29.Bölüm - İnanç Meselesi

2.6K 188 14
                                    

“Şaşırtıcı bir şekilde, sana iyilik yapmak için geldim.” David’in sesini duyduğumda yavaşça ona döndüm. Elindeki bıçakla ağzından çıkan sözler pek örtüşmüyordu. Gözüm bıçakta takılı kaldığında kıkırdamasını duydum.

“Korkma, diyorum ya, bugün sana iyilik yapmaya geldim.” Yüzünde inandırıcı bir gülümseme vardı ama konu David olduğunda onun inandırıcı gülümsemesine bile inanmamam gerektiğini biliyordum. Ben ses çıkarmadığımdan devam etti.

“Sana bu zamana kadar hiç yalan söyledim mi? Bir düşünelim… Hayır. O zaman biraz sonra diyeceklerime inanman gerekiyor.” Ona inanmak istemiyordum ama dedikleri doğruydu.

“Aaron sana nereye gittiğini söyledi?” Cevap vermedim. Önce kız kardeşine gideceğini, sonra da ona bahsettiğim küçük bir ipucunu araştırmaya gittiğini söylemişti. Fakat bunu David’in bilmesine gerek yoktu.

“Sen de mi geldin?” David arkamda bir noktaya bakınca başımı hemen o yöne çevirdim. Aaron gelmişti. David’in ona da görünebildiğini anlamam zor olmadı.

“Lafı uzatmayı sevmiyorum. Aaron küçük tatilinde eski sevgilisini aramaya gitti.” İnkar etmesi için Aaron’a baktım. Yumruklarını sıkmış David’e doğru ilerliyordu. Onu yenemeyeceğini bilmiyor muydu? Demek ki David haklıydı, Aaron inkar bile etmeden ona saldırmıştı çünkü.

“Ne haliniz varsa görün.” Dedim ve ardıma bakmadan koşarak oradan uzaklaştım.

*


Eve varmıştık. Çantamdan gerekli miktar parayı taksiciye uzattım. Ağır aksak inip, arabanın kapısını yavaşça kapattım. Bu eve geri dönmeyi düşünmüyordum ama planımın dışında yaşadığım olaylar yüzünden gelmek zorunda kalmıştım. Anahtarı çantamdan çıkaracak gücü kendimde bulamadığım için kapıyı iki kez tıklattım. Bir süre sonra kapı açılmıştı ve eve girme isteğimi körelten kişi karşımdaydı. “Seni görmek ne kötü! Girmesene içeri!” dedi Jared hafif gülümsemeyle. Onu dinlemek istemediğim için ölü taklidi yapmaya çalışarak içeri giriyordum ki kolumdan yakaladı.

“Hala Jenny’nin evinde söylediklerim için bana böyle davranıyorsan, bu benim insanlara yaklaşma şeklim. Bu yüzden kendimi değiştirmemi bekleme. İnsanları değiştiremezsin. Kimsenin değişeceğine inanmamalısın. Örneğin, sen gerçekten çok saf görünüyorsun ve bu yüz ifaden asla değişmeyecek. Böylece insanlar sana kolayca yalan söyleyebilir. Seni kandırabilir. Se-“

“Kes sesini artık! Benim seninle ilgili olan şeyleri taktığım bile yok. Anlıyor musun? Ayrıca seni umursamıyorum. Eğer dünyada tek kişi sen bile kalsan senden kaçarım ve ben saf değilim. Kimsenin beni kandırmasına izin vermeye-“

“Neyin var Kate? Neden ağlıyorsun?” dedi elini yüzüme götürerek. Bu sırada birinin bizi izliyor olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Bunun nedeni büyük ve heybetli bir öksürük sesi duymuş olmamdı. Jared’ın elini yüzümden çekip sesin geldiği yöne, yani büyükbabama döndüm. Koşarak gidip boynuna sarıldım.

“Kötü bir gün sanırım.” Sesi epey yumuşak çıkmıştı. Beni hep rahatlatırdı.

*

Gece düzgün bir uyku uyuyamamıştım. Bu yüzden kalkıp ders çalışmaya karar vermiştim. Beni rahatlatacağını düşünmüştüm ama hala kafamı toparlayamıyordum. Telefonumu benden uzak olan bir yere bırakmam gerekiyordu ve bende bu yüzden onu salona bırakmıştım. Telefonumun nerede olduğunu düşünmeye başlamamın nedeni ise, uzaklardan gelen telefonumun sesiydi. Bu ses huzurumu bozacak gibi görünüyordu.

“Ders çalışmak istemeni gerçekten anlıyorum. Fakat bu telefonu salonda, yani odamda bırakmış olman benim de ders çalışmamı engelliyor. Al şu telefonunu!” son cümlesi emir niteliğindeydi. Umursamadım.

Ceset Dedi KiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin