just the two of us

4.8K 332 58
                                    

Bugünle birlikte orada kalmasının üzerinden yirmi gün geçmişti. Ve Zayn, düşündüğümden çok daha iyi ilerliyordu bu yolda. O normal olmayan hassaslığı bile neredeyse tamamen gitmiş, Bay Stone ise Zayn' in fiziksel ve ruhsal olarak çok iyi olduğunu ve ayrıca artık sağlıklı beslenme konusunda sorun yaşamadığını da anlatmıştı. Hatta ona baktığımda gözle görülür bir şekilde zayıf bedeninin kendisini toparladığını fark edebiliyordum. Kendisi de kilo aldığını söylemişti zaten.

Her şey güzeldi. Günlerimi onun evinde resim yaparak geçiriyordum. Bazen annemi ziyaret ediyor, bazen de Andrea buraya gelerek birlikte zaman öldürüyorduk. One Direction olduğu gibiydi. İki gün önce Zayn' in yanına gittiğimde onları benden önce oraya varmış bir halde bulmuştum. Onunla konuşuyorlardı. Kafaları yerinde sayılırdı ve ilginç bir şekilde o gün beni öfkelendirecek hiçbir şey yapmadılar. Hatta Zayn' in onlarla konuşurken çok mutlu olduğunu bile söyleyebilirdim. Hepsi birbirini özlemişti.

Ama bugün onu hastanenin avlusunda beklerken yanıma gülümseyerek gelmemişti. Ağlamaktan kızarmış olan gözlerini görür görmez kalbimi saran bir endişe ile ayağa kalktığımda şaşkınlıktan donup kalmış, sarılışına karşılık vermiştim.

"Ne oldu?" dedim sessizce. Onu sandalyeye oturtup ben de karşısına geçtim ve ellerini tuttum.

"Jackie kendisini öldürdü."

Jackie. Geldiği ilk günden beri burada edindiği en yakın arkadaştı Jackie. Neredeyse her gün onunla neler yaptığını bana anlatırdı.

Jackie' nin burada olma sebebi herkes gibi intihardı. İntiharının sebebi ise eşcinsel olduğunu kabul etmeyen, dinine bağlı ailesinin onu dışlamasıydı. Ve Jackie en yakın arkadaşına aşık olmuş, ondan da bir darbe aldığında bileklerini kesme kararı almıştı.

Bunu duymak benim de gözlerimi doldurduğunda ona tekrar sarıldım.

"Neden bunu yaptı?" dedi kollarını etrafıma sararken. "Onu hepimiz seviyorduk. İyiydi. İyi olduğunu söylemişti. Hepsi kandırmaca mıydı?"

"Çok üzgünüm."

Yüzüne onlarca öpücük bırakıp geri çekildiğimde ellerimi yanaklarına yerleştirmiştim.

"Alyssa, ben çok özür dilerim. Sana bunun daha büyük acısını yaşattım. O gece çıldırmış olmalısın, biliyorum. Sana vereceğim acıyı hiç düşünmemiştim. Çok aptalım. Neden yaptım bunu? Neden yaptım?"

O geceyi aklımda tekrar yaşamıştım. Beni araması, tuhaf konuşması, ardından internetteki haberi okumam... Londra' ya nasıl geldiğimi bile bilmiyordum. Ve en kötüsü onu ilk gördüğüm o andı. Teninin tuhaf rengi, gözleri, gözyaşları... O gün ben de neredeyse ölüyordum.

"Hepsi geçmişte kaldı. Bak, ikimiz de çok iyiyiz. Önemli olan bu."

"Evet, önemli olan bu." Başını elime yaslayıp gülümsemeye çalıştı. "Sen iyi misin?"

"İyiyim. Ve sana bir şey de getirdim." Çantamın içinden kare şeklindeki tabloyu çıkardım. Onun için küçük bir tuvale Örümcek Adam' ı yapmıştım. Bitirdikten sonra çerçeve de taktırmış ve ona vermek için bugün yanımda getirmiştim.

"Odana koyabileceğini düşündüm."

"Örümcek Adam!" demişti hayranlıkla. Dudakları bir çocuk gibi aralandı. Tabloyu eline alıp incelemeye devam ederken yüzünde gerçek bir gülücük oluşmuştu.

"Hulk' u da yapar mısın? Ve Batman' i. Ve Thor."

"Ne istersen yaparım."

"Bahçedeki duvara birlikte yapalım. Superman' i çok güzel çizebilirim."

"Köpekbalığı gibi mi?"

Güldüğünde tekrar bana sarılıp boynumu öpmüştü. "Teşekkür ederim. Çok, çok, çok beğendim. Sonsuza kadar saklayacağım."

Milyonları vardı. Süper kahramanlarla ilgili her şeyi alabilecek ya da özel olarak yaptırabilecek kadar. Ama o benim yaptığım tabloya hayran kalıyordu. Tuhaf.

"Buradan çıktığımda," dedi geri çekilip tekrar yüzüme baktığında. "Yapacağım ilk şey bir sigara içmek olacak."

"Sigarayı da bırakman iyi olmaz mı?"

"Hiçbir güç sigarayı bana bıraktıramaz... Sigara olmaz."

"Diğer şeyler için de yoksunluk çekiyor musun?" Günlerdir ona bunu sormamıştım. Aklına getirmek istememiştim fakat bunu öğrenmek istiyordum.

"Yoksunluk her zaman var." dedi gözlerini kaçırarak. "Muhtemelen hayatımın son anına kadar da olacak. Ama artık bununla başa çıkmak çok zor değil."

"Biliyorsun, çevreni ve girdiğin ortamları. O insanlar her zaman yanında olacak. Beni endişelendiren tek şey bu."

"Hayır diyebilecek güçteyim." Yanağımı okşadı. "Her durumda iyiyim bebeğim. Aletim bile inanılmaz iyi kalkıyor. Gördüğünde bayılacaksın."

Kahkaha atarken bana eşlik etti ve aniden yüzüme doğru eğilerek yanağıma sert öpücükler bıraktı.

"Gerçekten farkı var mı?" dedim merakla.

"Evet, keşke sana gösterebilseydim. Keşke tuvaletlerin kilidi olsaydı. Ya da kendi odamın."

"Birkaç gün kaldı. Dayanmak zorundayız."

"Zorundayız? Sen nasıl bir durumdasın ki?"

Yüzündeki şeytani ifadeyi görünce yanaklarım kızararak gözlerimi eğmiştim. Kafası yerinde olunca her şeyi yakalayabiliyordu lanet olsun.

"Ben de seni özlüyorum."

"Hangi konuda?"

Zayn... Of.

"Her konuda."

"Ne gibi bir konuda?"

"Neyden bahsettiğimi biliyorsun!" diyerek elini üzerimden ittirdiğimde yine gülmüş ve beni kendisine doğru çekmişti.

"Buradan çıktığımızda uzaklara gidelim mi?"

"Uzaklara?"

"Evet, tatil gibi."

İlgiyle ona baktım. "Nereye mesela?"

"Nereye gitmek istersin?"

"Sen daha iyi bilirsin."

"Miami?"

Miami. Kulağa mükemmel geliyordu.

"Tamam. Ama yalnızca ikimiz olalım."

Tatile gideceğimizi duyan çocukların peşimize takılacağını hayal ettim de... İlk günde Zayn uyuşturucu komasına girerdi sanırım.

"Sadece ikimiz." dedi gülümseyerek. "Bundan sonra hep öyle olacak."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
after alyssa • malik Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin