noise

4K 274 55
                                    

İtalya' dan eve döner dönmez, üzerimi bile değiştirmeden saatler sürecek bir uykuya bırakmıştım kendimi. Bir sonraki gün telefonumun hiç susmayan melodisi uyanmama sebep olduğunda ekranda Andrea' nın ismini görmüştüm.

"Ne?"

"Bir saattir sana ulaşmaya çalışıyorum lanet olsun! Neden bana haber vermedin ha?"

"Ben. Eve geldim Andrea. Geldiğimden beri uyuyorum."

Bir müddet sustu. "Son çıkan haberleri görmedin değil mi?"

"Ne haberi?"

"Dün gece. Kulüpten çıkarken görülmüş. Yanında birkaç kızla birlikte. Arkadaşları da yanındaymış... Çok mutlu görünüyordu."

Kahkaha attım. Tam olarak kendisine yakışan davranışlar sergilemeye devam ediyordu elbette. Kahkahalarım artarken Andrea sessiz kalmaya devam etti.

"Bir saat içinde yanına geleceğim."

"Gerek yok. Gayet iyiyim." dedim neşeyle. "Hatta ben de mutluyum. Gerçekten."

"Şoka falan mı girdin? O piç sana ne yaptı? Tüm bunlar nasıl ol-"

"Andrea... Bunları konuşmak istemiyorum. Ben iyiyim, tamam mı? Şimdi kalkıp hazırlanacağım. Dışarı çıkıp biraz eğlenelim."

*

İyiydim. Öyle iyiydim ki tanımadığım insanlarla dans ediyor ve bolca kahkahalar atıyordum. Özgürdüm. Düşünmem gereken hiçbir şey yoktu. Mutsuz olmamı gerektirecek hiçbir şey yoktu. Her zaman yanımda olan kız kardeşim ve arkadaşlarımla gecenin dibine vuruyorduk. Bizden mutlusu olamazdı bu dünyada.

Ronnie yeni bir kokteyli elime sıkıştırdığında onu öyle çok sevdim ki yanaklarına öpücükler bıraktım. Bir yandan da diğer tarafımdaki Nancy' i öpmüştüm. Tanrılar. Dünyayı seviyorum. Evreni seviyorum. Hayat mükemmel!

Müziğin ritmi artarken kollarını bana saran Andrea ile birlikte zıplamaya, ritme uygun hareketler yapmaya devam ettik.

Bir müddet sonra kanımdaki alkol oranı gittikçe artıp dünya dönmeye başladı. Renkli ışıklar, birbirine yapışık bedenler, dans eden insanların yaydığı enerji... Bilincimi kaybetmiş bir halde kendimi kalabalığın hareketine bırakırken o anla ilgili hiçbir şey hatırlamıyor ama fazlasıyla eğlendiğimi anımsayabiliyordum.

Gece yarısını birkaç saat geçtiği vakit Nancy' nin midesinin bozulması üzerine eve gitmeye karar vermiştik. Partimize evde devam etmemiz gerektiğini söylemiştim onlara. Elbette hemen kabul ettiler.

Ancak kulüpten çıktığımız anda onlarca flaş gözümde patlamıştı. Gazeteciler tarafından kısa sürede etrafım sarılıp bağırarak sorular sorulduğunda aklımı kaçırıyorum sanmış, olduğum yerde dururken Andrea' nın beni çekişirmesi ile hareket edebildiğimi fark etmiştim.

"Alyssa, Zayn ile neden ayrıldınız?"

"Kavga mı ettiniz?"

"Biriniz ihanet mi etti Alyssa? Lütfen cevap ver."

"Zayn' in dün gece kız arkadaşları ile bir kulüpten ayrılmasına ne diyorsun?"

"Bu seni öfkelendirdi mi?"

"Onu affedecek misin?"

"Alyssa ayrılık acısı çekmiyor musun?"

"Kenara çekilin!" diye bağırdı Andrea. Her şey öylesine karışıktı ki bedenime hükmedemiyor ve nereye yönlendiriliyorsam oraya gidiyordum. Alkol duyularımı kapatmış gibiydi. Sanırım ihtiyacım olan da buydu zaten.

Andrea beni arabasına oturtup kapımı kapattıktan sonra fotoğraflarım çekilmeye devam etti. Kızlar da arka koltuklara yerleşirken yüzümü kaplayan bir gülücük ile kameralara döndüm ve elimi salladım. Muhtemelen bu herkese bir cevap olmuştur.

Andrea arabayı gazlayarak buradan uzaklaştığında "Şu orospu çocuklarından her zaman nefret ettim." demişti. Nancy ve Ronnie de onu desteklerken ileri uzanarak radyoyu açtım.

"Fazla sessiz değil mi?" dedim gülerek. Müziğin sesini son sese getirerek penceremi de sonuna kadar açtığımda terden nemlenmiş tenime çarpan rüzgar ile daha iyi hissettim. Kızlar her an eğlenmeye hazırdı. Arabanın içinde dans etmeye devam ederken Andrea da direksiyonu bırakmadan vücudunu elinden geldiğinde hareket ettiriyordu.

"Kimseye ihtiyacımız yok orospu çocukları!" dedi Andrea çığlık atarak. "Kadınız biz!"

Onu destekleyen bir çığlık attım.

"Sen. En iyi ablasın." dedim ablama sarılırken. "Seni çok seviyorum kardeşim." Yanağını defalarca öptüm.

Neyse ki kaza yapmadan bir şekilde benim evime varmayı başardık. Gelmeden önce bir marketten aldığımız alkolleri hızlıca hazırlayarak salondaki orta sehpaya getirdiğimde Ronnie ses sisteminden hareketli bir müzik ayarlıyordu.

Kaç saat daha eğlendiğimizi bilmiyorum. Nancy ve Ronnie sadece bir saat kadar dayanabildi. Arka odalardan birisine gittiklerinde sadece Andrea ile ben kalmıştık ve onun da şu an ayakta zor durduğu belli olabiliyordu. Son yarım saattir uykulu gözleri ile sadece benim için dans etmeye çalışıyordu.

"Alyssa," dedi daha fazla dayanamayarak. "Bebeğim, lütfen uyuyalım artık."

"Ama eğleniyoruz?"

"Yarın devam etsek olur mu? Gerçekten beynim sikildi."

"Andrea lütfen dans et benimle. Eğlenelim." Ellerini tutarak birlikte dans etmeye çalıştım fakat hiçbir şekilde hareket etmedi.

"Uyumam gerekiyor. Müzik. Müziği kapatabilir miyiz?"

Müziği kapatmak istemiyordum. Gürültüye ihtiyacım vardı. Dansa ihtiyacım vardı! Eğlenceye, müziğe, alkole... Ama kimse eğlenmek istemiyor, neden beni yalnız bırakıyorlardı?

"Müziği kapatmasak?"

Koltuğun üzerindeki kulaklığı alıp elime tutuşturdu. "Bunu kullan. Ekstra bas özellikli beyin sikici. Tamam mı? Ben uyumaya gidiyorum."

Andrea cevap vermeden ses sistemini kapattı ve kendini doğruca yere bıraktı. Halıda uyumayı her zaman severdi.

Ben de hemen kulaklığı telefonuma taktığımda metal bir müzik açıp koltuğa uzanır uzanmaz gözlerimi kapadım. Neredeyse güneş doğacak, belki ben de uyusam iyi olurdu.

after alyssa • malik Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin