Harry maç yüzünden ertelediği Nicholas Flamel konusuna geri döndü. Bir yandan derslerine çalışıyor diğer yandan kütüphanede araştırma yapıyordu. Bu durum sürekli kütüphanede ders çalışan Hermione'nin dikkatini çekince bir elin nesi var iki elin sesi var deyip Hermione'ye Nicholas Flamel'i araştırdığını söylemişti ama kızın tüm ısrarlarına rağmen neden araştırdığını söylemedi. Trolden sonra okulda üç başlı köpeklerinde olduğunu söyleyip kızı korkutmak istemiyordu. Hem kız tehlikeye atmak isteyeceği en son kişiydi ve ne kadar az şey bilirse o kadar iyiydi.
Günlerini Hermione ile ders çalışarak ve araştırma yaparak geçirdi. Günler haftaları kovaladı ve yılbaşı tatili geldi. Kütüphanenin yasaklı kısım dışında her yeri taramalarına rağmen hiç bir şey bulamamışlardı.
"O isim bana çok tanıdık geliyor Harry. Yemin ederim daha önce bir yerde okudum ama nerede okuduğumu bilmiyorum."
"Sorun yok Harmione, sen tatilden döndükten sonra şansımızı bir kez daha deneriz."
"Sen eve gitmek istemediğinden emin misin?"
"Emin ol hiç ev hasreti çekmiyorum."
"Ama sen hariç bütün Slytherinler gidiyor, yalnız kalacaksın. Keşke seninle burada kalabilseydim ama ailem eve dönmem konusunda ısrarcı." dedi Hermione üzüntüyle.
"Saçmalama elbette eve gideceksin. Benim ailemin berbat olması seninkilerin de öyle olduğu anlamına gelmiyor. Sen onlarla mutlu bir yılbaşı geçirmeyi hak ediyorsun."
Harry ona akrabalarıyla nasıl bir çocukluk geçirdiğini zorda olsa anlatmıştı. Harry Potter'ın acı dolu çocukluğunu bilen tek kişi Hermione Granger'dı. Harry ne zaman onlardan bahsetse kızın gözleri öfkeyle parıldardı şimdi olduğu gibi. Kız Harry'i oraya bırakan ve hiç arayıp sormayan okul müdürüne de kızardı ama Harry'nin yarasına tuz basmamak için sessiz kalmasını da bilirdi.
"Sende hak ediyorsun. Hemde herkesten daha çok. Şu etrafına bak. Buradaki çocukların hepsi mutlu bir şekilde ailelerine dönebiliyorsa hepsi senin sayende. Nasıl yaptığını hatırlayıp hatırlamaman önemli değil, eğer sen onu durdurmasaydın, belkide bu çocuklarda ailelerini kaybetmiş olacaklardı tıpkı senin gibi ama onların tek yaptığı Harry Potter bir Slytherin, Karanlık Lordu yenen büyücü ondan daha karanlık..."
Harry'nin kahkahası bahçeyi inletmiş ve Hermione'nin sözünü kesmişti. Ayrılık günü gelmiş ve Harry onu bahçenin çıkış kapısına kadar geçiriyordu.
"Kahraman olarak anılıp Voldemort'u durdurmamı istemelerindense karanlık büyücü olmayı tercih ederim."
"Sen onun geri döneceğini düşünüyor musun?" Hermione de muggle doğumlu olduğu için bu isim safkanları olduğu kadar onu korkutmuyordu ama söylemeye de cesaret edemiyordu doğrusu ve her seferinde hiç kekelemeden bu ismi söyleyebilen Harry'e hayrandı.
"Sadece ben değil herkes. Hiç kimse öldüğüne inanmıyor ama aptal bir umutla nereye kaybolduysa sonsuza dek orada kalmasını diliyorlar."
"Peki bir gün geri dönse ne yaparsın?"
"Bilmiyorum Hermione. Ben kahraman olmak istemiyorum ya da savaşmak. Şunlara baksana Hermione, önce beni kahraman ilan ettiler sonrada karanlık büyücü. Neden? Sırf Slytherin olduğum için. Neden onlar için kendi hayatımı tehlikeye atayım ki?"
Bir an için Harry'nin Karanlık Lordla savaşıp öldüğünü hayal eden Hermione ürperdi. Hayır, bunu istemiyordu. Harry'i kaybetmek bu hayatta isteyeceği en son şey bile değildi. Onun tek arkadaşıydı Harry.
"Peki ailenin intikamını almak istemez misin?"
"Onlar öleli on yıldan fazla oluyor Hermione. Ben onları hiç hatırlamıyorum. Zaten sahip olmadığım bir şeyin intikamını neden alayım? Bu onları bana geri getirmez ki. İşte o zaman ondan bir farkım kalmaz. Bende katil olurum, tıpkı onun gibi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Yoldaşı
Fiksi Penggemar"Şu halime bak Harry Potter. Bir parazit gibi başkalarından beslenerek yaşıyorum ama taşı aldığımda her şey değişecek. Tekrar eski gücüme kavuşacağım. Bana engel olamazsın Harry Potter." "Aslına bakarsan taşla ilgilenmiyorum. Buraya senin için geldi...