“Ne duruyorsun çocuk, Basiliks dışarı çıktığı an gözleri ölümcül olacak. Gözlerini kapa.” diye emir verdi Voldemort.
Harry hemen Voldemort’un emrini yerine getirdi ama bir şeyi ona yapmamasını söylediğinde onda daha çok yapma arzusu uyandırıyordu. Gözlerini her an açmayacağının bir garantisi yoktu. Bu yüzden gözlerini kapamaktan daha iyisini yaptı, Slytherin kravatını çözdü ve gözlerine bağladı.
“Şimdi bana gözlerim kapalı nasıl bir basiliksle başa çıkabileceğimi anlatırsan sevinirim.”
“Emperio büyüsünü kullan kör büyücülerin sıklıkla kullandığı büyüdür. Basilikse gelince onlara büyü işlemez.”
“Bunu şimdi mi söylüyorsun!?”
“Sakin ol! Neyseki benim sağ kolum çok özel bir büyücü. Gryffindor’un kılıcını hiç duydun mu? Her türlü sihirli yaratığı yok edebilen sihirli bir nesnedir. Sen Gryffindor’un soyundan geldiğin için sana itahet edecektir. Çağır onu!”
Harry biraz düşündükten sonra nasıl çağıracağına karar vedi. “Gryffindor’un varisi, Harry James Potter emrediyor, Griffindor’un kılıcı gerçek sahibine geri dön.”
Harry gerçekten de kılıcın elinde belirdiğini hissetti. “Vay canına işe yaradı!”
“Basit bir çağırma büyüsü yapsan yetmez miydi?”
“Elbette yeterdi ama... böylesi daha havalı.”
“Taklitçi.”
“Kıskanma! Ben soylu bir kandan geliyorsam sende soylu bir kandan geliyorsun.” dedi ve sırıttı Harry. Bu adamla uğraşmaya bayılıyordu. Hızla üstüne gelen basiliksin hamlelerinden kaçıyordu.
“Vay canına! Sanki ne yapacağımı çoktan biliyor gibiyim.”
“Elbette biliyorsun. Sen Gryffindor soyundan geliyorsun kılıç kullanmak senin kanında var. Nasıl ki ben Slytherin’in varisi olarak çatal dilini öğrenmeyip doğuştan biliyorsam, sende kılıç kullanmayı biliyorsun.”
"Bir dakika!" dedi Harry. "Ben senin ruhunu taşıdığım için çatal dilim. Peki ya sen? Sende benim kanımı taşıdığın için Gryffindor kılıcını kullanabilir misin?"
"Elbette, bizim bizim ruhumuz, zihnimiz ve kanımız bir Harry Potter."
“Kabul ediyorum, bu çok havalı. Tüm bu asil kandan gelme ve doğal yeteneklere sahip olma olayı.”
“Ve böyle özel yeteneklere sahip iki büyücünün de melez olması ne büyük ironi değil mi?” diye sordu Voldemort.
“Dürüst olacağım, her zaman Gryffindor’un bir aptal olduğunu düşünürdüm. Nasıl bir büyücü, büyücü olmasına rağmen savaşta büyü kullanmak yerine silah kullanırdı? Aptalca geliyordu ama kabul ediyorum, böylesi daha zevkli ve havalı.”
“Çünkü lanet Gryffindor kanın, kanını kaynatıyor.” diye sitem etti Voldemort.
“Ah!” Harry birden bire acıyla dışlandı.
“Ne oldu?” diye sordu Voldemort, endişe ve merak karışımı bir ses tonuyla.
“Sanırım basiliksi öldürdüm.” dedi Harry basiliksten kılıcını çekerken ve basiliks yere yığılırken.
“Ah! Anlıyorum yüz yılda bir doğan nadir bir yılanı öldürmek zorunda kalmak acı verici.”
“Hayır aslında o konuda Slytherin tarafımdansa Gryfindor tarafım daha ön planda. Böyle nadir ve korkunç bir canavarı öldürebildiğim için gururluyum.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Yoldaşı
Fanfic"Şu halime bak Harry Potter. Bir parazit gibi başkalarından beslenerek yaşıyorum ama taşı aldığımda her şey değişecek. Tekrar eski gücüme kavuşacağım. Bana engel olamazsın Harry Potter." "Aslına bakarsan taşla ilgilenmiyorum. Buraya senin için geldi...