"Tamam. Kabul ediyorum."
Carol, omuzunun arkasından Finn'e bakıp koşu bandının hızını yavaşlattı ve yeniden önüne döndü.
"Neyi kabul ediyorsun?"
"Sakin kalmayı."
Finn, elindeki bandajları sıkılaştırıp iç çekti.
"Yani denemeyi."
"Tamam ama bir şartım daha var." diyerek yavaş yavaş hızını kesti, Doktor Jackson.
"Ne şartı?"
"Öğrendiklerini asla Mackenzie'ye yansıtmayacaksın. Onun iyi olmasını istiyorsan bunu yapmak zorundasın."
"Elbette."
Carol, koşu bandından inip kenardaki havlusunu omuzuna koydu ve insanlar arasından geçip Finn ile birlikte kum torbalarının asılı olduğu bölüme gittiler.
"Burada mı anlatacaksın cidden?" dedi ve yanda çalışan iki kişiyi işaret etti, Finn.
"Biraz bekleriz biz de." diyerek havlusunu yere koydu ve kum torbasına vurmaya başladı, Carol.
"Ablamla hiç konuştun mu?" diye sordu Kenzie, yemeğini yemeye devam ederken.
Steve, Scott ve Kenzie, beraber Finn ile Mackenzie'nin odasında, balkonda yemek yiyorlardı.
Scott, Steve'e kaçamak bir bakış attıktan sonra Kenzie'ye baktı.
"Hayır, Freya ile konuşmadım. Tyler aradı beni. Sonra ben onu aradım. Konu sizdiniz. O kadar."
Mackenzie, başını sallayarak sertçe yutkundu.
"Küplere binmişti, değil mi?"
"Daha çok endişeli gibiydi."
"Ne olursa olsun bana anlayış göstermek zorunda." dedi ve Tyler'ı düşünmemeye çalışarak yemeğine devam etmeyi denedi.
"Freya anlayış gösteriyor mu peki?"
"Evet. Benim yanımda ve mutlu olmamı istiyor." diyerek daldı ve tabağındaki yemeklerle oynamaya başladı.
"Elbette."
Scott, bildiklerini kendisinde tutmaya kararlıydı ama Kenzie'yi ablasına bu denli güvenirken görmek sinirlerini alt üst ediyordu.
"Yani onunla konuştun?"
"Evet, aradım."
Scott, derin bir nefes aldı ve arkasına yaslandı.
"Bir şey mi oldu?"
"Ne?"
"Gerildin."
"Sana ne benden? Kendi işine baksana sen."
"Atışmayı bırakır mısınız? Yine mi tartışacaksınız? Gerçekten mi? Bu kadar mı sevmiyorsunuz birbirinizi?"
"Benim kendisiyle bir sorunum yok." dedi, Steve. Ardından çatalını bırakıp sandalyesini geriye çekti.
"Neyse. Odama geçeyim ben. Size iyi geceler."
Steve, ayağa kalkıp odadan çıktı. Kapıyı kapatır kapatmaz Mackenzie'nin bakışları Scott'ı buldu.
"Ne?"
"Aranızda ne geçti sizin?"
"Önemli değil. Lise yılları işte."
"Önemli değilse neden hâlâ soğuksun?"
"Ona pek güvenmiyorum, Mackenzie. Güvenmediğin bir insana samimiyet duyamazsın, değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günışığı Körfezi
FanficBüyük oteller zincirinin sahibi Eric Wolfhard'ın oğlunun 18. yaş gününden sonra aldığı sorumluluk üzerine aklında oluşturduğu plan nasıl bir sonuca varacak?