(Zilan dan)
Kardeşim gitmişti bu karanlık şehirden beni yakan yıkan bu şehirden kacmıştı sanki boğazımı sıkan bişy vardı .Nefes bile alamıyordum nefesim gitmişti nasıl alıyım ki canım yanıyor kalbim tarifi olmayan bir ateşte küle dönüyordu şimdi karşımda duran adama baba bile demek gelmiyorken içimden onun yaptıkları yüzden verdiği karalar yüzden ben yanmaya devam ederken kardeşimide bu yangına sürüklemişti .Ama bu son ben kardeşimi bulucam ne pahasına olursa olsun onu bulduğumdada onu okutup Doktur olmasını sağlıycam onun benim yapamadığım izin vermedikleri mesleğimi yapmasını sağlıyacak ve mutlu bir şekilde yaşamasını sağlıyacam.Gözlerim halla bileğimdeki ellerdeyken içimdeki öfke bitmiyordu bileğimi tutan Rezan'a bakıp elimle onun elini indirip babama döndüm .Yaşlarımı silip konuştum tüm içimdeki birikmişlikle .
-Bak Hamza Ağa bak! Kızın nasıl durumda görüyormusun? Nasıl bittiğimi o evde sizin yüzünüzden zorla Berdel yoluyla evlendim .Beni sevmiyen kocama bakın o bana nefretle bakıyor !.
Rezana bakıp son cümleyi söyledikten sonra onun gözlerinde her zaman gördüğüm o acı veren duygular vardı yine .
Nefret..
Öfke..
İntikam..
Ona bakmaya devam ederken bize bakan insanları umursamadan konuşmama devam ettim cünkü onlarda ben zorla evlendiğimde beni umursamımışlardı.
-Ben her yeni bir güne sıkıntıyla uyanıyorum baba!hayattan bıktım yaşamak bana haram oldu !sizin yüzünüzden bana acımadınız şimdi de kardeşime Dilan'a aynısını yaparsın !hiçmi için yanmıyor baba de hele o senin kızın o kücük daha okuyacaktı ama senin yüzünden kactı gitti bu kahrıolası şehirden .!KEŞKİ BENDE KACSAYDIM ...!
Yanaklarımdan yavaşca akan yaşlarala bereber bana pişmanlıkla bakan baba bakmadan hızla merdivenlerdene inip düğündeki insanları umurasamadan mardini ve dedikodularını umursamadan eskiden cok sevdiğim bu aileyi ve bu konağı derk ettim zaten bu aile beni evlendirdikleri gün terk etmemişlermiydi sadece sözlerle bana senin arkandayız dedikleri gün inanarak büyük bir hata yapmıştım koşarak konaktan cıktıktan sonra karanlık ve dar olan mardin sokaklarından koşarak yürümeye başladım.cakıllı olan bu yollar elbisemin uzun olmasından ve topuklu giymemin verdiği zorlukla koşmayı bırakıp tek elimi duvara dayayıp soluklanmaya başladım nefes alışverişlerim boş ve karanlık sokakta yaykılanırken içimin ürpermesini sağlamıştı.
Yavaşca yürümeye devam ederken karşıdan gelen siyah arabayla durmak zorunda kalmıştım içine baktığımda sabah carptığım adam olduğunu görmüştüm. Arabay durduğunda oda arabadan inip yanıma geldi bana bakmaya başladığında gözlerimi kacırdım bu doğru değildi bu saatte hemde bunların farkına vardığım an hemen gitmek için harek etmemle kolumu tutan elle durmuştum.-Bırak kolumu cabuk!.
Biraz yüksek sesle konuşmam üzere kolumı bırakmıştı.bana karanlıkta bile parlıyan mavi gözleriyle bakmaya devam ediyordu .
-Neden ağlıyorsun? Biri bişymi yaptı?
Sorduğu sorular karşısında ona baktım endişe vardı ilk defa birinin bana endişeli bir şekilde baktığını gördüm içimde buruk bir sısızı hissetmemle sanki kalbim bu adamda bişy olduğunu söylüyordu .
-Bundan sana ne şimdi git burdan.
-Ben sadece sordum kızmana gerek yok doktur hanım.
Ona şaşkınlıkla bakmaya devam ederken o bana gülümsiyerek bakıyordu nerden biliyordu ki ?doktur olduğumu .
-Ssen nerden biliyorsun doktur olduğumu? .
Hala gülümsiyerk bakmaya devam ederken ben ise sinirlenmiştim o kimdi benim hakkımda bu şeyleri biliyordu ki daha kocama bile bilmezken o. Nasıl olurda bilirdi.?
![](https://img.wattpad.com/cover/144394815-288-k931806.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
/~KELEPÇE ~
General FictionKİTAP İSMİ DEĞİŞTİRİLMİŞTİR!! Zorla evlendirilen iki genç. Zilan 'ın kaderi neydi? Abisinin hatasının bedelini ödemek mı ? Yoksa her şeye rağmen dim dik durup o yaşadığı hayatı güzel kılmak mi? Rezan Ağa ; Hırsı, korkusuzluğuyla cesaret timsali o...