Albus Dumbledore ve Severus Snape müdür odasında son olan olayları konuşuyordu.
"Albus seni her zaman Quirrell'e dikkat etmen konusunda uyardım ama sen beni dinlemedin. Onun içinde-dedi yüzünü buruşturarak- onu gören öğrencilerin hepsi ailelerine mektup yazmış. İtibarını kurtaran tek şey senin o sıra okulda bulunmaman eğer Harry Potter onu durdurmayı başaramasaydı okul müdürlüğüne elveda derdin."
"Ben bilmiyor muyum sanıyorsun Severus. Çoktan okula çığırtkan gönderecek kadar ileri giden veliler var. Öğrencilerin okulda kalmasını sağlayan tek şey yılın sonuna az kaması. Neyse ki Mr. Potter umduğum yönde bir kahramanlık örneği gösterdi de bir faciaya engel oldu."
"Çocuğu görmeliydin Albus. Hiç kimsenin daha önce Crucio lanetine onun gibi karşı koyabildiğini görmedim. Elimi ayağımı dolandıran tek şey Karanlık Lord ile karşı karşıya olmak değildi, aynı zamanda çocuğun gücüydü. Karanlık Lordla konuşma şekli, daha önce kimsenin, senden başka, Karanlık Lordla öyle konuşmaya cesaret edebildiğini görmedim."
"Çocuk güçlü Severus ve her Slytherin gibi kendini üstün görüyor. Aslına bakarsan ikinci bir Karanlık Lord olma yolunda ince bir çizgide yürüyor."
Severus ürperdi. "Lily'nin oğlunun gerçekten öyle zalim bir şeye dönüşebileceğine inanıyor musun Albus?"
"Hayır. İnanmıyorum çünkü bizim o konuda bir umudumuz var; Miss. Granger. Harry Potter'ın kalbinde sevgi var. Öyle ki kan durumlarını önemsemiyor. Harry Potter ve Miss. Granger'ın durumunu sen ve Lily Evans'ın durumuna benzetiyorum. Bir Slytherin ve bir Gryffindor arkadaşlıklarını korumak için ellerinden geleni yapıyor."
"Bence çocuk durumu benden daha iyi idare ediyor." En azından yüzüne karşı pis bulanık diye bağırmayacağını kanıtladı diye düşündü.
İki adamın tek gözden kaçırdıkları şey Harry Potter'ın, Hermione Granger için tüm büyük salonu yaralayabilecek kadar ileri gittiği gerçeğiydi. Harry Potter, Hermione Granger için daha ne kadar ileri gitmeyi göze alabilirdi?
**
Harry Potter'ın hastaneden çıkmasından bir hafta sonra yıl sonu sınavları başlamıştı ve şimdi tatile çıkmanın heyecanıyla, tamir edilen büyük salonda çocuklar daha bir kaç hafta önce Karanlık Lord'un bulunduğu yerle aynı yerde olmanın korkunçluğunu üstünden atarak, Hogwarts'daki son akşam yemeklerinin tadını çıkarıyorlardı.
Dumbledore konuşma yapmak için ayağa kalktı. Yaşanan olaylardan sonra ilk kez tüm öğrenciler bugüne dek yarım kulakla dinledikleri okul müdürünü pür dikkat dinlemeye başladı.
"Sevgili öğrenciler, görüyorum ki büyük salon yanlış renklerle süslenmiş. Okul henüz bitmediği için puanlamaya benimde son bir katkıda bulunmamda sakınca yoktur sanırım. Öncelikle Mr. Potter'a, Hogwarts öğretmenlerinin hazırladığı bütün bilmecelerden ve zorlu sınavlardan tek başına geçebildiği için yüz puan, düşmanlarımızın karşısına çıkabilmek cesaret ister, bize gösterdiği cesaret örneği için yine Mr. Potter'a elli puan, ve yine Mr. Potter'a bir birinci sınıf öğrencisinden beklenmeyen düello yeteneklerinden dolayı elli puan. Yanlış hesaplama yapmadıysam bu yılki bina kupasının sahibi Slytherin!"
Gryffindor'un kırmızı altın renkleri, Slytherin'in gümüş ve yeşil renkleriyle değişirken aslan sembolleri yılanlarla değişti. Son anda okul kupasını kaybeden Gryffindorlar inledi.
Slytherin masası bütün o safkan imajını ve havasını bir kenara bırakıp ayakta alkışlamış ve ıslık çalmıştı. En sert çehreli Slytherin bile coşkuyla kutlamaya katılıyordu. Dile kolay hem Quidditch Kupasını hem de okul kupasını kazanmışlardı. Kutlamaya katılmayan tek isim önce bu zaferi onların elinden alan sonra onlara tekrar veren kişiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Yoldaşı
Fanfiction"Şu halime bak Harry Potter. Bir parazit gibi başkalarından beslenerek yaşıyorum ama taşı aldığımda her şey değişecek. Tekrar eski gücüme kavuşacağım. Bana engel olamazsın Harry Potter." "Aslına bakarsan taşla ilgilenmiyorum. Buraya senin için geldi...