Kurduğum planı harekete geçirmek adına Aaron'a iyi geceler bile demeden, hızla odama doğru ilerledim. David Conner'ın kim olduğunu bulmak umuduyla telefonu elime aldıktan sonra arama motoruna ismini girmiştim. Ekranda çıkan başlıklara göz gezdirirken kapımın tıklatılmasıyla duraksamak zorunda kalmıştım. "Ne var?" Sorumu sorduğuma göre araştırmama geri dönebilirdim. Aaron sorumu muhtemelen yanlış anlamış olmalı ki içeriye dalmıştı.
"Sana soru sorduğumu hatırlıyorum, içeri girmeni söylediğimi değil." Başımı kaldırıp sinirli bir şekilde Aaron'a bakmayı sürdürsem de o çoktan odaya girmişti bile.
"Sana da iyi geceler." Benim söylediklerime cevap vermek yerine kinayeli bir tavırla bunları söylemeyi tercih etmişti. "Karşında dünyanın sekizinci harikası dururken, senin ilgini bu kadar çeken şey ne olabilir?" Elimden telefonumu kapmış ve benden uzaklaşmıştı.
"Verir misin şu telefonu bana? Bu yaptığın hiç etik değil ve benim bir şeyler araştırmama engel oluyorsun." Telefonumu ondan almaya çalışsam da amacıma ulaşamamıştım. Ben ne kadar uğraşmış olsam da ekranda yazan yazıyı çoktan okuyup bana şaşkın bir şekilde bakmaya başlamıştı. Ne diyeceğimi bilemiyordum.
"Bu kim?" Kafası karışmış görünüyordu ve bu kafa karışıklığından onu kurtarabilecek bir şey bulamamıştım. "İnan sen ne biliyorsan ben de onu biliyorum, Aaron. Ben de anladığım an ilk sana geleceğime söz veriyorum." Yine de bana garip garip bakmayı sürdürüyordu. En azından bir şeyler açıklamam gerektiğinin farkındaydım.
"Rüyamda David Conner'a ait olan bir mezar taşına rastladığım için kim olduğunu öğrenmek amacıyla internette araştırma yapmaya karar vermiştim ki biri gelip beni engelledi." Sinirle ona baktığımda mahcup bir ifade yüzüne yerleşmişti. Muhtemelen kendinden utanmış olmalıydı. "Sana sadece iyi geceler dilemek için gelmiştim, kötü bir niyetim yoktu." Boynunu böyle bükerek onu affedeceğimi düşünüyorsa sonuna kadar haklıydı. Yavru kediye benzeyen bu haline dayanamadığım için elimi yüzüne koyarak baş parmağımla yanağını okşadım. O da beni kendine çekerek yanağıma bir öpücük bırakmayı ihmal etmemişti. Ben daha şaşkınlığımı atamadan odadan hızlı bir şekilde ayrılarak kapıyı kapattı.
Arkasından aptal bir şekilde sırıtırken artık uyumam gerektiğini hatırlayarak yarın giyeceğim kıyafetleri sabah uykudan feragat etmemek adına şimdi hazırlamaya karar vermiştim. Bence bu benim gibi uykusuna son derece düşkün biri için yapılması son derece mühim bir hareketti. Gözlerim bavulun hizasında bulunan bir çift siyah gözün olduğu cisme takılmıştı. Etine dolgun olduğu kadar pembe renkteki domuzcuk figürlü kumbarama içli içli bakmıştım. Bu bakışmanın nedeni paralarımın suyunu çekmesiydi. Geriye ödeme gibi bir ihtimalim olmadığı için kızlardan da para isteyemezdim. Birden aklıma gelen bir fikirle odadan hızla çıkarak salona doğru ilerledim. Etrafı gözlerimle kısa bir süre sonra taradıktan sonra aradığım şeyi bulmuştum. Salonda parmak ucumda ilerleyerek sehpadaki bütün gazeteleri kucakladıktan sonra odama geri döndüm. Uyumaya bir süre ara verip iş ilanlarını kontrol edecektim. Böylece hem kendi paramı kazanacak hem de kimseden borç para almamış olacaktım. Derslerde yoğun olmadığı için ders çıkışları çalışmaya rahatlıkla gidebilirdim diye düşünüyordum. İş ilanlarının bulunduğu sayfayı açtıktan sonra, derin bir nefes alarak ilanları incelemeye başladım.
*
"Kate. Uyansan diyorum artık." Aaron olduğunu tahmin ettiğim kişi omzumu çürütmekte kararlıydı ama ben de Kate isem, o çöktürme işlemini gerçekleştiren şahsa bunun bedelini ödetirdim. Kafamı topladığıma inandığım bir anda konuşmaya karar vermiştim.
"Pffds5 dıkika dığha," sadece bunları söyleyebilmiştim. Göz kapağımın benden ve beynimden komut almadan yukarı doğru yol aldığını hissetmiştim. Aaron beni uyandırabilmek için parmaklarıyla göz kapaklarımı açmaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ceset Dedi Ki
FantasíaFısıltılar... Benim ne olduğumu bilmiyorsunuz ama umarım öğrenmek için merak duyuyorsunuzdur. İşte benim yalanlar, ölümler ile dolu hayatım. Hapishaneme hoş geldiniz.