2.BÖLÜM

1.1K 62 92
                                    

Finn'in, Miranda ile beraber olduğu günün üzerinden tam bir ay geçmişti. O günden sonra onu sadece yeniden Almanya'ya gideceği için Scott ile vedalaşırken görmüştü. Finn, kafasına takmadı. Belki de şu ana kadar birlikte olduğu en güzel kızdı ama hepsi gibi günübirlik ve gelip geçiciydi.

Ve yaz gelmişti.

5 Haziran.

Finn'in 3 ayının mahvolduğu ve babasıyla annesinin birlik olup tüm planlarını çöpe attığı gün.

Finn, eşyalarının arabasına taşınmasını izliyordu çatık kaşlarıyla. Lanet olası işten nefret ediyordu. Sinirliydi ve kendince haklıydı da.

Annesi yanına geldiğinde ona bakmadı bile. Sadece arabasına bakıyordu. Orada kendi arabası olmayacaktı ve elalemin arabasını kullanmak istemiyordu.

Bu düşünceyle yüzünü buruşturdu.

Annesi, oğlunun ona bakması için yanaklarından tuttu ve yüzünü kendisine çevirdi.

"Bize kızma. Bu, senin iyiliğin için."

"Bırak anne ya. Tüm planlarım top hâline getirilmiş bir kağıt parçası gibi çöp kovasını boyladı."

"Eminim orada da eğlenirsin."

"Babamın işini yapmaktan zaman bulursam belki." dedi ve annesinin ellerini yüzünden çekti. Tekrardan önüne döndü. Annesi, derin bir iç çekti.

"Finn-"

"3 ayımı bir ucube gibi adada geçireceğim!"

"Tam olarak ada değil. Sahil kasabası gibi bir yer."

"Şuna bak ya," diyerek alayla güldü, Finn.

"Gittiğim yerin ne olduğunu bile bilmiyorum!"

"Dır dır etme de al şunu. Orada ihtiyacın olacak." diyerek yanına geldi babası ve ona, doğum gününde aldığı anahtarı verdi.

"Bana neden bir yat aldığını söyler misin, baba?"

"Birçok nedeni var. En önemlisi ise oraya bununla gideceksin." dedi ve Finn'in elinde tuttuğu anahtarı gösterdi.

"NE?! Oraya yatla mı gideceğim?!"

"Rahat bir yolculuk olacak işte." diyerek güldü, Bay Wolfhard.

"Lanet üstüne lanet!"

"Ağzını topla, genç adam." diyerek onu uyardı, annesi. Finn, sinirle soluyarak hazır olan arabasına bindi.

"Koduğumun özel uçağı varken ne diye yatla gidilir ki?" diye mırıldandı, arabayı çalıştırırken. Giderken ne annesinin yüzüne baktı ne de babasının.

O kadar öfkeliydi ki sevdalısı olduğu radyoyu bile açmadı limana gidene kadar.

Limana vardığında yatın önünde bekleyen adam, hemen yanına gitti ve arabadaki eşyaları birkaç kişi yardımıyla yata taşıdı.

Finn, gözlüklerini çıkarıp yata bindi ve yukarı kata çıkıp kendisini koltuğa bıraktı.

Kimseyle konuşmadı. Eşyalar taşındı ve kaptan, yatı Finn'in yazını mahvedecek olan sahil kasabasına sürmeye başladı.

Finn, telefonunu cebinden çıkardı ve gelen mesajlara baktı.

O kadar öfkeliydi ki, ne olursa olsun sessize almadığı telefonunu şimdi sessize almıştı.

Arkadaşı Scott, onu tam 10 kere aramıştı ve sms, whatsapp, instagram ve diğer sosyal medya hesaplarından mesaj atmıştı.

Finn, göz devirdi.

Günışığı KörfeziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin