İlk Maç

7K 454 254
                                    

Dürüst olmak gerekirse Harry maç için heyecanlanıyordu. Maçtan önceki gün derslerden sonra göl kenarında hava almaya karar verdi. Stresini bir şekilde üstünden atmalıydı. Yanına kabarık saçlı Granger gelene kadar berbat gittiğini kabul etmeliydi.

"Merhaba Potter, nasılsın?"

"İyi." dedi Harry şaşkınlıkla. Kızın onunla tekrar konuşmak isteyeceğini düşünmemişti.

"Şey.. Ben sana teşekkür ederim beni trolden kurtardığın için."

Harry omuz silkti. "Seni kurtarmak gibi bir amacım yoktu. Sadece yanlış zamanda yanlış yerdeydin." Onu merak edip aramaya gittiğini kızın bilmesine gerek yoktu, öyle değil mi?

"Ama ceza almama da engel oldun." Harry tekrar omuz silkti. Buna verecek bir cevabı yoktu.

"Al. Bu bir teşekkür hediyesi, senin için."

"Nedir bu?" diye şaşkınlıkla sordu Harry.

"Bir koruyucu tılsım. Quidditch maçı için ufak tefek şeylere engel olmuyor ama ciddi yaralanmaları engelliyor. Kurallara uygun araştırdım."

"Bunun yerine şans tılsımı getirseydin keşke. İhtiyacım olacak gibi duruyor. Yinede teşekkürler." dedi ve tılsımı alıp boynuna astı. Hayatında ilk kez biri ona hediye veriyordu, geri çeviremezdi.

Hediyesinin kabul edilmesi üzerine biraz daha cesaret toplayan Hermione sordu. "Bir sorun mu var?"

"Önemli bir şey değil. Sadece..." Harry derin bir nefes aldı. Söylese ne kaybederdi ki? Kız iyi bir dinleyiciye benziyordu. Hem kızın hayatını kurtarmıştı, kız onunla alay etmezdi. "Sadece biraz gerginim. Ben mugglelar tarafından büyütüldüm, daha önce hiç bu oyunu oynamamıştım. Üstelik oradaki herkes benden daha büyük ve tecrübeli."

"Sorun yok. Sen yaptığın her şeyde başarılısın öyle değil mi? Bunu da başaracağından eminim."

Harry alayla güldü. "İşte sorunda bu. Her şey gibi bunda da başarılı olmamı bekliyorlar ama ya elime yüzüme bulaştırırsam? Boşver bu senin sorunun değil. Hiç bir şey söylememişim farzet."

"Hayır." dedi kız. "Başaracaksın. Biliyorum. Bu senin kanında var. Benimle gel."

Harry'i kolundan tutup okul kupalarının oraya sürükledi ve ona özellikle bir kupayı gösterdi. Üstünde "James Potter" yazıyordu. Harry hayranlık ve şaşkınlıkla kupaya baktı. Babasının da bir Quidditch oyuncusu olduğunu bilmiyordu.

"Bilmiyordum." dedi. "Ben onun Quidditch oynadığını bilmiyordum ya da bir Gryffindor olduğunu." Kupa Gryffindor bölümünde duruyordu.

"Teşekkür ederim Granger. Gerçekten."

Bunu öyle duygulu bir sesle söylemişti ki kız onun ailesi hakkında çok az şey bildiğini fark etti. Sadece bu da değil tüm okulun sandığının aksine Harry Potter karanlık ve korkunç bir büyücü değildi, o sadece on bir yaşında bir çocuktu.

"Yarın başarılı olman için dua edeceğim."

Harry kıza gülümsedi. Fakat biraz alaylı bir gülümsemeydi. "Benim başarılı olmam için mi? Farkında mısın Ganger yarınki maç Gryffindor ve Slytherin arasında ve ben bir arayıcıyım. Ben başarılı olursam siz kaybedersiniz."

Kız kızardı, bu ayrıntıyı gözden kaçırmıştı. "O zaman senin yaralanmaman için dua ederim."

"Unuttun mu? Yanımda bu var." deyip kızın az önce ona verdiği koruyucu tılsımı gösterdi.

" Ama o sadece hayati organlarını koruyor hala sakatlanabilirsin."

"Bunu söylediğin iyi oldu. Gerçekten."

Karanlığın YoldaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin