Tatlımı büyük bir masada ve masa kadar heybetli olan heyete uygun bir şekilde yiyordum. Gözlerimi kalan tatlıdan alamıyordum ve onların da bana boş olmadıklarını düşünmeden edememiştim. Kendimi kaptırarak yememe ramak kalmıştı ama birinin beni engellemek adına öksürdüğünü duydum. Tek kaşımı kaldırarak sesin geldiği yöne bakmak zorunda kaldığımda, gereksiz ve rahatsız edici birinin yani Jared'ın bunu yaptığını anlamıştım. Yavaşça bana gülümseyerek bakan kişiye doğru eğildim.
"Yemek yerken bana rahatsız edici bir şekilde bakman hoş değil ve bir daha ben dikizlerken gülmemeni rica ediyorum." Ciddi görünmeye çalışıyordum ve bu konuda son derece başarılı olduğumu söyleyebilirdim. Chad benim Jared ile konuşuyor olmamdan rahatsız olmuş gibi görünüyordu. Jared alt dudağını ıslattıktan sonra kafasını hafifçe sallayıp tekrar yemeğine döndü. Bu hareketini kesinlikle sinir bozucu bulduğumu söyleyebilirdim.
"Sana diyorum!" Sessiz olmaya çalışsam da tıslamamı engelleyememiştim. Gözlerini devirip kulağıma yaklaştı.
"Yemeğe başladığımız ilk andan beri burnunda yediğin yemeğin kalıntısı var. Benim en rahatsız olduğum şeylerden biri olduğu için sana sürekli bakarak anlamanı bekliyordum ki bana boş bir şekilde baktığına göre hala ne dediğimi anlamadın," konuşmasına devam edememesinin nedeni ona tam da söylediği gibi bakmamdı. Derin bir nefes aldıktan sonra, konuşmaya devam etti. "Ayrıca sana bakmamın da normal olduğunu düşünüyorum. Burada toplam yedi kişiyiz ve yemeğin başından beri yanındaki uzun çocuğa sekiz veya dokuz kere bakmış olabilirim. O bundan alınmadığına göre senin de bu durumu kişisel almamanı öneririm. Sen sildikten sonra bakmayacağımdan emin olabilirsin." Konuşmasını bitirir bitirmez elini burnuna götürmüştü. Ben de gözlerimle burnumun ucuna bakmaya çalışıyordum, bu hareketimin çok komik görüneceğini akıl edemediğim için Jared'ın bana gülmesini engelleyememiştim. Daha da fazla rezil olmamak adına tatlıma dönüp bu gecenin bir an önce bitmesini dilemiştim ki, Jared da bu evden gitsin.
*
"Eskilerden beri bir ritüel haline gelmiş bu şekli sunmak istiyorum şimdi. Nesil hiç değişmiyor Kate, aferin." Büyükbabamın gür sesiyle beynim uyanma emri vermesine rağmen, göz kapaklarım ve bütün vücudum buna kati suretle karşı çıkıyordu. Duyusal nöronlar bu işe epey bozulmuştu ama umursamadım doğrusu. Bir parmak, göz kapağımı yukarıya doğru kaldırınca, zorunlu olarak uyanmıştım. Jared ile dalaşmalarımızın dışında gecenin geri kalanı sağlıklı geçirip misafirlerimizi uğurladıktan sonra hepimiz erkenden uyumuştuk ama görünüşe bakılırsa bu uyku bana yetmemişti.
"Nasıl da biliyorum ama," büyükbabam böyle konuştuğuna göre yanında muhtemelen biri vardı.
"Tamam, ben uyandım siz gidin." demek istememe rağmen, ağzımdan şunlar döküldü narince,"Tımıhımkgf nbu uyujl djhfe." Büyükbabam pes etmiyordu, yanında her kim varsa ona durmadan benim türüm hakkında anlatıp duruyordu. Yanındaki kişiyi göz kapaklarımı tam olarak açmadığım için gözüm kesmiyordu, o kişi konuşmadığı için de kimlik tespiti yapmam imkansızdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ceset Dedi Ki
خيال (فانتازيا)Fısıltılar... Benim ne olduğumu bilmiyorsunuz ama umarım öğrenmek için merak duyuyorsunuzdur. İşte benim yalanlar, ölümler ile dolu hayatım. Hapishaneme hoş geldiniz.