22.Bölüm - Lanet

3.2K 207 14
                                    


Karşımda az önce görmüş olduğum kişinin histerik kahkahaları tüylerimin diken diken olmasına neden olmuştu. Etraf şimdi tamamen kararmıştı, ateş tüm bedenimi yakıyordu ve ateşe esir olmuştum. Ateşten ötesini görebilmem mümkün değildi, uçsuz bucaksız bir karanlık vardı. Gözlerim karanlığa alışana kadar bir şeyler görmek umuduyla direndim. Sadece acı vardı, ateş vardı ve karanlık vardı. Yapayalnız olduğumu düşünmüştüm bir an ama burada yalnız olmadığımı biliyordum.

"Katherine, sana ne kadar teşekkür etsem az. David'i kendine bağladın ve laneti kırdın. Benim işime daha fazla yarayamazdın. Hem de az önceki manzaradan sonra David'in sakin kalabileceğini sanmıyorum." Geçen gün Chad'in evine gelen siyah şemsiyeli kadının David ile ne bağlantısı vardı ki? Beni buraya ateşi kullanarak hapsedecek kadar bir güce sahip olduğuna göre o da ölmüş müydü? Ayrıca ben David'i kendime bağlayacak bir şey yapmamıştım, onun erkek arkadaşımla aramdaki ilişkiye sakin kalıp kalmaması umurumda değildi.

"Bu nedenle sana bir ödül vereceğim." Konuşmasına devam ederken, mideme atmış olduğu bir tekmeyle nefesim kesilmişti. Ardı arkası kesilmeyen tekmelerini ben kan kusana kadar atmaya devam etmişti. Daha sonra kahkaha atarak, midemin üzerine oturdu ve yüzümü yumruklamaya başladı. Onu durdurmaya çalışacak mecalim bile kalmamıştı. Acı o kadar üst seviyedeydi, dayanılmazdı. Üstümde kalktıktan sonra beni ayağıyla son bir kez daha tekmeledi. Bütün gücümü yitirmiştim sanki.

"Umarım hediyelerimi beğenmişsindir. Lütfen bu hırpalanmayı kişisel alma, sadece biraz sadistim. Şimdi imzamı da atayım," dedikten sonra yüzüme iki uzun tırnağıyla çizik attı. Eserini son bir kez inceleyip, ellerini çırptı.

"Bu yaşadıklarını her şeyin başlangıcı olarak gör, ölmeden önce göreceğin bu yüze iyi bak. Er yada geç, intikam alınacaktır." Onu dinlemeye çalışıyordum ama öksürmekten söylediklerini bile zar zor duyabilmiştim. Öksürürken ağzımdan biraz daha kan gelmişti. Birinin beni sarsmasıyla Ursula'nın görüntüsü bulanıklaşıp yerini Aaron'a bırakmıştı. Gözlerindeki endişeyi görebiliyordum, her yerimin sızladığını söylesem pek de yalan olmazdı. Gözlerimi kırpıştırmak bile zor ve meşakkatli bir iş gibi gelmeye başlamıştı.

"Kate neler oluyor? İyi misin?" Bilincimi kaybetmeden önce son duyduklarım bunlar olmuştu.

*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

Gözlerimi zorlukla da olsa açabildiğim zaman yatakta boylu boyunca uzanıyordum. Aaron karşı koltukta oturmuş gergin bir şekilde beni seyrediyordu. Ağzımdaki kan tadı beni rahatsız ettiği için, başucumdaki komodinde duran bir bardak suyu alıp içtim. Hareketlerim kısıtlanmıştı ve her hareketimde canım daha çok yanıyordu. Aaron oturduğu yerden kalkarak yatağıma oturdu ve saçlarımı okşama başladı.

"Bana neler olduğunu anlatabilir misin?" Sesini olabildiğince yumuşatmıştı, ben de ona David ve annesi olduğunu tahmin ettiğim kişi hakkında kısa bir özet geçmiştim. Anlattığım şeyler Aaron'ı çileden çıkarmaya yetmiş ve yumruklarını sıkmıştı. Çok sinirli gözüküyor olduğunu söylememe gerek bile yoktu. Konuşmadan o şekilde durduktan kısa bir süre sonra daha sakinleşmiş bir hale bana dönmüştü.

Ceset Dedi KiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin