8.Bölüm

4.4K 303 40
                                    

Şubat,2015

Koşa koşa girdiği odada kendi dolabının olduğu bölüme ilerleyip çantasını ve boynuna doladığı fuları koydu sunta dolaba.Hemen beyaz önlüğünü üstüne geçirdi.Steteskop ve genelde önlüğünün üst cebine iliştirdiği birkaç tükenmez kalemi alarak odadan koşar adım çıktı.

    Bugün öyle ağır gelmişti ki evladını bırakacak yer bulamamak...Hayat ona pek seçim yapma fırsatı vermemişti.Yetiştirme yurtlarında büyürken tek kurtuluşunun okumak olduğunu bildiği içindi belki de sabahlara kadar ders çalışmaları...Haksızlık olarak görmemişti bunların hiçbirini,hatta kendiyle gurur duyuyordu çoğu zaman ne olursa olsun yılmamış yıkılmamıştı.Hiçbir zaman gocunmamıştı çalışmaktan ne bazı gecelerde el feneriyle ders çalışırken ne de kızının istediği oyuncağı almak için fazla mesaiye kaldığı günlerde.Çünkü annesiz babasız büyümüş biri olarak iki kat daha fazla düşüyordu çocuğunun üstüne.Belki şımartılma anlamında değildi ama hiçbir şeyini eksik etmemeye çalışıyordu.

   Asansörün önünün kalabalık olduğunu gördüğünde merdivenleri kullanmayı seçmişti haliyle.Koşarak indiği merdivenlerde bir yandan da steteskopu kulaklık ve diyafram uçlarından tutarak boynuna asmıştı.Kolundaki saatten geç kalmadığını düşünmek üzere olsa da acilin kalabalıklığıyla dumura uğramıştı adeta.

  Bankonun önüne geldiğinde orta yaşlı Demet Hemşirenin uzattığı evraklara göz gezdirmeye koyulduğunda acilin fazla kalabalığına yetişemeyen meslektaşı Metin'in

"Melek,acele et.Kaça bölüneceğimi bilmiyorum.5 numaralı yataktaki hastaya bak çabuk şeker koması geçiriyor sanırsam."

Kadının yanında rüzgar gibi geçerken ekledi "Trafik kazası olmuş 3 ambulans geliyor ben acil kapısına gidiyorum." derken koşmaya da devam etmişti.Melek imzalanması gereken yerlere hızlıca imza atarken 5 numaralı yatağa yöneldi.

Gözleri ilk önce hasta yatan adamı bulmuştu."Su,su Ayşa çok susadım da."diyen adamın gözleri kapalıydı.

"Ömer,Ömer görmemuş gibi yiyusun!Allah alacak canini göreceğusun o vakıt!Serap bari git kizum kantinden su al!" diye konuşan kadının isminin Ayşe olduğunu hemen anlamıştı Melek ama kendinden habersiz geçen bu konuşmalara derhal dahil olma ihitiyacı hissetmişti.

   Çünkü karşısında gördüğü adamın kalbini tutması ve nefes almada güçlük çekmesi hemen müdahale etmesi gerektiğini düşündürüyordu genç doktorda.

"Bir dakika,bir dakika su içmeyecek hasta!Neyi var amcanın?"diye altmışına gelmiş çakmak çakmak bakan mavi gözlü kadına sorusunu yöneltmişti ki yanındaki genç kadını Melek sonradan tanımış ve onun konuşmalarını dinlemişti.

"Aaa Melek!Babam şeker hastası fazlaca tatlı yemiş, önceden de başımıza gelmişti şeker koması dedi az önceki doktor!"

   Melek de dikkatle yaklaşık 10 gün önce tanıştığı kadını dinlemiş ve bir yandan da cebinden çıkardığı göz bebeğini kontrol etmeye yarayan küçük feneriyle adamın bir nevi bilincini kontrol etmişti.

Hala su diye inleyen adama "Ömer amca üzgünüm şuan su içmen çok tehlikeli akciğerlerine zarar verebilir."demiş ve steteskopuyla adamın açılmış gömleğinin altındaki kalbini dinlemeye koyulmuştu.

"Şeker,kolesterol,ırsi ya da kronik kalp hastalıkları var mı?"diye sormuştu aceleyle çünkü şeker koması bazı durumlarda ölüme bile neden olabilirdi.Heleki kalp hastalarında kalp krizlerine sebebiyet verebilir işi çıkılmaza sürükleyebilirdi.

"Vardır kizum vardır.Hepsi vardir.Kolestrol,kalp ne ararsan."

"Demet Hemşire!Hastaya serumla birlikte sıvı vereceğiz,kardiyoloji servisinden amcaya bir oda ayarlayalım akşam Cem Bey nöbetçi o da bir görsün hastayı."

Kod Adı:KILIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin