Harry o gün oldukça zor bir gün geçirmişti. Remus’a Voldmortla olan anlaşmalarını anlatmadan bazı şeyleri anlatması oldukça zor olmuştu ama üstesinden geldiğine inanıyordu. Akşam odasına çekildiğinde Remus’a anlattığı her şeyi Voldemort’a da anlattı.
“Neden ona gerçekleri anlattın? Şimdi Dumbldore ona güvenmediğini biliyor.”
“Dumbledore ona güvenmediğimin zaten farkındaydı. Yapamadım Voldemort. Gerçekleri bilmeden, söylenen yalanlara inanıp, acı çekmenin ne demek olduğunu çok iyi biliyorum. Ona kızgın olmama rağmen onu o halde görünce Sirius’un masum olduğunu söylemeden yapamadım. Bana kızdın mı?”
“Kızmadım. Sadece bazen merak ediyorum nasıl bu kadar hoşgörülü olabiliyorsun. Umursamaz olduğunu söylüyorsun ama tam aksine herkese karşı hoşgörülüsün. Ona hiç yanına gelmediği için kızgındın, yine de gerçekleri anlattın. Nasıl herkese karşı bu kadar anlayışlı olabiliyorsun?”
“Belki yıllarca görmezden gelindiğim içindir. Belki yıllarca acı içinde yaşamama rağmen kimse yardımıma koşmadığı için acı çeken birini gördüğümde sırtımı dönüp gidemiyorumdur. Biri elimden tutmadığı için başkalarının elinden tutmaya çalışıyorumdur.”
“Senin elinden tutan biri var. Miss. Granger yanında.”
“Biliyorum. Atrık yalnız olmadığımı biliyorum. Ne okulda ne evde yalnız değilim artık.”
Bir süre sessiz kaldılar ama ikisi de bir diğerinin hala zihninde olduğunu biliyordu. Hiç bir şey düşünmeden birbirlerinin zihinlerindeki boşluğu ve sessizliği dinlediler. Tekrar komuşan Harry oldu.
“Özür dilerim Voldemort.”
“Ne için özür diliyorsun?” diye şaşkınlıkla sordu Voldemort.
“Bugün aramızdaki anlaşmayı belli etmemek için senden kötü biriymişsin gibi bahsettim.”
Bunun üstüne Karanlık Lord kahkaha atmaktan kendini alıkoyamadı. Bugüne dek birçok insan hayatını bağışlaması için ona yalvarıp ondan özür dilemişti ama hiç kimse çocuk gibi özür dilememişti. Hiç kimsenin özür dileyişi çocuğunki kadar içten değildi. Hiç kimsenin özrü çoçuğunki gibi içini titretmemişti.
“Çocuk ben zaten kötü biriyim. Bu zamana kadar kaç kişiye işkence ettim, kaç kişinin hayatını elinden aldım sayısını hatırlamyorum bile. Doğru olan bir şey için özür dileyemezsin.”
“Kime göre kötüsün, neye göre kötüsün Voldemort? Kötülük göreceli bir kavramdır. Muggle’ların bir inanışı duymuş olmalısın. Ying ve Yang:Her iyiliğin içinde bir kötülük, her kötülüğün içinde bir iyilik vardır.”
Voldemort’un canı sıkılmıştı. Çocuğun onun iyi biri olarak düşünmesini istemiyordu. O iyi biri değildi. Bencildi, her zaman kendini düşünürdü. Dahası çocuğun ailesini öldürmüştü. Çocuğu bizzat yetim bırakan oyken çocuk nasıl olurda onun yaptıklarında bir iyilik olduğunu düşünürdü? Tüm bunları düşünürken çocuğun hala zihninde olduğunu ve tüm düşüncülerini duyduğunu unutmuştu.
“Ben ailemi senin öldürdüğünü biliyorum. Ruh emicilerden nefret etmemin sebebi bile sensin. Küçüklüğümden beri rüyalarımda annemi öldürdüğünü görüyorum. Trendeki ruh emici bana o anıyı, o kadar gerçekçi bir şekilde gösterdi ki, sanki geçmişe geri gitmiştim. Yine de her şeye rağmen sen bana tüm gerçekleri anlattın. Etrafımdaki hiç kimse bana hiç bir şey anlatmazken, sen bana her şeyi tüm gerçekliğiyle anlattın. Beni kullanmak istediğini bile benden saklamadın. Privet Drive’daki dört numaralı evin aksine bana gerçek bir yuva verdin. Bildiğin her şeyi bana öğrettin.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Yoldaşı
Fanfic"Şu halime bak Harry Potter. Bir parazit gibi başkalarından beslenerek yaşıyorum ama taşı aldığımda her şey değişecek. Tekrar eski gücüme kavuşacağım. Bana engel olamazsın Harry Potter." "Aslına bakarsan taşla ilgilenmiyorum. Buraya senin için geldi...