52.Bölüm

2.2K 225 27
                                    

Mart,2016

  İşte,bu adamı tanıyordu.Ne yazık!Şimdi nereye kaçmalıydı?Kime sığınmalıydı?Yıllar evvelinin korkuları sardı her yanını.Öncesinde bu beş para etmezlerin açtığı yaraları sızladı.Kalbi ağrıdı.Yağız'ın son söyledikleri geldi çarptı kalp duvarlarında.Ömrü hayatınca hep bir anne babayı dilerken hayırlısını dilememişti belliki.

Necmi İşli.

Yılların kötüsünün kötüsü şimdi en ağır ceza ile sınanıyordu.Düşündükçe aklını kaçıracak gibi olmasının sebebi karşısındaydı.İşte,tam da oradaydı.Gözlerindeki korku ile boğabilirdi onu.Melek...Melek gibiydi sahiden de oysa ismini Dilbaz koymuştu.Kulağına o fısıldamıştı.Rahmetli büyük kızı Dicle'ye benzetiverdi.Sızladı içi.Çok acıdı,artık yaşlanmaya başlayan kalbi.Büyük kızının kefen içindeki perişan halinden öte küçük Dilbaz'a kol kanat geren daha yeni serpilen Dicle'de gelip yapıştı sanki boynuna,boğazına.Bahtsız evlatları.Sınandığı,yandığı,yaktığı evlatları!

Annesinin kaderi kıza mıydı?

   Bir adım geri gidecek oldu ki başı döndü Melek'in.Heyula görmüş hissiyatı ırgalamıştı onu hepten.Ufuk tutmuştu çabucak kollarından.Necmi ise ateşe değmiş gibi sıçrayarak koştu kızından tarafı.

"Yaklaşma bana!"derken korku doluydu her bir kelimesinde.Bu sözler üzerine çivilendi ayakları adamın.

"Korkma,ne olur!Sana anlatacaklarımı önce bir dinle.Söz veriyorum sonra seni evine götüreceğim."Dedi çaresiz Necmi.

   Evladın yeri babasının yanı olamayacak kadar ayrı düşmüştü onlar.Ayrıydılar onlar.Farklıydılar,farklı saftalardı.Melek yaftalayacaktı onu.Haklıydı da.Öksüz,yetim gibi büyümüştü yıllar yılı.Onu bir başına bırakıp bir adamın peşinden giden anasının yokluğu değildi Necmi'nin canını yakan.Onu yıkan,kendisiydi.Ta kendisi!Yavrusunun ellerini tutamayan ellerineydi öfkesi.Daha da kötüsü tutamadığı gibi o elleri yakan ellerineydi.

    Gözleri karardı Melek'in.Elindeki telefon ile çanta kayıp gitti avuçlarından.Selma Hanım,endişeli bir sesle devam etti seslenişine.Arkadaki arabadan inen adamına
"Kazım,topla eşyaları."dedi Necmi.

"Tamam,baba."dedi koşarak yanlarına gelen adam.Yere düşen telefonun kilit tuşuna bastı,sonra da çantaya koydu.

"Aç,kapıyı."dedi bu kez de Necmi.Melek'i arabasına bindirmekti niyeti.Onu buradan götürmek,derdini anlatmak.Derman aramak...Veli'yi öldürmemek için yine tuttu kendini.Evlat katili olmanın eşiğinden dönen elleri alev alev yandı.Kordu her yan.Dönüşü yoktu yitip giden yılların.Yağız denen askere yem edilmişti kızı,içinde hain bir ses bunu tekrarlayordu sürekli.Tüketiyordu onu.Mahvediyordu.

    Melek gözlerine inen perdenin altında cebelleşip durdu kendi kendisiyle.O sırada Necmi'nin arabasına bindirdiler onu.İtiraz edemedi,sesini dahi çıkaramadı.Bununla da kalmadı,Necmi evine götürdü kızını.Feryal'i aradı.Haber verdi.Necmi araba kullandığından doktora Feryal haber verdi.Büyük bir aşk ile bağlandığı adamın kızını da iyi niyetli bir telaşla karşıladı Feryal denen kadın.Neyse ki mühim bir şeyi yoktu kızın.Necmi'nin çok sevdiği o kadından olma kıza limon kolonyası koklatıp durdu mütemadiyen.Bir yandan da düşündü...Necmi hiçbir zaman o kadını sevdiği gibi sevmemişti onu.

Melek gözlerini açtığında bilemedi nerede olduğunu.Ojeli,uzun tırnaklı limon kolonyası kokan eli def etti yüzünden ilkin.

"Oh nihayet!"diye bir nida tutturan ince,işveli bir kadın sesiydi.
   Yerinden zoraki doğruldu Melek.Yuvarlak yüzlü,beyaz tenine yaraşır makyajlı bir kadın ile karşılaştı.

Kod Adı:KILIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin