to london

5.4K 294 86
                                    

Evimin bulunduğu sokaktan caddeye çıktığımız anda bana kısaca baktı ve "N'aber bebeğim?" dedi.

Bunu sormak sanırım hoşuna gidiyordu. İki dakika önce de aynı soruyu sormuş ve ben de tekrar aynı cevabı vermiştim. "Heyecanlıyım."

"Ben de. Evet. Neden heyecanlıyım?"

"Bir şeyin etkisinde misin? Onunla tanışmadan kaza yapıp ölmek istemiyorum."

"Keşke aynı şeyleri benim için de düşünseydin Alyssa. Benim için çıldırmaman beni üzüyor."

"Her kız sana bayılmıyor."

"Bebeğim... Her kız bana bayılır."

"Fazla egoistsin."

"Değilim. Gerçekten değilim."

Bir müddet sessiz kaldıktan sonra "Gazeteciler seni görür mü? Yanlış anlama ama senin yanında fotoğraflarımın çekilmesini istemem." diye düşüncemi belirttim.

"O işi hallettim. Güven bana."

Ona güvenmiyordum.

İç çekerek önüme dönüp yolu izledim.

"Yolculuk yaparken şarkı dinlemeyi sever misin?" diye sordu.

"Evet." Elini öne uzatıp radyoyu açtığında arabasının içi rock müzikle dolmuştu. "Bir şeyin etkisinde olmadığına emin misin? Polisler bizi durdurursa-"

"Eğer aptal bir polisse cebine birkaç yüzlük sokmam yeterli olur. Bilirsin, para artık her şeyi çözüyor."

"Polis ya aptal değilse?"

"Tutuklanırım. Evet. Olan şey bu olur."

"Tutuklanırsan Londra' ya nasıl gideceğim?"

"Bebeğim. Aklım yerinde, endişelenme tamam mı? Onunla tanışacaksın."

"Öyle diyorsan..." Bacaklarımın üzerindeki ellerimi gergince birbirine kenetledim. Umarım tutuklanmaz ya da polis aptal olurdu.

"Sevgilin var mı?"

Yine şu soru. Neden bunu merak ediyordu ki? Hoşnutsuz bir halde başımı yanımdaki cama çevirip dışarısını izledim.

"Hayır."

"Yok mu? Gerçekten. Yok?"

"Yok."

"Neden? Kim seni istemez ki bebeğim? Erkekler senin için çıldırıyor olmalı."

Beni güzel mi buluyordu? Çünkü yüzüm -bana kalırsa- günümüz güzellik standartlarına uymuyordu. Elmacık kemiklerim çene yapıma göre fazla çıkıktı. Dudaklarımın şeklini sevmiyordum. Ve bunlardan daha da kötüsü çillerim vardı. Yüzüm hiç ilgi çekici değildi.

"Dediğin gibi bir hayat yaşamıyorum."

"Buna inanmam."

"İstediğine inanabilirsin."

"Biliyor musun bebeğim, sen de benim gibi yalnız kurtlardansın. İlişkiler sana göre değil, değil mi? Sadece vakit geçirmek için takılıyorsun. Eğlenmek için. Evet. Eğlenmek için."

"Galiba öyle... Aslında ben insanlardan biraz kaçıyorum galiba." İtirafım karşısında biraz şaşırdım. Normalde kendimi insanlara açmayı sevmezdim fakat onun yanında bu kuralı birden unutmuş gibiydim. Hiçbir şey anlamadım. Üzerimde tuhaf bir etkisi vardı.

"İçine mi kapanıksın?"

"Hayır, öyle değil. Mesela dışarıda birileriyle vakit geçirmek yerine -ki bunu yapmayı da çok severim- evimde tek başıma takılmak daha cazip geliyor."

after alyssa • malik Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin