Harry'nin Karanlığı

6.2K 372 321
                                    

Gözlerini açtığında görüntünün netleşmesi bir kaç saniyesini aldı. İlginç bir şekilde bu sefer bayıldığında kendini hastane kanadında bulmamıştı.

“İyi misiniz Mr. Potter?” diye sordu Dumbledore.

“Sanırım iyiyim ama biri bana neden iyi olduğumu açıklayabilir mi? En son hatırladığım basiliks zehriyle zehirlendiğim.”

Odaya göz gezdirdiğinde duvarda asılı olan tablolardan müdür odasında olduğunu anlayabiliyordu ama neden burada olduğunu anlamıyordu, hastane kanadında olması gerekmez miydi? Dahası neden okulda ne kadar turuncu kafa Weasley varsa başına toplanmıştı?

“Bayıldığınızı hatırlıyor musunuz Mr. Potter?”

Harry evet anlamında başını salladı.

“Siz bayıldıktan sonra Miss. Weasley yardım için koridora koştu. O sırada kız kardeşlerinin kayıp olduğunu öğrenen ve her yerde onu arayan Weasley ikizleriyle karşılaştı, durumu onlara anlattı. Daha önce pek çok sebeple-büyük bir çoğunluğu ceza için- odama uğrayan ikizler, Fawkes’ın varlığından da haberdardı.  Fawkes bir anka kuşudur, Mr. Potter. Göz yaşlarının iyileştirici özelliği vardır, ve tonlarca yükü hiç zorlanmadan taşıyabilirler. Hayatınızı ona borçlusunuz yoksa sizi asla bir basiliks zehrinden kurtaramazdık.”

Kuş uçarak Harry’nin yanına geldi ve öttü. Harry başını okşayıp, anlına kendi anlını dayadı ve fısıldadı. “Teşekkür ederim Fawkes, sana bir hayat borcum var. Ne olursa olsun seni koruyacağıma yemin ederim.”

Bunun üzerine kuş uzunca öttü. Harry’nin hayatında gördüğü en güzel kuştu.

“Çok ilginç Mr. Potter, daha önce Fawkes’ın benden başkasına yakınlık gösterdiğini görmemiştim.” dedi Dumbledore.

“Bizde teşekkür ederiz.” dedi Fred ve onun sözünü kardeşi tamamladı. “Sen kız kardeşimizi kurtardın.”

Önemli değil anlamında elini salladı Harry. “Ben sadece görevimi yaptım.”

“Ne demek istiyorsunuz?” diye sordu odada bulunan öğretmenlerden Snape. Harry onun bölümünün öğrencisi olduğu için onunda burada olması doğaldı, tabi Weasleyler bir Gryffindor olduğu ve onlarda bu işe karıştığı için McGonagall’ın olması da doğaldı.

“Basit. Bu okulda benden başka çatal ağız yok, benden başka kimse odayı bulamazdı. Bir şeyler yapmak zorundaydım, eğer yapmasaydım olayların bu gidişatıyla okul kapanabilirdi. Safkan ya da melezler için sorun yok ama muggle doğumlular evde eğitim alamazlar. Bu da Hermione için sorun olurdu.”

“Sırf arkadaşın sorunsuz bir eğitim hayatı yaşasın diye mi neredeyse ölmeyi göze aldın?” dedi Snape.

“Başka bir sebebe ihtiyacım yok.” dedi Harry kararlı bir ses tonuyla.

“Güzel açıklama, böylece senden şüphelenmeyeceklerdir. Lanetlenmeden hayatta kalmanın yolunu buldun demek.”

“Şanslıyım diyelim, ayrıca açıklamamda yalan sayılmaz.”

“Oh, evet, kıza düşkünlüğünü herkes biliyor.”

“Mr. Potter, nasıl oldu da bir basiliksi öldürmeyi başardınız anlatır mısınız? Bu bir ikinci sınıf öğrencisi için neredeyse imkansız. O şeylerin bakışları bile ölümcüldür.” diye sordu McGonagall.

“Evet, bize neler olduğunu anlatırsanız sevinirim. Miss. Weasley bize neler olduğunu anlattı ama olayların büyük çoğunluğunda baygınmış.” diye ona katıldı Dumbledore.

Karanlığın YoldaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin