tears

4.1K 288 39
                                    

Annem ve babamla tanıştığında aklının yerinde olması için iki gün boyunca kanına hiçbir uyuşturucu madde almamıştı. Şimdiyse kendinden bunun acısını çıkarıyordu. Ben de yanındaydım ve pek normal olduğum söylenemez.

Elimdeki şişeden birkaç yudum daha viski aldığımda bacaklarıma yasladığım defterime karalama yapmaya devam ediyordum. Bir otel odasındaydık. Koltuğa yarı çıplak bir halde uzanmış, resim çiziyorum. Zayn ise bazen kendi kendine dans ediyor, bazen yere oturup yerdeki defterine sözler karalıyordu. Bir şarkı yazdığını söylemişti. Özel bir şarkı.

Odanın içi sigara dumanı ve Zayn' in listesindeki müziklerin sesiyle kaplıydı. Elektro gitarın çığlığı artarken gözlerimi kapadım ve sigaramdan derin bir nefes daha çektim.

Bir müddet sonra ona baktığımda kollarını ve bacaklarını açmış bir halde yerde uzandığını görmüştüm. Üzerinde sadece iç çamaşırı vardı ve teni terlediği için ışıldıyordu. Ardından sağ koluna ağırlığını vererek deftere birkaç kelime daha yazdı. Önüme dönüp çizdiğim yüzün göz hatlarıyla uğraşmaya devam ettim. Alkol net görebilmemi biraz engelliyordu fakat umursadığım yoktu. İyi hissediyordum.

Listeden yeni bir şarkı çalmaya başladı. Diğerlerinin aksine oldukça sakin olan bu parça başlar başlamaz ruhumun bir parçasına dokunmuştu.

"Bu şarkıyı. Bu sikik. Şarkıyı seviyorum. Dinle sevgilim."

Ve dinledim.

Şarkının ortasında hızla ayağa kalktı ve "Dans edelim. Evet. Dans. Etmeliyiz." diyerek elimdeki şişeyi aldı, şişeden birkaç yudum içerek yere bıraktı ve ardından elimi tutarak beni ayağa kaldırdı.

Ağırlığını vererek bana yaslandığında başını omzuma bırakmıştı. Derin ve titrek nefesleri kulağımın hemen yanındaydı. Birbirimize tutunarak dans ettik, o güzel sesiyle şarkıyı mırıldandı.

"Daha yükseğe çıkacağımı hiç düşünmemiştim.
Beynimle sikişeceğini hiç düşünmemiştim.
Bütün bunların sona erebileceğini hiç düşünmemiştim.
Zinciri kıracağını hiç düşünmemiştim.
Ben ve sen bebeğim,
Durmaksızın hala acıyı temizliyoruz.
Günümü sonlandırmadan önce, hatırla.
Tatlı prensim,
Teksin.
Tatlı prensim,
Teksin.
Teksin..."

Omzumda hissettiğim ıslak sıcaklık.

Geri çekilerek onun kızarmış yüzüne bakınca gördüğüm, sakallarına doğru süzülen inci gibi gözyaşları benim de gözlerimi doldurmuştu.

"Neden ağlıyorsun?"

"Annemi özledim. Ve babamı." Gözlerini kaçırdı. "Çok iyi. Çok. İyi bir ailen var. Boşanmalarına rağmen. Şanslısın."

"Anneni arayalım mı?"

"Alyssa. Benden. Bir gün ayrılırsan. Ben yaşayamam. Yaşayamam. Bunu öylesine söylemiyorum. Hayır. Söylemiyorum. Herkes beni terk ediyor. Ama sen beni bırakmayacaksın değil mi?"

Bu çok hastalıklı bir düşünceydi. Ama şu an çok hassastı ve en ufak bir kelimenin onu paramparça edebileceğini bildiğimden ona duymasını istediklerini söyledim.

"Her zaman yanında olacağım."

"Bizi ayırmak isteyecek. Bütün dünya. Yalanlar. İftiralar. Bana her zaman. İnanacaksın değil mi? Ben. Sana asla yalan söylemem."

"Biliyorum. Söylemezsin."

Şakağından akan ter damlasını izlerken gözyaşlarını sildim.

"Senden ayrılmamı söylemişlerdi. Çok önceden. Biliyor musun? Bilmiyorsun. Evet."

"Kim söyledi?"

"Yönetim. Ama korkma. Buna gerek yok. Onlara siktirip gitmelerini söyledim. Grup sikimde mi Alyssa? Söyle. Onları umursuyor muyum? Ya da parayı? Hepsini sikeyim. O adamları Alyssa. Onları."

"Uyuyalım mı artık?"

"Uykum yok."

"Ama benim var. Sen de yanıma gel." Müziği kapatıp onu yatağa yatırdım. Anında sızıp kaldığında üzerimdeki atleti çıkararak ben de yanına uzandım ve yorgun yüzünü uyuyana kadar izledim, birkaç gözyaşı döktüm. Ağlayan insanları görmeye dayanamazken Zayn karşımda ağlamıştı ve şimdi iyi hissettiğim pek söylenemezdi.

after alyssa • malik Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin