Sihirle Tanışma

11.6K 559 240
                                    

Privet Drive'da hayat bir hafta öncekinden çok farklıydı, özellikle Harry Potter adındaki genç büyücü için. Potter için hayat ona gönderilen mektuplarla değişmeye başlamış ve on birinci doğum günü hayatının dönüm noktası olmuştu. O güne dek Harry anne ve babasının trafik kazasında öldüğünü sanıyorken anne ve babasının aslında birer büyücü olduğunu ve sıradan bir trafik kazası yerine öldürüldüklerini öğrenmişti.

Anne ve babası on yıl önce cadılar bayramı gecesinde insanların ismini söylemekten bile korktuğu karanlık ve korkunç bir büyücü tarafından öldürülmüştü. Aynı büyücü o zamanlar daha bir yaşında olan Harry'i de öldürmeye kalkmış ama başaramamış bunun üstüne de ortadan kaybolmuştu. Aynen böyle açıklamıştı, dev gibi bir adam olan Hagrid.

Harry ise bu hikayenin son kısmını hiç anlamıyordu. Nasıl olur da yüzyılların en güçlü ve karanlık büyücüsünü bir yetişkin olan anne ve babası durduramazken, o durdurabilmişti? O daha zorba kuzeni Dudley'nin yumruklarına bile engel olamazken nasıl güçlü ve yetişkin bir büyücüyü durdurabilirdi? Fakat olmuştu, o geceden geriye kalan tek şey olan şimşek biçimindeki yara izi bunun en büyük kanıtıydı.

Dahası o geceden sonra Harry Potter büyücü dünyasında bir kahraman, bir kurtarıcı ilan edilmişti. Harry Çatlak Kazan'daki ondan oldukça büyük cadı ve büyücülerin nasıl saygıyla elini sıktığını hatırlıyordu. Okul kitaplarını almak için gittiği kitapçıda adına yazılmış hikayeler okumuştu. Sanki Dudley'in okumaya hiç tenezzül etmediği ve onun gizlice okuduğu çocuk kitaplarındaki süper kahramanlar gibiydi.

Ne büyük ironi! Harry aslında ömrü boyunca sürekli Dudley ve çetesi tarafından hırpalanan zavallı bir çocuktu. Büyücü dünyasında ne kadar ünlüyse on yıldır yaşadığı bu evde de o kadar değersizdi. Dursleyler onu her zaman görmezden gelir ve ne zaman onun hakkında konuşsalar sanki bir pislik hakkında konuşuyormuş gibi seslerinde tiksinen bir ton olurdu. Mektupları gelmeye başlayana kadar merdiven altındaki tozlu, karanlık ve dar dolapta uyuyordu.

Mektuplarında adres olarak merdiven altındaki dolaba kadar yazınca Vernon enişte onu Dudley'nin eski oyuncak odasına yerleştirmişti. Etrafında ne zaman garip bir olay gerçekleşse eniştesi ve teyzesi o dolaptan çıkmasına izin vermez ve bir kaç gün onu aç bırakırdı. Ona asla yeni kıyafetler alınmazdı bu nedenle ondan kat ve kat daha şişman olan Dudley'nin eski ve bol kıyafetlerini giyerdi her zaman.

Şimdi ise Harry bir büyücü olduğunu ve ailesi hakkındaki gerçekleri öğrenince, Dursleyler onu tamamen görmezden geliyorlardı. Dürüst olmak gerekirse bu Harry'nin işine geliyordu. Okulunun açılmasına sadece bir ay kalmıştı ve Harry sihir dünyası hakkında çok az şey biliyordu ve bu dünya hakkında mümkün olduğunca çok şey öğrenmeliydi.

Ona gelen mektuplar Hogwarts adı verilen bir büyücülük okulundan davetiyeydi. Anne ve babası gibi bir büyücü olduğunu öğrenen Harry Dursleylerin cehennem gibi evinden kurtulabilmek için bu daveti kabul etmişti. Belli ki ait olduğu dünya orasıydı.

Harry'nin her zaman başına gelen tuhaf olaylar bir büyücü olduğunu öğrenmesiyle anlam kazanmıştı. Teyzesi bir keresinde saçlarını tamamen kesip onu kel bıraktığında neden saçlarının bir gecede eski haline döndüğü, onun saçlarıyla alay eden sınıf öğretmenin

saçlarının neden bir anda maviye boyandığı, en güzeli ise nasıl daha geçen gün hayvanat bahçesinde Dudley'nin üstüne bir Boa yılanı salabildiği. Evet Harry sihir dünyasına aitti ve orada aradığı mutluluğu ve huzuru bulabilirdi. Bunun içinse çok çalışması gerekiyordu.

Harry günlerini ders kitaplarını okuyarak ve sihir dünyası hakkında bir çok şey öğrenerek geçirdi. Hogwarts Bir Tarih adlı kitaptan Hogwarts'ın dört büyük büyücü tarafından kurulduğunu öğrendi. Bunlar Salazar Slytherin, Helga Hufflepuff, Godric Gryffindor ve Rowena Ravenclaw'dı. Harry dört kurucu hakkındaki hikayeleri okudukça dördüne de hayran kalıyordu. Kitaptan öğrendiğine göre okulda kurucuları temsil eden dört ayrı bina vardı. Hangi binada kalacağını düşündükçe daha çok heyecanlanıyordu. Kitapta okulla ilgili bir çok ilginç bilgi vardı; büyük salonun tavanının nasıl gökyüzü gibi görünmesi için büyülendiği, Hogwarts'da merdivenlerin nasıl oyunbaz olup sürekli değiştiği, bahçesinde su altı yaratıklarıyla birlikte gölü ve içindeki bin bir çeşit yaratıkla birlikte yasak orman gibi.

Kitaplardan sadece Hogwarts hakkında bilgi edinmedi. Sihir Bakanlığı, Safkan aileler ve elbette kendi hakkında da bir çok şey öğrenmişti. Ah, evet, Harry üç farklı tarih kitabında adının geçtiğini öğrenmişti-sihir dünyası hakkında daha fazla bilgi edinebilmek için Hedwigle daha fazla tarih kitabı sipariş etmişti.- Bu kitaplarda Voldemortla olan düellosu? –tam bir saçmalık bir yaşında konuşmayı bile bilmeyen bir bebek nasıl düello edebilirdi?- abartılarak anlatılıyordu ama hiç bir kitap o gece olanları tam anlamıyla açıklayamıyordu.

Sihir dünyası hakkında şimdilik yeterince şey öğrendiğini düşünen Harry diğer okul kitaplarına bakmaya karar vermişti. En rahat anladığı derslerden biri iksirdi. Doğrusu bunda ona ev işleri ve yemek yaptıran Petunia Teyzesinin katkısı büyüktü. İksir tıpkı yemek yapımına benziyordu. Dikkat isteyen incelikli ve zevkli bir işti. Dürüst olmak gerekirse Harry bir büyücü olduğunu öğrenmeseydi ahçı olmayı düşünüyordu. İksirde de başaralı olacağına emindi. Kim bilir belki okulu bitirdikten sonra iksirde ustalık isteyen bir meslek yapardı.

İksirden sonra en sevdiği ders Biçim Değiştirme olmuştu, ta ki Karanlık Sanatlara Karşı Savunma kitabını açana kadar. KSKS kesinlikle en üst sıraya oturmuştu. Karanlık Güçler: Kendini Savunma El Kitabı'nındaki savunma büyülerini okurken o kadar odaklanmıştı ki kafasını kaldırıp önünde bir kalkan görünce çığlık atmıştı. Yine yapmıştı. Küçükken yaptığı gibi farkında olmadan büyü yapmıştı. Tıpkı Dudley ve çetesinden kaçarken kendini bir anda okul çatısında bulması gibi.

Korkuyla teyzesinin çığlık sesine yukarı çıkmasını bekledi ama kimse gelmemişti. Rahatladı. Kalkanda bozulmuştu zaten. Daha sonra içini teyzesinin korkusundan daha büyük bir korku kapladı. Hagrid'in ona yaşı tutmayan büyücülerin sihir yapmasının yasak olduğunu söylediğini hatırladı. O gün akşama kadar korkuyla Sihir Bakanlığı'ndan bir kaç görevlinin eve gelmesini bekledi ama ne gelen vardı ne giden. Ya Harry Potter bir kahraman olduğu için görmezden geliniyordu ya da bakanlık asasız yapılan büyüleri takip edemiyordu. Harry için her ikisi de doğru olabilirdi.

Harry de diğer on bir yaşındaki herkes gibi bir çocuktu ve kendini ilk kez istemsiz de olsa büyü yaptığını bilmenin heyecanına kaptırdı. Artık yakalanma korkusu geride kalmıştı. Dursleyler uyumak için yataklarına çekildikten sonra Harry bu öğlen okuduğu kitaptaki adımları bir bir hatırladı. Sağ elini öne uzattı ve avcunu açtı.Önünde bir kalkan canlandığını hayal etti. Kitpta bu aşamada bazı asa hareketleri vardı ama o şuanda asa kullanmadığı için bu adımı es geçmişti. Tüm varlığıyla kalkanı gözünün önünde hayal etti ve Dursleyleri uyandırmamak için sihirli kelimeleri içinden söyledi. "Portego"

İşte olmuştu. Avcunun hemen ötesinde mavi bir kalkan duruyordu. Eğer bir tavşan kadar hafif uyuyan Petunia Teyzesini uyandırmaktan korkmasa sevinçten havalara sıçrardı. Birinin size bir büyücü olduğunuzu söylemesi ayrı şeydi, sizin bir büyü yaparak bunu kanıtlamanız ayrı şeydi. Harry o gece heyecandan ve mutluluktan kalbi güm güm atarak uyudu. Genç büyücü farkında değildi. Asasız ve sözsüz büyü yapabilen büyücülerin bir elin parmaklarını geçmediğinin. Usta ve yetişkin büyücüler uzun süreli çalışmalarla sözsüz büyü yapmayı öğrenebilirken asasız büyü yapabilmek doğuştan gelen bir yetenek ve güç isterdi.

Harry Hogwarts'a gitmeden son üç gün önce fark ettiği bu yeteneğini geliştirmek için elinden geleni yaptı. Biçim Değiştirme kitabında ilk derste yapacakları büyüyü birkaç defa okudu. Tüm adımları kafasına kaydetti ve basit bir kibrit çöpünü iğneye dönüştürdü. Harry büyü yaptıkça başarılı oluyor, başarılı oldukça mutlu oluyor ve mutlu oldukça da başarılı olmaya devam ediyordu.

Karanlığın YoldaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin