Roma' nın şehir ışıklarıyla dolu gece manzarasını izlerken donuk bakışlarım her bir noktada geziniyor, rüzgar tenimi yalayıp geçiyordu. Ancak üzerimde sadece bir askılı vardı ve üşümeyi dert ettiğim de pek söylenemezdi. Üşümek, son zamanlarda canlı hissettiren tek şeydi sanırım.
Otel odamızda her gece olduğu gibi yine bir parti vardı. Bizim odamızda olmak zorundaymış gibiydi onlar için. Çünkü sadece burada(!) eğlenebilirlerdi. Zayn' i yanlarına alarak.
Ve Zayn. O kadar mutluydu ki onlarla birlikte partilerken, benim odanın balkonunda yarım saattir durduğumun farkında bile değildi. Umursamıyordu sanırım. Muhtemelen bir şekilde burada kalacağıma kendisini inandırmıştı, onu asla terk etmeyecektim. Ama bilmiyordu ki, günlerdir bu fikir aklımdan çıkmıyordu. Saplantılı bir şekilde durmaksızın düşünüyordum. Düşünmekten delirecek bir noktaya gelmiştim.
Balkon kapısı açılıp kahkahalar atarak içeri girdiğinde kapıyı kapattı ve kapının camına çarpan sert bir cisim camı titretti. Zayn bunu yapan kişiye orta parmağını göstermiş ardından gülerek yanıma gelmişti. Parmakları arasında bir ot vardı ve tümüyle berbat görünüyordu.
"Sevgilim. Güzel sevgilim. Burada ne yapıyorsun? Üşüdün. Evet. Üşüdün mü?" Çıplak koluma dokundu. "Üşümüşsün."
"Üşümek istiyorum."
Otundan derin bir nefes alarak kollarını bana sardı ve başını omzuma yasladı. "Seni seviyorum. Çok. Çok. Çok fazla. İyiki varsın."
Artık bu sözleri de inandırıcı gelmiyordu. Söylediği her şeyde bir sahtelik payı var gibiydi. Belki de gerçekten öyleydi.
"Uyumak istiyorum." dedim. "Kendime başka bir oda tutacağım."
"Hayır. Beni bırakma."
"Kaç saat daha eğleneceksiniz?"
"Onları. Onları şimdi göndereceğim. Evet. Bekle. Şimdi hallediyorum. Tamam mı? Uyuyacağız. Birlikte." Yanağıma bir öpücük bırakıp tekrar içeri girdiğinde yarım saat daha orada bekledim ve yarım saatin sonunda tekrar geri dönen Zayn onları gönderdiğini söyledi. Kesilen müzik sesinden bunu anlamıştım zaten.
İçeri girdiğimde koku neredeyse kusmama neden olacaktı. Odadaki tüm pencereleri açıp içerideki çöpleri elimden geldiğinde temizledim. Odayı gerçek anlamda boka çevirmişlerdi.
Yerdeki cips kırıntılarını toplarken "Bırak şunları." demişti alayla. "Yarın. Evet. Yarın odayı temizlerler."
"Pislik içinde uyuyamam."
"Birlikte. Duş alalım mı?"
"Birkaç saat önce duş aldım."
Cevap vermeden banyoya girince üzerimdeki her şeyi çıkarıp ışıkları kapattım ve çıplak bir şekilde yatağın içine kıvrıldım.
On beş ya da yirmi dakika sonra banyodan çıkan Zayn de tıpkı benim gibi çıplak bir halde yatağın içine girdi ve bana sarıldı. Sıcak nefesi ensemdeydi. Parmakları yavaşça kalçama doğru indi, tenimi okşadı.
"Yarın. Ne yapmak istersin? Tamamen seninim."
Cevap vermedim.
"Uyudun mu?" Omzuma bir öpücük bıraktı. "Uyudun. Öyleyse. Ben de uyusam iyi olur. Evet. Değil mi? İyi geceler aşkım." Tekrar omzumu öptükten sonra benden önce uykuya daldı.
Sabah her zaman olduğu gibi Alex adındaki adamın yatağımıza kadar gelmesi ile uyandık. Yönetimsel bir problemden dolayı toplantı olacaktı sanırım, çok fazla dinlememiştim. Yanağıma bir öpücük bırakan Zayn hızlıca giyinip Alex ile birlikte gittiğinde birkaç saat daha uyumaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
after alyssa • malik
FanfictionYaptıkları müziğin yanında hareketli ve olaysız gün geçmeyen hayatlarıyla da dikkat çeken, dünyaca ünlü rock grubu One Direction' dan Zayn Malik, bugüne dek karşılaştığı tüm insanlardan daha gerçek birisi olan ve sadece resim çizmekten hoşlanan Alys...