5.BÖLÜM

808 56 74
                                    

İki gün sonra nihayet rahatlama fırsatı bulmuştu, Finn. Her dakika evraklarla uğraşıyor ve önüne gelen her dosyayı imzalıyordu. Daha iki gündür işlerle uğraşmasına rağmen sıkıntıdan patlama derecesine gelmişti.

Her saat arkadaşı Scott ile konuşuyordu.

Her gece Ryan, Finn'e video gönderiyordu.

Ve her zaman Miranda ile mesajlaşıyordu.

Şu an onların yanında olmayı her şeyden çok istese bile iletişimde olmak bile biraz olsun iyi geliyordu.

Derin bir nefes alıp verdi ve elindeki dosyayı masaya bırakıp alnını sol eline yasladı. Gözlerini kapattı ve en ufak bir ses bile duyulmayan odasında bir süre öylece durdu.

Fakat bu, o kadar da uzun sürmedi.

Hemen yanında duran telefonun titremesiyle gözlerini açıp ışığı açık ekrana baktı. Ekranda 'Tanrıça' ismini görünce hemen pozisyonunu bozdu ve telefonu eline alıp arkasına yaslandı.

Miranda, mesaj atmıştı. Finn, hiç geciktirmeden mesaj bölümüne girip ona cevap yazdı. Yüzündeki sırıtışın bile farkında değilken kapısı çalınmış ve içeri biri girmişti bile.

"Finn,"

Finn, başını kaldırıp sesin geldiği yere baktı. Freya, elindeki limonata bardağıyla tam karşısında duruyordu.

"Ferahlaman için." diyerek gülümsedi ve elindeki bardağı masaya bıraktı. Finn, yutkundu ve Freya'ya gülümsedi. Şu an Miranda ile mesajlaşması gerekiyordu ama onu bir an önce görebilmesi için de planını icraate geçirmesi lazımdı.

Finn, karşısında durup ona gülümseyen ve hayranlıkla bakan kızda göz gezdirdi.

Beyaz teni, ince ve şekilli dudakları, kahve gözleri; üzerindeki kot kaprisi ve bol, askılı yeşil tişörtüyle tam Finn'in takılacağı bir kızdı, Freya.

Finn, aniden sandalyesinden kalktı ve saniyeler içinde Freya'yı kendisi ve çalışma masası arasında sıkıştırdı.

"Biliyor musun," diyerek kızı baştan aşağı süzdü.

"Burada çalışıyor olmasaydın kesinlikle seninle olurdum." dedi, kızın tepkisini ölçmek için. Ve beklediği oldu. Kızın gözleri heyecanla parladı.

"Burada çalışmam neyi değiştiriyor peki?"

"Babamın kulağına giderse pek iyi şeyler olmaz."

"Kim bilecek ki?" diyerek ellerini Finn'in omuzlarına koydu. Finn'in zevkle dudağı yukarı doğru kıvrıldı. Tam Freya'ya yaklaşacakken çalan telefon sesiyle durmak zorunda kaldı.

"Lanet olsun." diye mırıldandı ve kızdan uzaklaşıp masada duran telefonuna baktı. Arayan kişinin arkadaşı Scott olduğunu görünce içinden ona büyük bir küfür savurdu. Telefonu açmak yerine meşgule attı ve uçak moduna alıp kızın karşısına geçti.

"Evet, nerede kalmıştık?"

Freya'nın kalbi heyecanla atmaya devam ederken bu sefer de çalınan kapıyla durdular. Finn, sinirle gözlerini kapatıp bir adım geri gitti ve derin bir nefes alıp verdi. Kapı yavaşça açıldı ve içeriye doğru baktı bir kız.

"Kusura bakmayın," diyerek tamamiyle içeri girdi.

"Resepsiyonda müşteri bekliyor ve devredebileceğim kimse yok."

"Sen ne güne duruyorsun?" dedi Freya, sinirle. Kardeşine o kadar kızgındı ki...

"O işten anlamadığımı biliyorsun. Bilgisayar benlik değil."

Günışığı KörfeziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin