Multi= l-loser-r için yaptığım kitap kapağı. 😘
***
Keyifli okumalar canlarım..!😘😘❣
***
"Bana anlatmasından korktuğun şey ne?"
Tyler, sinirle soluyarak korkutucu bakışlarını Finn'e yöneltti ve elinde parlayan zinciri daha sıkı bir şekilde tutmaya başladı. Başını hafif bir hızla iki yana salladı. Bu esnada saçındaki toprak kalıntılarından birkaçı savruldu. Dişlerini sıkarak dudaklarını aralayacak gibi oldu ama Finn'e cevap vermedi. Onun yerine Bay Grazer gelmeden bitkin, ölü ruhlu ama hızlı adımlarla oradan olabildiğince çabuk uzaklaşmaya çalıştı. Fakat Finn'in çevik davranarak sert bir şekilde bileğini tutmasıyla durdu.
"Biliyorum, iyi bir tanışma yapmadık ve aramız kötü ama bu farklı, Tyler. Seni içten yiyip bitiren bir şey var. Bana anlatabileceğini unutma."
Tyler, Finn sözünü tamamladığı an hiçbir karşılık vermeden aynı adımlarla uzaklaşmaya devam etti. Finn, onun yıkık gidişini izlerken hızlı adımlarla Bay Grazer geldi ve aracın hazır olduğunu söyledi.
"Merhaba Trice, bana hemen en güzelinden bir kahvaltı tabağı hazırla ama kapalı servis şeklinde olsun."
Verilen siparişleri hazırlayan Trice, kaşlarını çatarak Freya'ya baktı.
"Kapalı servis mi? Ama biz odaya servis vermiyoruz, Freya."
"Biliyorum ama bu önemli bir istisna."
"Ama-"
"Bana karşı çıkacağına beni kırmayarak dediğimi yapsan olmaz mı?.. Lütfen."
Trice, derin bir iç çekerek hazırladığı iki siparişi tezgahın ucuna koydu ve Freya için kapalı servis kahvaltısını hazırlamaya başladı.
"Hey Trice, bir karışık meyve suyu, iki kahve ve iki kahvaltı siparişi daha var." diyerek elindeki boş tabak ve bardaklarla içeri girdi, Mackenzie. Elindekileri hızlı bir şekilde lavabonun içine bırakıp Freya orada değilmiş gibi yaparak tezgahın ucunda Trice'in hazırlamış olduğu siparişleri alıp yeniden dışarı çıktı. Freya ise ne hissettiğini anlayamaz hâlde sadece ona baktı.
"Aman ne güzel," diye isyan ederek biraz daha hızlı davranmaya çalıştı, Trice. Birkaç dakika içinde kapalı servisi, Kenzie'nin söylediği bir karışık meyve suyu ve iki kahveyi hazırlamıştı.
"Al bakalım." diyerek tepsiyi Freya'ya uzattı, Trice. Freya, rahat bir nefes vererek gülümsedi ve Trice'e teşekkür etti. O sırada Mackenzie yeniden içeri geldi. Elindeki bardakları bırakarak eline ufak bir tepsi aldı ve meyve suyu ile kahveleri koydu.
"Oda servisi yapmadığımız bilinmiyor mu, Trice?"
Mackenzie'nin bu soğuk sesi Trice'i şaşkına uğratmıştı. Dudaklarını aralayıp bir Freya'ya bir Mackenzie'ye bakıyordu.
"Sadece bir istisna." dedi Freya, sesini tıpkı Mackenzie gibi soğuk tutmaya çalışarak ama pek başarılı olduğu da söylenemezdi.
"Burada ciddi bir iş yaptığımızı ve istisnalara yer olmadığını sen açıklarsın, Trice." diyerek elindeki tepsiyle dışarı çıktı, Mackenzie. Freya, sert bir şekilde yutkunup derin bir nefes alıp verdi. Trice, şaşkınlıkla kaşlarını çatarak yavaşça bakışlarını Freya'ya çevirdi.
"Size ne oluyor böyle? Aranızda ne var?"
"Boşversene." diye kestirip attı ve göz devirerek Trice'in hazırladığı tepsiyi alıp hızla oradan çıktı. Büyük adımlarla yürümeye başladı. Yüzüne sahte bir tebessüm yerleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günışığı Körfezi
FanfictionBüyük oteller zincirinin sahibi Eric Wolfhard'ın oğlunun 18. yaş gününden sonra aldığı sorumluluk üzerine aklında oluşturduğu plan nasıl bir sonuca varacak?