74.Bölüm - Uyumayan Şehir

1.8K 122 16
                                    

Aaron birkaç saniye içinde gözden kaybolduğunda bakışlarımı onun durduğu yerden alıp Jared'a çevirdim. Yüzünde boş, bomboş bir ifadeyle bir açıklama beklercesine yüzüme bakıyordu. Belki ona zaman vermeliydim. Belki de hayatına yeniden başlaması için verilmiş bu fırsatı iyi değerlendirmesini istemeliydim. Aramızda olanları sadece benim bilmem yeterliydi. Elim istemsizce kolyeme gittiğinde gözlerim doldu. Onun yanında ağlayıp onu tedirgin etmek istemediğim için koltuktan kalktığımda, bileğimi kavrayıp beni durdurdu.

"Kazayı hatırlıyorum, Kate." Beni unutmamıştı. Kim olduğumu biliyordu. Yüzüme yayılan gülümsemeye engel olamadım. "Kazaya kadar olan her şeyi tamamen hatırlıyorum. Diğer anılarımın hepsi eksik... Bana ne olduğunu anlayamıyorum." Kafasının karışıklığı kaşlarını çatmasına sebep olurken ona ne açıklama yapabileceğimi düşündüm. Ne diyecektim? Jared konuşmaya devam etti.

"Beynim başka biri tarafından ele geçirilmiş gibiydi... Sanki ruhum kendi bedenimde hapsolmuştu." Anılarını yerine getirmeye çalıştığının farkındaydım. Düşünceli görünümü buna uğraştığını anlamamı sağlamıştı. Kolunu hafifçe sıkınca panikle bana baktı. Gitmeliydim, ona olanlardan bahsetmemeliydim.

"Bana her şeyi anlatır mısın?" Masum bir tavırla sorduğu soru üzerine kararımı uygulayamadım ve kazadan sonra olanları bir bir anlatmaya başladım.

*

"Herkesi hatırlıyorum, Kate. Kişiler konusunda sıkıntı çekmiyorum. Sadece bazı anıları hatırlamıyorum. Olayların bir kısmı uçup gitmiş gibi. Beyaz tahtana isimlerinizi yazmanın anlamı yok. Bu benim hatıralarımı geri getirmeyecek." Elimdeki tahta kalemi sinirle yerine bıraktım ve yanına oturdum. Ne yapmam gerektiği konusunda hiçbir fikrim yoktu.

"Kazadan sonra hatırlaman gereken onca şey varken, benim sana bunları hatırlatmamın ne kadar zor olduğunun farkındasındır muhtemelen. Benim gerçekten canımı yakan şey ne biliyor musun? Yaşadıklarımızın hiçbirinde senin gerçekten olmayışın ve bu anıların artık sadece bana ait olması. Bu canımı yakıyor işte. Bu yüzden benimle ilgili olan anılarının sadece bana ait olmasını istiyorum ve diğer bütün her şeyi sana hatırlatacağım." Daha devam edecektim ki, sözümü kesti.

"Kate, benim en çok hatırlamak istediğim şeyler seninle ilgili olan anılarım." Gözlerim irileşirken hiçbir şey söyleyemedim. "Seni şaşırttığımda gözlerinin bu hali alması değişmeyen şeylerden bir tanesi," Hafifçe sırıttım. Aslında bu güzel bir şey değildi ama en azından bunu hatırlaması, hoşuma gitmişti.

"Soru cevap şeklinde gitmeye ne dersin? Ben bölük bölük olan anılarımı sana soru haline getireceğim ve sen bana yanıt vereceksin." Hiç zaman kaybetmeden ilk sorusunu sordu.

"Aaron ile ayrıldın ve o yarı insan-yarı hayaletti." Onay beklercesine gözlerini kıstı. Başımı salladım.

"Tahmin etmiştim zaten. Onda eksik olan bir şeyler vardı. İnsanlıkmış... Diğer soruya geçiyorum."

Onun hafıza kaybına benim sebep olduğum gerçeği Jared'ın sorularına verdiğim her cevapla artarken sıkıntımı ona belli etmemeye çalıştım. Aslında çoğu şeyi doğru hatırlıyordu ama birleştiremediği yerler de çoktu. Sorduğu sorulardan biri, sinirlerimi zıplatmıştı. Bunu hatırlamasa da olurdu.

"Paralarını domuzcuklu kumbaranda sakladığın doğru mu?" dedi tereddütle bana bakarak. Yüz ifademin somurtkan bir hal almasıyla kahkahasını engelleme gereği duymadı.

"Demek ki, hayvan değiştirmemin zamanı gelmiş." Bakışlarımı dolabımın konumuna küskün bir tavırla çevirirken, dizlerimin üstüne duran ellerimi kavradığını hissettim. Özür mü dileyecekti? Dilese iyi olurdu. Domuzcuklu kumbara sevgisi dalga geçilecek bir mesele değildi sonuçta.

Ceset Dedi KiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin