“Ciddi değilsin, değil mi?”dedim, dudaklarım titriyordu. Onun bana dokunmasından bile iğrenirken… böyle bir şey yapmış olamazdı.
“Tabi ki de ciddi değilim.”Kahkaha attı.”Senin sinir olman için yaptım.”diye ekledi.
“Defol git buradan.” dedim ve kalkıp CD’yi DVD oynatıcıdan çıkardım. CD’yi kırmadan önce yanımda belirip beni durdurdu. Yanıma gelince merak ettiğim bir şeyi sordum.”Ben değilsem, o kadın kimdi?”
“Eğer fark ettiysen, ağzındaki siyah bez neredeyse yüzünün yarısını kaplıyordu. Zaten karanlık nedeniyle yüzü pek belli değildi. Saçları ve göz rengi nedeniyle sen hemen kendin olduğunu düşündün ama sadece sana benzeyen bir kızdı.”
“O kızı, sırf bana benzediği için mi öldürdün?”Vereceği cevaptan çok korkuyordum.
“Evet. Çok büyük bir kayıp değildi, inan bana.”
“Benim film izleyeceğimi nereden biliyordun?”Omuz silkti.”Eğer burada olmasaydın da evine bırakacaktım. Elbet bir gün film izleyeceksin değil mi? Ayrıca aptal sevgilinin arkasından bakarken CD’i değiştirdiğimi fark etmedin bile. ” Kapının açılmasıyla CD’yi elimden düşürdüm. Hemen kutusuna koyup dolaba attım ve kapağı da kapattım. Yerden kalktığımda adam gitmişti.
*
Aaron gelir gelmez boynuna sarılmıştım. Bu tepkime şaşırmış olacak ki bana sarılması uzun bir zaman almıştı. Yavaşça ondan ayrıldım.
“Bir şey mi oldu?” dedi etrafına bakınarak. Korkarak kafa salladım. O hala burada olup Aaron’a zarar verebilirdi ama anlatmak zorundaydım. Yalnız olmaktan nefret ediyordum. Bir çırpıda olan biteni anlattım. Sinirden deliye dönmüştü. Etrafına bakınmaya başladı.
“Eğer bir daha senin yanına yaklaşırsa onu mahvederim. Çünkü bazıları sadece güç gösterisinden anlıyor.” dedi kaşları çatık halde hala etrafına bakınarak. B diye bildiğim hayalet sandalyelerden birine oturmuş bize doğru bakıyordu. Birden ellerini birbirine çarparak, ses çıkarmaya başlamıştı. Bunu neden yaptığını anlamış değildim.
“Senin bu ‘ korumacı’ tavrın gerçekten çok hoş, yakışıklı. Sana ne demeliyim? Ah, Aaron demiştin değil mi?” dedi gülüp Aaron’a sert bir şekilde bakarak. Ayağa kalkıp konuşmaya devam etti.”Sen çok safsın Kate.” dedi ona iyice yaklaşarak. Aaron sinirden kaskatı olmuştu. Elini sıkıca tuttum. Hayalet ellerimize bakmaya başladı.
“Bu ellerin bir arada olması çok sürmez Katherine. O zaman benim kollarımda olabilirsin pekala.”dedi saçlarımı koklayarak. Aaron’ı sakinleştirmek için ellerini iyice sıkıyordum.”Bembeyaz ve pürüzsüz bir ten. Ayrıca en sevdiğim özelliğin, Aaron’ın sana hala dokunamamış olması.” dedi yine o tiz kahkahayı atarak. Aaron beni koltuğa doğru ilerletip kulağıma hafifçe eğildi.
“Seni yanıma çağırmış olsam bile asla gelme.” dedi ve hayaletle birlikte kapıdan hızla çıktılar. Kanım donmuştu. Ne yapmam gerektiği konusunda en ufak bir fikrim yoktu. Arkalarından koşmaya başladım. Dışarıya çıktığımda ne Aaron, ne de hayalet yoktu.
*
Hayaletin dedikleri beynimi devamlı didik didik ediyordu. Aaron ile nereye gittiklerini bilmiyordum ve artık meraktan çatlamak üzereydim. Onuncu ve sonuncu parmağımdaki tırnağı yedikten sonra ayağa kalkıp ileri geri yürümeye başladım. Gözüm televizyon ekranına kaymıştı. Hayaletin bana gösterdikleri gözümün önünden gitmiyordu. Bencillik etmek istemiyordum ama o kızın yerinde ben de olabilirdim. Onun vücuduna ve ruhuna yaptıklarını bana da yapabilirdi. Bunun düşüncesi bile midemde bir şeylerin uçuşmasına yetti. Öyle bir şey olmasına izin veremezdim ve bana karşı olan ilgisinin nedeninin de Aaron ile fiziksel bir birliktelik yaşamamamızdı. Benim için bunu düşünmek bile yüzümü kızartabiliyorken, hayaletin benim hakkımda bunları düşünmesi tüylerimi diken diken etmişti. Bir sonraki kurbanı ben olabilirdim. Aklıma utanç verici ama bizi kurtaracak bir şey gelmişti. Bunu Aaron’a teklif etmeyi düşünmek bile beni kıpkırmızı yapmıştı. Yüzüme sert bir tokat attım. Kendime gelmem gerekiyordu ama yine de Kate 2 haklıydı. Aaron beni seviyordu ve ona sonsuz bir güven besliyordum artık. Onunla birlikte olmamak için hiçbir sebebim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ceset Dedi Ki
FantasíaFısıltılar... Benim ne olduğumu bilmiyorsunuz ama umarım öğrenmek için merak duyuyorsunuzdur. İşte benim yalanlar, ölümler ile dolu hayatım. Hapishaneme hoş geldiniz.