44. BÖLÜM

162 7 27
                                    

Sabahın erken saatlerinde gözüne çarpan güneş ışıklarıyla uyanan genç, geceden kalma olduğu için gözlerini açmakta zorlandı. Başı zonkluyordu ve uzun zamandır bu kadar yorgun düşmemişti. Birkaç saniye sonra gözlerini açabildiğinde önce pencereden dışarı baktı. Gökyüzünde tek bir bulut bile yoktu, sakin dalga sesleri kulaklarını naif bir melodiyle dolduruyordu; kuşların uzaktan gelen sesi de bu melodiye eşlik ediyordu.

Tyler, gözlerini kapatarak ofladı ve hareket etmek istedi ancak göğsündeki ağırlık yüzünden bunu yapamadı. Hemen gözlerini açıp bu ağırlığın sebebine baktı.

"Freya?"

Genç kız, başını Tyler'ın göğsüne yaslamış ve derin bir uykuya dalmıştı. Tyler, kaşlarını çatarak dün gece neler olduğunu hatırlamaya çalıştı. Freya'yı odasına taşıması, yatağına yatırması ve genç kızın onu kolundan tutması dışında bir şey hatırlamıyordu.

"Freya." diye seslendi yavaşça.

"Hey, Freya. Kalk hadi." dedi ve omuzuna dokundu usulca. Freya, yerinde biraz kıpırdandı ama gözlerini açmadı. Tyler, genç kızın başını göğsünden kaldırmayı denedi ama Freya, elleriyle Ty'ın tişörtünü tutunca bunu da başaramadı.

"Hey, Freya. Tyler'ı gördün mü?" diyerek kapıyı açıp içeri dalan Jack, Tyler ve Freya'yı beraber görünce olduğu yerde kaldı.

"Sana da günaydın, Dylan." diyerek gözlerini devirdi ve ofladı, Ty.

"Birlikte mi uyudunuz?"

"Öyle görünüyor, değil mi?"

"Neler oldu?"

"Saçma sapan sorular sorma!"

Tyler, sesini yükseltmemeye çalışarak kaşlarını çatıp Jack'e baktı.

"Ne oldu?"

"Olması mı gerekiyor?"

"İçeri 'Tyler'ı gördün mü' diye girdin ya!"

"Kahvaltı yapalım diye ya."

"Sen yap. Aç değilim zaten." dedi ve gözlerini kapatıp başını yatağa yasladı, Tyler.

"Pekâlâ." diyerek daha fazla bir şey söylemeden odadan çıktı, Jack.

"Günaydın!"

Ryan, tanıdık sesle şaşkınca ve biraz da sinirli bir şekilde kaşlarını çatarak arkasını döndü.

"Ne işin var senin bu saatte burada?"

"Yürüyüşe çıkmıştım." diyerek kulağındaki kulaklığı çıkardı, Kate.

"İyi. Sana da günaydın." dedi ve soğuk davranarak arkasını döndü, Ryan.

Kate, derin bir iç çekerek ufak köprüye atladı ve Ryan'ın yatına bindi.

"Ne yapıyorsun sen?"

"Bana önyargılı davranmaktan ne zaman vazgeçeceksin?"

"Dün yaptığın şeyden sonra bana böyle bir soru soruyor olamazsın, değil mi?"

"Biliyorum, konuşmamam gerekirdi ama yemin ederim bilerek anlatma veya Finn'in başını derde sokmak değildi amacım. Kızlarla konuşurken Finn'den konu açıldı, nasıl olduğunu sordular ve konuşma esnasında sevgilisi olduğu ağzımdan kaçtı. Bilerek değildi. Üstelik isim vermedim."

"Ve? Buna inanayım mı gerçekten?"

"Bana inanmalısın, Ryan."

"Öyleyse bu açıklamayı neden dün yapmadın?"

Günışığı KörfeziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin