Harry açıkça Hogwarts öğretmenleri tarafından hazırlandığı belli olan bilmeceleri ve engelleri geçtikten sonra hayal kırıklığına uğramıştı. Karşısında bulmayı beklediği şey aynaya bakan bir Quirrell değil Voldemort'tu. Belli ki Quirrell Voldemort için çalışıyordu ve taşı almaya gelmişti. Aslında bu Voldemort'un okula nasıl sızdığını da açıkladığı için oldukça mantıklıydı.
"Sen ne arıyorsun burada?" diye sordu, onun varlığını fark eden Quirrell.
"Hiç, sadece Voldemortla biraz sohbet etme umuduyla gelmiştim. İnan bana seni gördüğüme bende hiç sevinmedim."
"Sen kimsin ki, ne curetle efendimin adını ağzına alırsın?" diye tısladı Quirrell, şimdi sesinde zerre kekeleme yoktu.
"İsmin sahibinden korkmazken neden ismini söylemekten korkayım?" diye sordu Harry gözlerini devirdikten sonra.
Quirrell inanmazlık ve hayretle ağzını açmıştı ki, derinden gelen fısıltı gibi bir ses araya girdi.
"Çocuğu kullan."
"Gel buraya Harry Potter, bu aynada ne görüyorsun söyle." dedi Quirrell.
"Bir dakika az önceki seste neydi öyle? Voldemort burada mı? Eğer buradaysan göster kendini Voldemort. Buraya seninle konuşmaya geldim. Bu aptalla değil." dedi Harry.
"Çocuğa göster."
"Ama efendim gücünüz..."
"Bunun için yeterli gücüm var."
Quirrell başındaki sarığı çözüp arkasına döndüğünde kabul etmeliydi ki çok şasırmıştı. Hayatında gördüğü en iğrenç görüntülerden biriydi.
"Şu halime bak Harry Potter. Bir parazit gibi başkalarından beslenerek yaşıyorum ama taşı aldığımda her şey değişecek. Tekrar eski gücüme kavuşacağım. Bana engel olamazsın Harry Potter."
"Aslına bakarsan taşla ilgilenmiyorum. Buraya senin için geldim, taş için değil."
Karanlık Lord, onu bu hayatta hiç bir şeyin şaşırtamayacağını sanırdı ama şaşırmıştı. Eğer yapabilecek gücü olsaydı, zifnefend yapıp çocuğun doğru söyleyip söylemediğini kontrol ederdi.
"Benim için mi?"
"Evet. Bana aradığım cevapları verebilecek tek kişi sensin. Senden başka herkesin anlatığı abartılmış yalanlardan başka bir şey değil. Bana tamamen gerçekleri verebilecek tek kişi sensin çünkü on yıl önce o cadılar bayramında yaşadıklarını anlatabilecek kadar büyük olup da hayatta kalan tek kişisin. Hatırlama bile hatırlamadığın bir şeyden dolayı kahraman ilan edilmek kadar iğrenç bir şey yok Voldemort. Sihir dünyasında hiç kimse muggleların elinde işkence çekerken beni arayıp sormadı ama şimdi benden onlar için hayatımı tehlikeye atmamı bekliyorlar. Ne büyük aptallık!"
Voldemort'un zifnefend yapmaya ihtiyacı yoktu. Yıllaca insanlara yalan söylemekte ve onları kullanmakta ustalaşmış olan bir büyücü bir çocuğun yalan söyleyip söylemediğini anlayacak kadar görmüş geçirmişti. Çocuk açıkça sihir dünyasındaki aptal büyücülerden de mugglelardan da hoşlanmıyordu.
Harry'nin sadece Hermione'ye söylediği kendi düşüncelerini ona söylemesinin tek sebebi karşısındaki adamdan dürüst cevaplar alabilmekti. Belki insanların anlattığı gibi Voldemort'u öldürme peşinde olmadığını bilirse ona gerçekleri anlatırdı.
"Benden ne istiyorsun peki?"
"Sadece bir kaç soruya cevap. Öncelikle bundan on yıl önce büyücü dünyasının seninle bir savaş halinde olduğunu anlıyorum. Anlamadığım şey neden özellikle anne ve babamın peşine düştüğün. Onlar yandaşların tarafından öldürülseydi anlardım ama onları öldürmeye bizzat sen gittin. Hemde evlerine kadar. Neden?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Yoldaşı
Fanfic"Şu halime bak Harry Potter. Bir parazit gibi başkalarından beslenerek yaşıyorum ama taşı aldığımda her şey değişecek. Tekrar eski gücüme kavuşacağım. Bana engel olamazsın Harry Potter." "Aslına bakarsan taşla ilgilenmiyorum. Buraya senin için geldi...