Aşk dediğini yaşamazsın aklında,yaşarsın boğazında kalır...
Haziran,2015
O günden sonra Yağız pek aramaz olmuştu.Mevzu Beril olsa dahi..Kısa,soğuk cümlelerin arasında mesajla haber eder olmuştu her şeyi.Bir daha birlikte bir yerlere gitmeyi de teklif etmiyordu artık.O olayın üzerine de tek kelam etmemişti.Tam da Melek'in istediği gibi!Gözükmüyordu pek gözüne,'haydutluk'etmiyordu.Lakin Melek yadırgadı durdu gün geçtikçe,bu kadarını da fazla buldu,kendi istediği gibi olmamış gibi huysuzlandı içi dışı.Aramadı fakat.O aramadığı sürece sesini duymaya yeltenmedi.Çözülmüş bir büyünün,bir efsunun neferiydi!Olacaktı o kadar...
Yeni bir hayat kurmuştu karşısındaki.Hayatında şatafatı bol bir eş edinmişti tekrar.Ve bu kadın kendine akıl vermeye kalkışmıştı ilk fırsatında.Ricasına rağmen sızmıştı hayatlarının içine!Bunlara rağmen sorgulanıyordu hayatı.Kendi yağında kavrulan bir insandı o,fazlası değil!Uğruna milyonları harcayacak bir babası da yoktu o kadın gibi,kendi kendine kazandıklarıyla hayatını kazanmaya çalışıyordu.Evladını yetiştiriyordu!
En son bir mesajla 'Birkaç gün yokum,Beril'i kursa götüremeyeceğim.Servis şöförüne haber verdim.'yazmıştı.Beril'in yüzme kursuna gideceği o pazar günü.Sabaha karşı atılmış o mesajı saatler sonra görmüştü Melek.Beril'i uyandırmaya kaldıracağı sırada.
Ondan sonra aramamıştı,Beril'i de oyaladı durdu buna karşılık.Fakat Beril'in endişesi çok daha büyüktü.İçten içe babası bu hafta sonu olacak yıl sonu gösterisine gelemeyecek diye çok korkuyordu,çok!
Yağız'ın evine de yollanmıştı bir davetiye.Evlerindeki yardımcı kadın almıştı okulun görevlendirdiği kuryenin elinden zarfı.Sonrasında Serap'a götürmüştü davetiyeyi.Evirip çevirdi önce Serap,'Yağız Yılmaz' adlı beyaz ,kenarları nakışlı davetiyeyi.Tabiki de açtı!Okudu ,sonunda anladı ki Beril'in gösteri davetiyesiydi bu.Karnı karıncalandı kadının.Evlatsız kalmanın ceremesinin böyle ömür billah gideceğini hesap edemeden sakladı o davetiyeyi küçük bir çekmeceye.Hapsetti adeta!Ve söylerse bir aile gibi gidecekleri o gösterinin tüm ibarelerini silip atmak istedi.Dilindeki acı tadı tez elden savmış ve dediği gibi yapmıştı.Yağız'a söylememişti.
Buna karşılık her şeyden habersiz haftasonundan evvel dönmüştü yorgun argın Yağız.Uykusuz,bitap,öfkeli!'Haydut' gibi uzayan sakallarının icabına bakacak olma fikriyle girdi banyoya.Kızını özlemişti en nihayetinde;bol bol öpmeliydi.Sakallı iken öptürmezdi prensesi.Bu düşüncenin mutluluğuna sığındı, haydut olduğu fikrine ısınamamış tüm kalbiyle.
Sahiden ne zamandan beri onun gözünde hayduttu?!
Çok sıkkındı canı...Öfkeliydi topyekün.Dişlerini sıkmaktan çenesinin ağrıdığını bile fark edemeyecek kadar pervasızdı!Aynada gördüğü yorgunluğunun boşa olması çileden çıkardı.
Duş aldı ardından traş oldu asabı bozuk.Ne yapacağını bilemeden saçlarını çekiştirdi durdu aynanın karşısında.Yıllardır planlanan hakkında istihbarat toplanan operasyonu üstteki niyetsizler
berbat etmişlerdi.Gerisin geri dönmüşlerdi.Bu kez ,hakkında soruşturma başlattıkları müsteşar Vedat Bey de engel olamamıştı.Kızgındı Ali.Karşısındaki en azılı düşmanlarla bile bir şekilde başa çıkıyordu da bu içlerindeki hainlerden çektikleri kabul edilir değildi.Kendisi de uyarı almıştı vekil görevliye itiraz ettiği için.O da onlardandı besbelli ve devlet içindeki gizli yapılanmalarını açık edeceklerinden ödleri kopuyordu hepsinin.Şüphelendiği birkaç isim vardı aslen önce müsteşarın özel kalem müdürü!Hoş,o kadar çoktular ki..O adam şerefsizin önde gideniydi.Yapacakları önemli işler sızdırılıyordu .Örgüt içindeki ajanların ismlerini veriyordu birileri.Müsteşar soruşturma geçiriyordu,kendi durumu da iç açıcı değildi.Tehdit niyetine bir uyarı ona da vermişlerdi.Kendinden hiç hazzetmediklerini pek tabi biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kod Adı:KILIÇ
Genel KurguNe büyük yorgunluklarımız vardı sevgilim... Ne yapıp edemediklerimiz... Ne pişmanlıklarımız ne hüzünlerimiz.. En yürek yakanı ise ne hasretlerimiz vardı bizim... Koyu ayazlara sürgün,gözyaşlarına mahkum... Taşınabilir portetif acı yaslarım...