İçinde yaşanılan an, geleceği kemiren geçmiştir.
●●
Elindeki dosyanın son sayfasını açıp çatık kaşlarıyla ve tüm dikkatiyle okumaya başladı. Bir elinde kalem, bir elinde sayfanın ucu vardı. Önüne düşen kıvırcık saçlarıyla beraber âdeta özenle çizilmiş bir tablo gibi görünüyordu.
En azından kapının önünde durup onu izleyen kıza göre öyleydi. Kendi kendine minik bir tebessüm etti.
Evet, belki çapkındı.
Evet, belki umursamazdı.
Evet, belki de örnek bir ilişki insanı değildi.
Evet, belki kızlara çok başka bir gözle bakıyordu.
Evet, belki gerçekte çok da iyi bir insan değildi.
Hepsine evet.
Fakat kapı pervazına yaslanmış ve kollarını göğsünün altında bağlayarak onu izleyen kıza göre Finn, kusursuzdu.
Kuruyan dudaklarını yaladı ve iç çekti. Boğazını temizledi ve ses çıkarmamaya özen göstererek biraz uzağında duran ufak sehpadan viski şişesiyle bir bardak aldı eline. Hemen geri çekildi ve Finn'in dikkatini çekmeden içkiyi bardağa doldurdu. Ardından şişeyi aynı dikkatle yerine bıraktı ve boşta kalan eliyle önüne gelen saçını arkaya attı. Ardından gülümsedi ve masaya doğru ilerledi.
"Rahatsız edilmek istemediğimi söylemiştim." dedi boğuk çıkan sesiyle başını kaldırmadan. Kızın gülümsemesi daha çok büyüdü. Ardından elindeki bardağı masaya bıraktı. Finn, gözlerini kapatıp sabır diledi. Ardından masaya koyulan bardağa baktı. Tek kaşını kaldırarak önünde durup gülümseyerek ona bakan kıza yöneltti kahve gözlerini. Birkaç saniyelik şok geçirdi. Ardından hızla ayağa kalktı ve masanın etrafından dolanıp kızın yanına geldi. Elleriyle yanaklarından tuttu ve dudaklarını, genç kızın o sevdiği dudaklarıyla buluşturdu özlemle.
"Sürpriz." dedi ve dudaklarını yalayarak başını Finn'in alnına yasladı. Finn, gülümsedi ve mavi gözlere baktı dikkatle.
"Seni özledim."
"Ben de öyle." dedi ve güldü, genç kız.
"Ne kadar buradasın?"
"Yalnızca birkaç gün."
"Yanımda kal, Miranda."
Miranda, sağ eliyle Finn'in alnındaki saçlarla oynamaya başladı ve tebessüm etti.
"Bunu ben de isterdim ama olmaz. İşine engel olmak istemem."
"Hayır! İşime engel olmazsın. Aksine daha çok odaklanmamı sağlarsın." diyerek kızın dudaklarına minik bir öpücük kondurdu. Miranda, geri çekildi ve odaya göz gezdirdi. Ellerini şortunun cebine koyup Finn'in yatak odasına girdi.
Finn, Miranda'nın arkasından bakakaldı. Miranda'yı orada görmek aklına gelecek en son şeydi belki de ama bu, yine de Finn'e iyi gelmişti.
Gülümsedi ve masadaki viskiyi tek dikişte içerek Miranda'nın peşinden gitti.
Miranda, çantasını yatağın üzerine bıraktı ve camdan dışarı baktı.
"Burası çok güzel bir yer," diyerek arkasını dönüp kapıda duran Finn'e baktı.
"Neden buraya gelmek istemedin ki?"
"Tatil yapmak için gelmiş olsaydım ufacık bir zorluk bile çıkarmazdım." dedi Finn, gülerek. Miranda, saçını kulağının arkasına sıkıştırdı ve dolaba monteli boy aynasının karşısında durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günışığı Körfezi
FanfictionBüyük oteller zincirinin sahibi Eric Wolfhard'ın oğlunun 18. yaş gününden sonra aldığı sorumluluk üzerine aklında oluşturduğu plan nasıl bir sonuca varacak?