçlarımı fazla sıkı olmayan, bol bir topuz şeklinde yukarıda topladı. Topuzu tel tokalar ile destekledikten sonra yanlardaki birkaç perçeme parmakları ile şekiller verdi.
"Harry ile ne zaman akşam yemeği yiyeceksiniz?"
Andrea' nın yüzünden heyecanlı bir gülümseme geçti ve makyaj çantasını açarak bir far paleti çıkardı. Ondan sadece doğal bir göz makyajı yapmasını istemiştim.
"İki gün sonra. Ve yarın alışverişe çıkacağım. O akşam için giyecek hiçbir şeyim yok."
"Dolabında bir ülkeyi giydirebilecek kadar kıyafet var."
"Yeterli değil Alyssa. Sen bunu anlayamazsın."
Doğru, anlayamazdım. Kıyafetlere ya da diğer kız şeylerine ilgim olmadığı için tanrıya şükretmeliydim.
Andrea gözlerime tam istediğim gibi kahve tonlarında doğal bir makyaj yaptı. Kırmızı renkli ruju da dudaklarıma sürdükten sonra biraz parfüm sıkarak tamamen hazır hale geldim. Andrea beni beğenmişti. Bunu bakışlarından rahatlıkla anlayabiliyor ve o bana böyle bakarken nedensiz bir şekilde heyecanlanıyordum.
Zayn Malik' in yanında nasıl davranmam gerektiğini bana detaylı bir şekilde anlatmaya başladı. Pek dinlediğim söylenemezdi doğrusu. Alexandre Harbin' le ne konuşmam gerektiğini aklımda planlarken suskun kalıyor ve Andrea da onu dinlediğimi sanıyordu. Düşüncelerimi dağıtan şey telefonumun mesaj bildirim sesi oldu.
Zayn Malik: Aşğıa beklyoum bebeğm
Zayn Malik: Unarm hzırındır
"Siktir Zayn Malik' ten mesaj almak!" diye cırladı Andrea.
"Bu insanları çok fazla büyütüyorsun."
"Sen o insanları çok küçültüyorsun Alyssa."
"Her neyse. Ben gidiyorum."
"Sana dediklerimi unutma, tamam mı?"
"Tamam." dedim söylediği her neyse. Kız kardeşime sarıldım ve bana yardım ettiği için teşekkür ettim. Sonra da el çantamı alarak evden çıkmıştım.
Karşı kaldırıma park ettiği spor arabasının sağ penceresine yaslanmış olan Zayn' in sigara içerek beni beklediğini gördüm. Siyah kumaş pantolonunun üzerine giydiği siyah gömleğinin açık bıraktığı yerden göğsündeki dövmeleri görünüyordu. Yeşil uçlu saçları ise darmadağın ve özensizdi. Güneş gözlüğü takıyordu ama gözlüğün ardındaki ela gözlerinin üzerimde kesintisiz bir şekilde dolandığını biliyordum. Karşısında durduğumda "Ateş gibisin bebeğim." dedi ve içindeki dumanı serbest bıraktı. "Elbiseni beğendim. Evet. Kırmızı. Bu renk güzel. Yani sana yakışmış. Evet."
"Teşekkürler." Gülümsedi ve izmariti yere fırlattıktan sonra yaslandığı yerden doğrulup kapıyı benim için açtı. Ben de ona küçük bi tebessüm gönderip içi çok hoş kokan arabaya bindiģimde büyük adımlarla arabanın önünden dolaşıp kendisi de yerini aldı. Güneş gözlüğünü çıkarıp umursamazca arka koltuğa fırlattı. Ardından arabayı çalıştırdı ve Londra' ya doğru harekete geçtik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
after alyssa • malik
FanfictionYaptıkları müziğin yanında hareketli ve olaysız gün geçmeyen hayatlarıyla da dikkat çeken, dünyaca ünlü rock grubu One Direction' dan Zayn Malik, bugüne dek karşılaştığı tüm insanlardan daha gerçek birisi olan ve sadece resim çizmekten hoşlanan Alys...