19.Bölüm - Astronomiyi Öldürmek

4.7K 220 13
                                    

Annemin gözlerinin dolduğunu görebiliyordum, bu hale geldiğine göre Zac yapmaması gereken bir şeyi yapmış olmalıydı. Gözlerini bir an olsun kırpmadan Zac'e bakıyordu. Böyle bir tepki vermesinin nedenini bir türlü anlayamıyordum.

"Defol." Sinirden deliye döndüğü belirgin olan annem, Zac'e evden gitmesini oldukça "kibar" bir dille söylemişti.

"Yine geleceğim. Sensiz yapamam, biliyorsun." Zac cümlesini bitirir bitirmez ortadan kaybolmuştu. Onun arkasından bakakaldığım anda esas ilgilenmem gereken kişinin o olmadığı aklıma gelmişti. Tereddütle babama döndüğümde gözlerindeki acıyı bir türlü tarif etmem mümkün değildi. Sadece öfkesini dışa vurmamak için çok uğraştığını söyleyebilirdim. Onu sakinleştirmek adına yanına usulca ilerledikten sonra boynuna sarıldım. Benim yanında olduğumu bilmesine ihtiyacı vardı, benim babam oydu ve ömrümün sonuna kadar da bu böyle olacaktı.

"Baba neler olduğunu açıklar mısın?" Annemin bir şeyler konuşmaya takati olmadığını anladığım için babama sormak istemiştim. Bana sımsıkı sarıldığı anda babamın o olduğuyla ilgili kararımın sonuna kadar arkasında olacağıma dair kendime bir söz verdim.

"Annen açıklasın." Babam bana sinirli olmadığını belli etmek adına sarılmıştı ama anneme de aynı şekilde yaklaşmayacağını anlamıştım. Sinirli görünüyor olabilirdi ama anneme kıyamayacağını bakışlarından anlayabiliyordum. Aslında Zac ile aralarındaki farkı şimdi daha da iyi anlamıştım. Ben babamın bakışlarından onun ne düşündüğünü anlayabiliyorken, Zac'i tanımıyordum bile. Yaptığı hareketler garip ve tuhaf geliyordu bana. Tam anlamıyla bir yabancıydı o.

"Baba lütfen. O adamın buraya gelmiş olması bizim için hiçbir anlam ifade etmiyor. Sakin ol." Kendimle birlikte annemi de kurtarmaya çalışıyordum ama o sessiz kaldıkça işler daha da kötüye gidecekti. Annem konuşmaya karar verdiğinde eliyle beni durdurmuştu.

"Kate sana ne olduğunu anlatacağım. Ondan sonra git olur mu?" Annemin bu konuşması hiç hoşuma gitmemişti, babamla aralarının bozulmasına izin veremezdim.

"Bence de kızım. Senin yanında konuşamayacağımız şeyler var." Babam da annemi desteklemek adına konuşmaya karar vermiş olmalıydı. Büyük bir kavganın yolunu açmışlardı ve benim onları engelleyecek gücümün olmadığını biliyordum. Onların kavga etmesi isteyeceğim en son şeydi.

Annem yanıma oturduktan sonra derin bir nefes alarak konuşmaya başladı. "Kate, eski ve çok ama çok kötü bir şey bu. Şu an baban," annem Zac'ten 'baban' şeklinde bahsedince, babam boğazını temizlemişti."Yani Zac, insan formunda. Normal insanlar da onu görebilir. Artık bir hayalet değil." Kafa karışıklığımı gidermek için ona soru sormaya karar verdim.

"Nasıl yani? Böyle bir imkan varsa niye herkes yapmıyor?"

"Çünkü insan formuna gelebilmenin iğrenç bir bedeli var. Eğer bir ruh eski bedenine kavuşacaksa en az dört kişiyi öldürmek zorundadır. Kaç kişi öldürürse, ruhsal yetenekleri o kadar güçlenir. Tabii bu gücü yıllarca dünyada sıkışıp kalmak da sağlıyor. Yani güçsüz olan bir ruh, senin rüyana girer ve yaşadığı hayatı sana gösterebilir. Fakat güçlü olanlar senin rüyanı şekillendirebilirler. Bunlar güçlü ve çoğu zaman da öfkeli oluyorlar. Etrafındaki insanlardan onları ayırmanın hiçbir yolu olmadığı için de çok tehlikeliler." Annem sözlerini bitirdiğinde tekrar derin bir nefes aldı. Muhtemelen o ruhlarla birden çok kez karşılaşmıştı.

Söylediklerini düşündüğüm zaman babama tutunma ihtiyacı hissettim. Biyolojik babam en az dört kişiyi gözünü kırpmadan öldürmüştü. Kendisi için dört can almıştı. Bu ondan daha da soğumamı sağlamaktan başka işe yaramadı. Anneme cevap bile veremeden sadece başımı salladım ve sarsak adımlarla kapıya ilerledim. Annem ve babam kavga etmek için benim evden çıkmamı beklememişlerdi bile. Bu yüzden ben de istemeden de olsa kulak misafiri olmuştum.

Ceset Dedi KiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin