Bana boş gözlerle bakmasının nedeni, Jared’a aralıksız bir şekilde hayaletleri gördüğümü ve görevimi söylemiş olmamdı. Aynı evde kaldığımız için benim nasıl bir ucube olduğumu bilmesi gerektiğini düşünüyordum. Mantıklı olanı yaptığımı hissediyordum ama bakışlarından hiçbir anlam çıkartamıyordum. Yanlış yapmamıştım yani, değil mi?
“Kate, eğer şuan bana şaka yapıyorsan bile bu gerçekten hiç komik değil.”Böyle bir karşılık aslında tam da beklediğim gibiydi. Onun gibi birinden daha ne beklenebilirdi ki?
”Gayet ciddiyim.” Son bir umut gözlerimi gözlerine iyice sabitledim. Bana inandığını belirten bir bakış bile yeterliydi. Gözlerini devirip elini ensesine götürdü.
“Lütfen buna inanmamı bekleme. Sana iyi bir haber vermek istiyorum, hayalet diye bir şey yok. Aslında böyle bir şeyi bana söylemenin amacını anlayabilmiş de değilim.” Bu kadar sert bir tepki vermesine de gerek yoktu tabi. Hemen kollarının arasından çıktım ve sinirle ona baktım.
“Şuan sana yalan söylüyorum diye düşünüyorsun. Öyle mi?” Gözlerinin içine bakıyordum. Şüphe arıyordum aslında. Ya da kararsızlık. Bir kafa karışıklığını arıyordum belki. Fakat çok netti. Ciddi anlamda bana inanmıyordu.
“Yalan söylediğini düşünmüyorum ama bu iddia ettiğin şeyin gerçek ile örtüşmediğinden bahsediyorum.”
“Bana kelime oyunu yapmana gerek yok, Jared. Basbayağı inanmıyorsun işte.”Sağlam ayağımdan destek alarak ayağa kalktım. Ne kadar acım olursa olsun odama gidecektim. Burada daha fazla kalmak istemiyordum çünkü. Ben ayağa kalkınca beni taklit ederek o da kalktı.”Kate, otur.” Bana emir vermesinden hoşlanmamıştım.
“Niye? Odanı terk ediyorum işte. Sonuçta burası sana ait ve ben sana ait bir yerde kalmak istemiyorum. Hatta sen de benim gibi bir şizofren ile aynı ortamda olmaktan rahatsızsındır eminim.”
“Bana ne tür bir oyun oynamaya çalıştığını anlamıyorum. Tamam, başta iyi anlaşmamış olabiliriz ama bugün… aramızda bir şeylerin değiştiğini sanmıştım. Beni tuzağa mı düşürecektin?” Söylediklerini kendim uydurduğuma inanmak istedim ama değildi. Gerçekten söylemişti. Yani böyle düşünüyordu.
“Dışarıdan yalancı, insanları kullanan biri gibi mi gözüküyorum? Hiçbir art niyetim yoktu. Jared…” Duraksadım. Sinirden gözlerim dolmuştu. Böyle olmasından nefret ediyordum. ”Bunu insanlara söylemek zaten çok zor. Niye bana inanmadın ki? Ayrıca çok haklısın. Bugün seninle ilgili fikirlerim, neredeyse seninle ilgili tüm izlenimim, olumlu yönde değişmişti. Şimdi hepsi mahvoldu ve sen her şeyi mahvettin. Daha fazla konuşmak istemiyorum.” İstemiyordum çünkü ağlayacaktım. Derken adi bir gözyaşı elmacık kemiğimden çene kemiğime doğru yolculuğa çıktı. Korktuğum şey buydu işte. Jared tedirgince yanıma gelmişti. Konuşurken gerilediğimin farkında değildim. Ne için yanıma geldiğini merak ediyordum. Elleri ile yüzümü kavradı ve başparmaklarıyla gözümden akan yaşları sildi.
“İşte bu neden yüzünden ağlamaktan nefret ediyorum. Gözlerindeki acıma duygusunu görebiliyorum Jared. Ben deli değilim.”Ellerinden kurtuldum ve yavaş adımlarla ilerlemeye çalıştım. Kolumdan tutup beni durdurmuştu.
“Kate kendini benim yerime koymanı istiyorum. Biri sana gelip böyle bir şey anlatsaydı inanır mıydın?” Kolumu ondan kurtardım. ”Yalnız kalmak istiyorum. Bu yüzden sakın yanıma gelmeye kalkma . Zaten ben sana göre deli ucubenin tekiyim.”dedim ve ayağımı zorlayarak da olsa en hızlı şekilde odama gittim.
*
Moralim çok bozulmuştu. Ayrıca paranoyak bir şekilde etrafıma bakınıp duruyordum. Adam sanki her yerden çıkacak gibi geliyordu. Bana verdiği ismi aramak için arama motoruna adını girdim. Sonuçları görünce “Pislik herif.”dedim acı bir kahkaha atarak. Bana verdiği isim Amerika’nın ünlü seri katil-tecavüzcülerinden birinin ismiydi. Zaten tanıdık gelmesinden bir sorun çıkacağını anlamalıydım. Espri anlayışına hayran kalmıştım doğrusu. Araştırma yapınca aklıma Chad gelmişti. Telefonumu ararken komodinde olduğunu fark ettim ve ölmek pahasına popomu yerinden oynatmayıp ona uzandım. Hemen Chad’i aradım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ceset Dedi Ki
FantasyFısıltılar... Benim ne olduğumu bilmiyorsunuz ama umarım öğrenmek için merak duyuyorsunuzdur. İşte benim yalanlar, ölümler ile dolu hayatım. Hapishaneme hoş geldiniz.