twin paint set

5K 325 116
                                    

Trisha ve kızları, adı David olan bir başka şoför Bradford' a geri götürmüşken Peter ise doğruca Crawley' deki evime doğru sürmüştü.

Sessiz geçen bir iki saatin sonunda evime ayak basar basmaz odama çıkmış ve bavulumu açarak içine gerekli olabilecek her şeyi fırlatmıştım. Kıyafetler, çamaşırlar, çoraplar, ped ve tampon paketleri, birkaç tane kitap ve defter, kalemlerim, fotoğraf makinem, şampuan ve saç kremim, diş fırçam. Lazım olabilecek her şeyin bavulun içinde olduğunu düşündüğümde bavulu kapattım ve ardından takılarımın olduğu küçük kutunun içinden bilekliğimi çıkarıp anahtarı ile bileğime taktım. İki bilekliğin anahtarı da bendeydi. Zayn' in zincirini açan anahtara sahip kolyeyi boynuma astıktan sonra benim bilekliğimi açan anahtarı da yarın ona verebilmek için boynuma astım.

Tamamen hazır olduğumu hissettiğimde bavulumla birlikte evden çıkmış, kapının hemen önünde olan Peter her zamanki kibarlığı ile ileri atılıp bavulu elimden almıştı. Ona teşekkür ederek arabaya bindim.

Yarım saat sonra "Bay Malik size söylemiştir fakat hatırlatmam gerekiyor Bayan Wynwood." diye söze girdi. "En ufak bir ihtiyacınızı ben karşılayacağım. Zaten sizde numaram var. Dilediğiniz zaman beni arayabilirsiniz."

"Teşekkürler Peter."

"Ayrıca Bay Malik' in hediyesi ikinci katın sonundaki odada. Size bunu söylememi istedi."

"Hediyenin ne olduğunu biliyor musun?"

"Biliyorum."

"Söylemeyeceksin değil mi?"

"İşimden oldukça memnunum."

"Anladım." dedim gülerek ve oturduğum yere biraz daha yayıldım. "Peter?"

"Evet?"

"Zayn' in şoförlüğü dışında neler yaparsın?"

Peter şaşırmıştı. Oysa ona oldukça normal bir soru sormuştum.

"Ben... Çocuğumla ilgilenirim."

"Çocuğun mu var? Kaç yaşında? Erkek mi kız mı?"

"Kız. Adı May ve henüz iki yaşında."

"Birlikte neler yapıyorsunuz?"

"May bir şeyler karalamayı sever. Ona boyama kitapları alıyorum ve sürekli bir şeyleri boyuyoruz. Bazen onu sinemaya götürürüm. Animasyon izlemeyi de sever. Ve bir de pasta yemekten çok hoşlanır. Birlikte pastaneye de gideriz. Sizi sıkmıyorum değil mi? Konu May olunca pek susamam."

"Saçmalama. Sohbet ediyoruz. Bana ondan bahsetmeye devam et."

Londra' daki eve varana dek küçük kızından bahsedip durmuştu. Onu her şeyden çok seviyordu ve ondan bahsederken sesinde oluşan heyecan keyifle onu dinlememe neden olmuştu. İyi bir adam ve iyi bir arkadaştı. 1D' nin diğer üyelerinden daha insani birisi olduğu da ortadaydı. Orospu çocukları. Şu an ne yaptıkları hakkında bir bok fikrim yoktu. Hastaneye gelmemişlerdi ve açıkçası bundan mutlu sayılırdım.

Onları düşünmemeye çalışırken tüm ısrarlarıma rağmen Peter bavulumu odaya kadar taşımıştı. Uygun bir köşeye bıraktıktan sonra üzerini düzeltti.

"Teşekkürler Peter." demiştim mahcup bir şekilde. Bir insanın benimle uğraşması beni her zaman utandırırdı.

"Rica ederim Bayan Wynwood. Hediyenize bakmayı unutmayın. İkinci katın sonundaki kapıda."

"Bakacağım." Ona bir tebessüm daha gönderdikten sonra Peter başını sallayarak selam verdi ve odadan çıktı.

Yaptığım ilk şey kısa bir duş almak oldu. Bu sırada hediyem için olan heyecanımı da doruğa çıkarmıştım. Hızlı bir şekilde üzerime rahat kıyafetler geçirip koşar adımlarla ikinci kata indim ve koridorun sonundaki odaya doğru yürüdüm.

after alyssa • malik Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin