Bir bakıştır ki kalbimdeki yaraları sızlatır.
Temmuz,2015
Yağız ve Sabri yine kimlik değiştirerek Tel Afer'e geçtiler.Ortadoğuda kene gibi çoğalan IŞİD terör örgütünü de çözümlüyorlardı aynı zamanda.Silah geçiş güzergahlarını muhbirlerle beraber bir bir öğrenirken YPG olarak anılan PKK uzantısı terör örgütüne de aynı devletler yardım ediyordu.Şaşırmadılar.
Şaşırdıkları tek nokta ise bir gece ansızın kaldıkları pansiyon saldırıya uğradı.Ustaca bertaraf ettiler lakin bir ertesi gün bilfiil geri çağırıldılar.Sebep olarak deşifre olmaları gösterildi.Bunu mümkünü yoktu.Her şey muazzam ilerliyordu.İstihabarat raporları,kilit noktalar,mevziler,üst düzey isimler...Bunların hepsini bir bir bildirirken anlaşılan birilerinin hoşuna gitmemişti yine.Geri çağırıldılar.Bir iki gün daha oyalandılar güvenliği bahane ederek.
Türkiye'de bir bomba patlayacaktı.Urfa sınırında.
Patlatacak da patlayacak bomba da sınırdan geçecekken imha ettiler.Sabri ve Yağız.Sessizce ve hayli kolay...
Ardından yine başladıkları noktaya geri döndüler.Diyarbakır'a.
Bir sonraki görevleri ısrarla söylenmedi.İstihbarat boşluğu yaşandığına dair diretseler de baştakilerle takışmaktan başka bir şey getirmedi.Bu boşluğu güzel değerlendirdi hainler.21 temmuzda Suruç'ta bombalar patladı.
Ölenler Kobani'ye geçecek olan sözde barış elçileriydi.Ortalığı alabora edecek bir hedeftiler.Yağız 'ın sinirleri laçkalaştı o süreçte.Tehdit de edildi.Bu başına gelmemiş iş değildi de burada kalmanın farklı manaları vardı yüksek ihtimal.Ya karşı gelmelerini bekliyorlardı;bunun üzerine bir soruşturma da o geçirecekti.Bir dava da onun adına açılacaktı.Vedat Bey gibi aynı damgayı yiyip aşağılanarak parmaklıklar ardına konulacaktılar.
Hep öyle olmamış mıydı?
Ya da tamamen ortadan kaldırılacaktılar.Gerçek manada!
Beklemekten bezdikleri bir saatte telefonu çaldı her ikisinin de.Özel görev kodlarını söyledi telefondaki tanıdık ses.Eski müsteşar yardımcısıydı arayan.Vedat Bey'in arayamadığını ama bu görev için kendini vekil tayin ettiğini söyledi.
Bunun anlamı 'çok gizli görev'di.
Şimon Goldenberg'ti mevzu bahis.Eş zamanlı saldırılar düzenletecekti bu MOSSAD ajanı.Yakından tanıyordu bu adamı.Necmi ve Veli İşli ile yakın dosttular.
Melek'i o gece perişan eden bir diğer isimdi aynı zamanda.
Melek'e yaşattıklarından sonra en büyük düşmanıydı o.Bulduğu yerde mahvetmek istediği adam.İyi saklanırdı.Olaydan sonra her taşın altına dahi baktıysa da çok fena kaybolmuştu ortadan.Bulunması güç.Ama imkansız değildi Yağız'a şimdilerde.Kişisel değildi yalnız mesele;yıllardır bütün terör eylemlerinin arkasındaki adamdı o.Yıllar yılı 'gerilla' tekniğini kullanan PKK'nın yapılanmasını sağlayan bir numaralı isimdi.Artık ellerinde daha mükemmel silahlar vardı.
Tüm bunlar hesap edilerek yola çıkacaklardı.Sabri ve birlikte döndükleri 2 asker ile.
Onu mahvedecekti kendi mahvolması pahasına.
Beril daha iyiydi artık babası artık sık arar olmuştu en azından.Kabusları azalmış sayılırdı.Daha huzurluydu .Annesini saymazsak...Melek halen huzursuzdu ;halen mutsuz.İçindeki savruk his bitip tüketiyordu onu.Yağız aradıkça hal hatır soruyordu ona da.O kadar!O günün iması bile geçmezdi dilinden,derin sohbetler edilmez;nerede ve nasıl durumda olduğundan katiyen bahsetmezdi.Zaten aradığında da çok uzun konuşmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kod Adı:KILIÇ
General FictionNe büyük yorgunluklarımız vardı sevgilim... Ne yapıp edemediklerimiz... Ne pişmanlıklarımız ne hüzünlerimiz.. En yürek yakanı ise ne hasretlerimiz vardı bizim... Koyu ayazlara sürgün,gözyaşlarına mahkum... Taşınabilir portetif acı yaslarım...