8.BÖLÜM

652 46 44
                                    

Genç kız, gözlerini araladığında bedenindeki ağırlığı ve ağrıyı hissetti hemen. Başını kaldırıp etrafa baktı. Kendi odasında değildi, bu kesindi. Canı yana yana yatakta oturdu ve sertçe yutkundu. Dün gece aklına geldiğinde ise anında dolan gözlerini durduramadı. Sesi çıkmasın diye ise dudaklarını birbirine bastırdı ve sağ eliyle ağzını kapadı.

"Hey, neden ağlıyorsun?" dedi ve elindeki kahve bardağını masaya bırakıp kızın yanına gitti hemen. Kollarını açıp ona sarılmak ve sakinleştirmek istedi ama kız, kendini geri çekti.

"Korkma, tamam? Gel hadi." diyerek kıza yakınlaşmaya çalıştı. Kız, o kadar bitkindi ki Finn'e hayır diyemedi. Finn, kızın başını omuzuna koydu ve diğer eliyle saçlarını okşadı. O an ise kız, kendini tamamen bıraktı.

"Şşşş, geçti." dedi ve çenesini kızın başına yasladı.

Yine dün gece gibi oldu. Finn, kız sakinleşene kadar öylece durdu. Saçlarını okşadı ve sakin olması için kulağına bir şeyler fisıldadı. Birkaç dakikanın sonunda ise kız, yavaşça geri çekildi.

"Ben...Ben çok özür dilerim, Bay Wolfhard. Böyle olsun ist-"

"Senin bir suçun yok, Mackenzie. Özür dilenecek bir şey yapmadın."

"Adımı nereden biliyorsunuz?"

"Dün gece Tyler mesaj attı sana. Oradan öğrendim."

"P-peki Bay Skarsgard?" dedi kısık sesiyle, Mackenzie.

"O da kim?"

Kız, başını öne eğdi ve titrek bir nefes aldı. Finn ise Mackenzie'nin kimden bahsettiğini anladı. İçini sinir kaplasa da sakin kalmaya çalıştı.

"Bilmiyorum ama en son baygındı."

Mackenzie, cevap veremedi. Sadece başı eğik bir şekilde durdu. Finn'in kaşları çatıldı. Eliyle kızın çenesinden tuttu ve gözlerini, renkli gözlerle buluşturdu.

"Yine söylüyorum, Mackenzie, sen bir şey yapmadın. Anladın mı beni? Başını eğmesi gereken kişi sen değilsin, o."

Mackenzie, sertçe yutkundu ve başını olumlu anlamda salladı. Finn, kızı inceledi.

"Burada bekle." diyerek ayağa kalktı ve banyodaki yardım çantasını alarak odaya geri döndü. İkisi de hiç konuşmadı. Finn, dikkatlice kızın kesik eline, morluklarına ve karnındaki kızarıklığa pansuman yaptı. Ardından kendi elleriyle kızın dağılmış olan saçlarını topladı ve dolabından rahat, beyaz bir tişört çıkardı.

"Hadi üstündekini çıkaralım." dedi ve yaralarına dikkat ederek yırtık tişörtü çıkardı, Finn. Mackenzie, o an utançtan yerin dibine girmek istedi. Üzerinde sadece sütyeni vardı ve bu, kızın kıpkırmızı olmasına neden olmuştu.

"Utanma. Sadece yardım ediyorum." dedi durumu anlayan, Finn. Mackenzie, tebessüm etmeye çalıştı. Finn, yine dikkat ederek kendi tişörtünü giydirdi kıza.

"Bol ama rahat, ha?" diyerek gülümsedi, Finn.

"Teşekkür ederim." dedi ve Finn'e karşılık verdi, Mackenzie.

Finn, aklına gelen şeyle aniden ciddileşti. Derin bir nefes alıp verdi ve yatağın üzerindeki eşyaları toplayarak kızın yanına oturdu. Biraz yüzüne baktı genç kızın. Ardından başını önüne eğdi ve dudaklarını yaladı.

"Kolay olmadığının farkındayım ama sormak zorundayım da,"

Mackenzie, Finn'in hangi konuda konuşacağını anlayınca gerildi. Dün gece yaşadığı korkunç bir şeydi ve bunu uzun bir süre atlatamayacağını biliyordu.

Günışığı KörfeziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin