"Müjdeli haberi alınca hemen geldim. Nasılsın? Daha iyi misin?" diye sorarak Finn'in yanına gitti ve yatağın kenarına oturup sağ elini avuçları arasına aldı.
"Sağ ol, Miranda. İyiyim." dedi ve derin bir nefes alıp vererek elini Miranda'dan çekti, yerinde doğruldu.
Miranda'nın gülen yüzü soldu. Bozulmuştu. Ancak bunu dışa yansıtmamaya çalıştı. Boğazını temizleyerek yeniden gülümsemeyi denedi.
"Ağrın falan yok, değil mi?"
"İyiyim, dedi ya." diyerek araya girdi, Ryan. Hemen Finn'in başucunda duruyordu. Kollarını göğsünün altında bağlamıştı ve kaşları çatıktı.
"Rica etsem bizi biraz yalnız bırakabilir misin, Ryan?" dedi Miranda, sinirden çıldırmamak için içinde büyük bir savaş veriyordu.
"Hayır." diyerek omuz silkti, Ryan.
"Hayır mı?"
"Sordun ve cevapladım. Her sorduğuna olumlu bir cevap verecek değilim ya." dedi, gözlerini kısarak.
"Dostum,"
Finn, elini Ryan'ın koluna attı ve dudaklarını birbirine bastırarak yeniden bir iç çekti. Ryan, biraz durdu ve bakışlarını yeniden hiç ama hiç kanının ısınmadığı Miranda'ya yöneltti.
"Finn istiyor diye." dedikten sonra ise odadan çıktı.
"Şimdi rahatça konuşabilirsin."
Miranda, sert bir şekilde yutkunduktan sonra önüne düşen saç tutamını kulağının arkasına sıkıştırdı.
"Neden bana böyle davranıyorsun?"
"Nasıl?"
"Böyle işte. Soğuk ve uzak."
Finn, gözlerini kapatarak ofladı ve başını arkaya yaslayarak Miranda'nın dolu gözlerine baktı.
"Nedenini biliyorsun, değil mi? Bunları baştan konuşarak kendimi yormak istemiyorum."
"Ama ben istiyorum. Görmüyor musun? Sen buraya geldin geleli hiçbir şey doğru düzgün gitmiyor. Evet, bir hata yaptım. Seni dinlemeden çekip gittim. Sana inanmadım. Özür dilerim. Ama bunları konuşmazsak ilişkimiz-"
"Dur. Dur bir dakika, Miranda." diyerek iki eliyle yüzünü sıvazladı Finn, sıkıntıyla.
"İlişkimiz mi? Ciddi misin? Ortada bir ilişki yok ki."
Miranda, aldığı karşılıkla şoka uğradı adeta. Şu an kendisini tutup plana sadık kalabilecek miydi, kendisi bile emin değildi.
"N-ne? Ne diyorsun sen, Finn? Bi-biz hani-"
"Evet, sana aşık oldum sandım önce ama anladım ki aşk bu kadar hafif ve basit bir duygu değilmiş."
"Finn...sen, sen ne dediğinin farkın-"
"Gayet farkındayım, Miranda! Baştan konuşalım, diyordun, değil mi? Konuşalım. Evet, takıldığım diğer kızlar gibi değildin. Sadece zevk için olmadım seninle, buna da evet. Ama bu ilişki de değildi benim için. Bu aşk değil."
"Ne peki? Adını söyle bana. Farkında mısın bilmem ama şu an beni kullanıp bir kenara atar gibisin."
"Ne?! Asla! Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin? Sadece biraz takıldık ve bitti. 'Biz' diye bir şey yok."
"Takıldık ve bitti, ha?"
"Sana asla o kızlar gibi bir gözle bakmadım. Öyle bir muamele de yapmadım. Ama...anla işte. Seni o anlamda sevmiyorum ben, Miranda. Sen ve ben çok farklıyız. Ben senin gibi biriyle olamam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günışığı Körfezi
FanficBüyük oteller zincirinin sahibi Eric Wolfhard'ın oğlunun 18. yaş gününden sonra aldığı sorumluluk üzerine aklında oluşturduğu plan nasıl bir sonuca varacak?