Multimedia'da Kate ve Jared var. :)
Başıma daha kötü ne gelebilirdi artık? Dizi gibi geçen hayatımda cadı ve tekrar hortlamış cadı yavrusu tarafından kaçırılmıştım. Beni kurtarabilecek insanlardan biri de benimle beraberdi. David'in hala bizi nasıl bulamadığını anlayamıyordum. Beni hep takip ettiğini sanıyordum ki, artık böyle olmadığına kendim de inanmaya başlamıştım.
Ben bunları düşünürken birinin bana dokunmasıyla kendime gelip başımı kaldırdım. Onu burada, yanımda göreceğimi asla tahmin edemezdim. Rüya olduğunu düşünmeye başladım, belki de sadece halüsinasyondu. Bunu anlamak için elimi koluna götürüp onu cimcikledim. Tepki verdiğine göre gerçekti, o buradaydı.
"Rüyada olup olmadığını anlamak için kendini cimciklemiş olman gerekmez miydi Kate?" Jared eliyle hala kolunu ovuyordu, sanırım gücümü gereksiz yere üzerinde kullanmıştım.
Ona cevap verme gereği bile duymadan boynuna sarılıp nefes almasını engelledim. Sanki Jared'a bu şekilde sarılsam bize zarar veremeyecekler gibi hissediyordum. Fakat bu kesinlikle doğru değildi, onlar ne koşulda olursak olalım bize istediklerini yapabilirlerdi. Artık nefes almasının daha doğru olacağını düşündüğüm için ahtapot durumuna getirdiğim kollarımı tekrar insan formuna dönüştürdüm. Hafifçe öksürdü, bu da ona ne kadar sıkı sarıldığımın kanıtıydı. Yüzümü ellerinin arasına aldı.
"Senin yüzünden bana zarar verilmesine alıştığımı düşünüyordum. Birden bire içeri girip beni sürüklemeye başladılar, bu sefer kesin öldürecekler derken kendimi senin odanda buldum. Ben de nedenini anlayamadım." Ellerimi beline koydum.
"Seni seviyorum."
Bunu cesaret edip söylediğime, Kate 2 bile inanamıyordu. Jared'ı ilk gördüğümde ve ilk tanıştığımız zamanlar ondan nefret ettiğim kadar, şimdi onu seviyordum. Bunu ona söylemek yapmayı düşündüğüm en son şeydi ve Rebecca sayesinde bunu yapmıştım. Jared bana iyice yaklaştı.
"Tekrar söyler misin?" duymuştu ama beni utandırmak için elinden geleni yapıyordu. Sinirlenmiştim. Hem de çok fazla.
"Senden nefret ediyorum Jared. Tamam mı..." derken, sözlerimi bitirememiştim. Çünkü arsız bir insan olan Jared'ın, arsız dudakları dudaklarımdaydı. Beni kızdırmaktan hoşlansa da artık ona kızamıyordum. Ellerimi boynuna dolamıştım. Gözlerimi kapatıp sadece ona odaklanmak istiyordum. Beni kendine iyice çekerek kollarının arasına almıştı. Uzun bir süre sonra durup alnını alnıma yasladı. Sık nefes alışlarını duyabiliyordum. Nefesi yüzümü yakıp geçiyordu sanki.
"Seni seviyorum, Kate Austen." İçinde bulunduğumuz duruma rağmen, içim mutlulukla doluydu. Kendimi tutamadan büyük bir sırıtış yüzümü kaplarken, gözlerim bir anlığına kıpkırmızı duran dudaklarına kaydı. Yapacağım şeyi düşünmek bile beni utandırmışken içimdeki Kate 2'nin açığa çıkmasını sağlayarak dudaklarımı dudaklarına hapsettim. Bu yaptıklarım bana çılgınlık gibi gelse de yaşadığımız olaylardan sonra sanki ona özlem duyuyordum. Nefes almamın şart olduğunu anladığım bir an durup ondan uzaklaştım.
"Artık kızaran yanaklar yok. Pigmentlerin İtalya'ya göç etmiş olabilir." Omzuna hafifçe vurdum. Benden ayrılıp duvarın dibine oturdu. Elini bana uzatıp oturmama yardım ettikten sonra beni kendine çekip bacaklarının arasında beni sıkıştırdı. Karşıdan ne kadar garip görünse de, beni bu şekilde sarıp sarmalaması kendimi güvende hissettiriyordu. Çenesini boynumun girintisine koydu.
"Sana benden önce beni sevdiğini söylediğini asla unutturmayacağım." Hayretle ona baktım, gerçekten bu sözünün arkasında duracağını bilmek üzücüydü. Eğilip iki yanağımdan öptükten sonra sırayla alnımı, burnumu ve çenemi öpmüştü. Bu aptal hareketlerden vazgeçmezse onu öldürebilirdim. En son da dudağıma ufak ama içimi ısıtacak kadar sıcak bir öpücük kondurarak noktalamıştı. Kolunu alıp omzuma attıktan sonra göğsüne yaslandım. Gözlerimi kapatıp Jared'ın gerçekten yanımda durduğuna emin olmaya çalışıyordum hala. Birden aklıma çok korkunç bir düşünce geldi, bunun gerçekliğini anlamadan rahat edemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ceset Dedi Ki
FantasiFısıltılar... Benim ne olduğumu bilmiyorsunuz ama umarım öğrenmek için merak duyuyorsunuzdur. İşte benim yalanlar, ölümler ile dolu hayatım. Hapishaneme hoş geldiniz.