"Pişman mısın?"
Sadece derin bir iç çekti. Cevap vermedi. Vermek istiyor ancak yapamıyordu.
"Sana bir soru sordum. Pişman mısın?"
"Evet, pişmanım." dedi ve derin bir iç çekerek başını öne eğdi. Ellerini masanın üzerinde birleştirmişti ve bakışlarını karşısında oturan adamdan olabildiğince kaçırmaya çalışıyordu.
"Peki neden yaptın? Sebebin neydi?"
"Ben-"
"Bay Rampley, sizi dışarı almalıyım."
"En kısa süre zarfında ne zaman görebilirim?"
"Biz size haber vereceğiz."
"Pekâlâ."
Bay Rampley, dosyaları çantasına koydu ve sandalyesini geriye ittirerek ayağa kalktı.
"Buyurun."
Kadın polis memuru, Bay Rampley'i çıkardıktan sonra derin bir nefes aldı ve masada oturan gence baktı. Cebinden bir telefon çıkarıp gencin önüne koydu.
"Süren kısıtlı." diyerek Tyler'ı orada yalnız bıraktı. Tyler, ayağa kalkarak kapıyı kapatan polise bağırdı.
"Hey, ne oluyor?! Avukatı-"
"Avukatı siktir et!" dedi, telefondan gelen gür ses.
"Ne?"
"Sen ne yaptığını sanıyorsun, ha? Ne yaşıyorsun lan sen o beyninin içinde?!"
"Finn?"
Tyler, hemen yerine geri oturup telefonu hoparlörden çıkartıp kulağına tuttu.
"Tanrım, iyi misin? Bir şeyin yok, değil mi? Ben...ben çok pişmanım. Özür dilerim, her şey için ama-"
"Bugün dinleyecek olan kişi sensin. O yüzden çeneni kapat ve beni dinle. Çünkü bir daha anlatmayacağım."
"Merhaba, Mackenzie."
"Merhaba, Bayan Wolfhard."
"Seninle biraz konuşabilir miyiz acaba?"
"Üzgünüm ancak otele gitmem gerek. Ablam aradı ve çok acil olduğunu söyledi."
"Anlıyorum."
"Ama hemen geri döneceğim. O zaman konuşabiliriz."
"Tabii ki, tatlım."
Mackenzie, sağ tarafında oturan Scott'a bakmadan adımlarını hızlı bir şekilde asansörlere doğru yöneltti. Scott'ın ona söylediği şeyler basit ve yenir yutulur şeyler değildi. Yüzüne bakmak dahi istemiyordu.
Scott ise bin pişmandı. O lanet çenesini tutamadığı için kendisine ne kadar küfür ettiğini sayamaz olmuştu artık. Evet, hata yapmıştı ve dibine kadar da haksızdı. Ama pes etmek yoktu. Mackenzie'ye kendisini affettirmenin mutlaka bir yolunu bulacaktı.
Mackenzie asansöre binmeden ayağa kalktı ve koşarak onunla aynı kabine girmeyi başardı. Mackenzie, Scott'ın ani gelişi üzerine gerildi ve omuzlarını dikleştirip sert bir şekilde yutkundu. Bakışları sabit ve soğuktu genç kızın.
"Ben bir hayvanım." dedi ve derin bir nefes aldı, Scott.
"Aptalın tekiyim ben. Salağım, salak!"
Mackenzie'den hâlâ bir tepki gelmeyince Scott, bakışlarını genç kıza çevirdi.
"Özür dilerim, Mackenzie. Pişmanım, gerçekten. Sinirle saçmaladım. Biliyorum, çok ağır şeyler söyledim ama üzgünüm. Affet beni."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günışığı Körfezi
Fiksi PenggemarBüyük oteller zincirinin sahibi Eric Wolfhard'ın oğlunun 18. yaş gününden sonra aldığı sorumluluk üzerine aklında oluşturduğu plan nasıl bir sonuca varacak?