Histerik bir şekilde gülerek elimdeki telefonu cama doğru fırlattım. Chad arabayı durdurmuştu. Elimin titrediğini hissediyordum. Telefonu alıp mesajı okuduğunda yüzündeki ifadenin sertleştiğini görebilmiştim. Telefonu kucağıma doğru fırlatıp direksiyona vurdu.
“Sen- aptalsın Kate. Gerçekten aptalsın. Odana gelmesi yetmiyormuş gibi onunla hala-“
“Bugün bunları konuşmak istemiyorum Chad. Bu mesajı atan kişi Ursula ve benimle oyun oynamaya çalışıyor. Annem konusunda yalan söylediğine inanmak istiyorum. Annemin David’e karşı bir şeyler hissetmiş olması-“
“Hissetmişse ne olmuş Kate? Geçmiş geçmişte kaldı. David de geçmişte kaldı. Artık unutman gerek. Kendine ve seni seven insanlara zarar veriyorsun. Ben, Jenny , Scarlett ve ailen senin daima yanındayız.” İçimden Aaron kadar olamaz demek geliyordu ama diyememiştim. Sakinleşmek için önüme döndüm. Chad beni kolumdan tutup kendine çekti.
“Gel buraya. Sana bağırmamalıydım. Zor günler geçirdiğini biliyorum ve bağırdığım için üzgünüm. Beni affet ve Scarlett’e gidelim.” Konuyu kapatmak için kafamı sallayıp yerime geçtim. Zaten az bir süre sonra Scarlett’lerin evinin önündeydik. Hızla kapıyı çalmak için Scarlett’in kapısına koşmuştum.
“Eğer gelmeseydiniz, senin polis memurun, Scott’tı sanırım, ona haber verecektim.” Jenny, Scarlett’ten önce davranıp bizi fırçalamak için kapıyı açmıştı. Scarlett elini Jenny’nin suratına yapıştırarak konuşmasını engelledi. Sanırım Jenny onu çoktan bezdirmişti.
*
“Çok sıkıcısınız. Ben çok sıkıldım!” Jenny’nin çemkirdiğini duyuyordum ama umursamamaya çalışıyordum. Başımı Chad’e dayamış bir şekilde uzanıp mısırımdan atıştırıyordum. Scarlett ise Jenny’i zapt etmek için kucağında yatırıyordu. Sanki ilk defa izliyormuş gibi mutlulukla Harry Potter izliyordum. Chad ve Scarlett de bundan gayet memnundu. Jenny ellerini birleştirdikten sonra umursamadığımızı anlayınca televizyonu fişinden çekti. Sinirle Jenny’e bakıyordum.
“Eğlenceli bir şeyler yapabiliriz!” dedi Jenny yerinde zıplayarak.
“Bence Harry’i izlemek de gayet eğlenceliydi. Hem Melez Prens’in kim olduğunu öğrenecektik!” dedim öfkeyle elimdeki mısırı Jenny’e fırlatarak. Jenny saçına gelen mısıra kötü bir şekilde bakıp bana fırlattı.
“Melez Prens, Profesör Snape!” dedi çemkirerek.
“Neden söyledin?!” tüm hayal kırıklığıyla Jenny’e bakıyordum.
“Yaklaşık 43.568 kere izledin zaten Kate. Biraz büyü!” Jenny’e bakmayı kesip mısırıma yumulmuştum.
*
“Dışarıda yağmur yağıyor.” Scarlett perdeyi kafasına dolamış bir halde dışarıya bakıyordu. Jenny ise dikkatli bir şekilde yere bakıyor ve yaklaşık dört dakikadır konuşmuyordu. Bu insanlık için küçük ama Jenny için büyük bir hareketti. Birden ayağa fırladı.
“Bence dışarıda olmalıyız! Her gencin yapması gereken şey, yağmurda ıslanmaktır.” Boş gözlerle Jenny’e bakıyordum. Gayet ciddi görünüyordu.
“O her genç sevgilinin yapması gereken bir hareket değil miydi Jenny? Ben gelmiyorum.” Chad televizyon kumandasına uzanıp herhangi bir spor kanalını açmıştı. Başımı Scarlett’e çevirdim. O da sinsi bir şekilde gülümsüyordu, bunu yapmak istediğine emindim. Ben de hafifçe gülümsedim. Televizyona son kez baktım. Maç arasında stadyumdan ‘Katy Perry- California Gurls’ şarkısı duyuluyordu. Scarlett koluma yapışıp, benden güç aldığını düşünüyordum, merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı. Ben anlamadığıma göre Jenny anlayamazdı. Bir süre onu bekledikten sonra Scarlett bizi yukarıya çağırdı. Jenny ile kol kola yukarı çıkıp odasına ilerledik. Scarlett elinde 3 bikiniyle bizi bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ceset Dedi Ki
FantastikFısıltılar... Benim ne olduğumu bilmiyorsunuz ama umarım öğrenmek için merak duyuyorsunuzdur. İşte benim yalanlar, ölümler ile dolu hayatım. Hapishaneme hoş geldiniz.