Kolyeme dikkatle bakan adam

104K 4.8K 871
                                    

O rüyadan sonra ben uyuyamadım. Pencerenin önüne geçtim. Hava soğuktu. Ben rüyayı düşünmeye başladım. Rüyadaki o bebek kesinlikle bendim. Bunda emindim. Ama beni kucağında taşıyan kimdi ya da neydi? Bu soruyu düşündüm. Çünkü benim kucağında gittiğim kişi bir insana göre çok hızlı koşuyordu. Ama rüyamdan hatırladığıma göre beni tutan eller tıpatıp insan elleriydi. Sonra güneşin doğduğunu fark ettim. Aşağıya indim ve kahvaltıyı hazırladım. O sırada babam ve Chinna da geldiler. Hep birlikte kahvaltımızı yaptık. Sonra Chinna halam

"Ben babanı otobüse bindirip geleceğim. Sen istersen evde dur."

"Hayır. Bende kayıt işlemi bitmeden gidip okula kaydolayım."

Babam

"Hah! İyi fikir. Zeki kız. Bence de biran önce hallolsa iyi olur."

Halam babamın koluna girdi ve evde çıktılar. Sonra bende biraz etrafı toplayıp çantamı alıp evden çıktım. Okul eve pek yakın olmasa da çok uzakta sayılmazdı. Bende bu yağmurlu havanın tadını çıkarmak istiyordum. Yürümeye karar verdim. Okula gittim. İşlemleri hallettim. Ordan çıkarken bir gün önce kavga ettiğim çocuğun yanındaki arkadaşını gördüm. Bana gülümsedi ve yanıma yaklaştı. Kavga ettiğim çocuğunda bu çocuğunda boyunun uzun olduğunu fark ettim. Onun gibi yakışıklıydı ve onun fazlasi daha güler yüzlüydü.

"Merhaba! Bu okula mı kaydoldun?" Surekli gülümsüyordu. Tatlı çocuk!

"Evet."

"Sanırım son sınıfsın. Bende son sınıfım. Herhalde aynı sınıftayız! Bu arada ben Sam! Sen?"  Hala gülümsüyordu.

"Bende Lily!" Bende gülumsedim.

"Neyse seni tutmayayım. Hadi görüşürüz." Telefonuna baktı.

"Görüşürüz!"

Okul bahçesine çıktım. Okulun arkasındaki o ormanı izlemeye öyle bir dalmıştım ki arkamdan gelen sesle irkildim. Dönüp baktığımda bir kız bana gülümsüyordu.

"Merhaba! Sen Lily olmalısın. Bazı belgelerini içerde unutmuşsun. Buyur."

"Ah! Aklım neredeydi bilmiyorum. Teşekkür ederim."

"Önemli değil. Bu arada ben Layla! Aynı sınıftayız!"

"Öyle mi? Aynı sınıfta olduğum birileriyle tanışmak güzel."

"İyi sevindim." dedi. ben gülümsedim. Beni görünce oda gülümsedi. Sonra birde dikkati saçlarıma verdi.

"O.. o sarılık.... sen küçükken kaybolan sonra ormanda bulunan o bebek misin?"

"Evet!" cevap verdim ama yine de tuhaf bakışlarım dikkatini çekmiş ki açıkladı

" O olayı duymuştum. çok dikkatimi çekmişti! Yani manyak gibi gecmişini arastırmadım. İkginc seylere marakım dogamda var."

"Anladım."

Biraz düşündü ve sonra

"Seni biraz gezdirmemi ister misin?"

"İyi olur. Ama senin işin varsa başka zaman gezebiliriz!"

"Hayır, işim yok. Hadi gel benimle."

Beraber yürüyorduk. Kalabalık bir caddeden geçtik. Ve ardından dar ve sessiz bir sokağa döndük. Sokağın sonunda gep geniş bir alana geçiş yaptık. Çok kalabalık bir sokaktaydık. Etraftaki şeyleri inceledik. O sırada dikkatimi tezgahının başında yaşlı bir adama çekti. Yanına yaklaştım. Müşterilerine bir şeyler satmaya çalışıyordu. Önce bana da bir şeyler satmaya çalıştı. Ardından dikkatini kolyeme verdi. Gozlerinden kolyemin ona tanıdık geldiğini fark ettim. Şaşırmıştı.

Layla

"Hadi gidelim."

Ama adam kolyeme gözlerini dikmişti. ve bana

"O..o... o kolyeyi nerden buldun?"

O anda Layla elimden çekti ve beni sürüklerken

"Sana gidelim demedim mi? Adamı görmedin mi ne kadar tuhaf biri. Böyle tiplerden korkmalısın."

Ben sesimi çıkartmadım ama o yaşlı adam aklımdan bir türlü çıkmadı. En kısa zamanda kolye ile ilgili konuşmak icin gelebilirdi. Bu bir ilerlemeydi. Kolyenin bende olmasının amacını anlamak için bir kademe ilerideydim artık. Düşüncelerimden beni ayıran Layla oldu.

" Biraz eğlence ister misin?"

"Nasıl bir eğlenceden bahsediyoruz?"

"Gel benimle göstereyim." Pis pis gülüyordu. Şu haliyle küçük yaramaz çocuklara benziyordu.

Bir manavın önüne geldik. Layla bizden biraz küçük birine gülümseyerek el salladı.

"Merhaba Arthur!" Çocuk pek memnun degildi onu gördüğüne. Sanki ona karşı bir nefreti vardı. Bunu yüz hatlarıyla çok net belli ediyordu.

"Ne işin var burada?"

Layla

"Sana ne istediğim yerde olabilirim."

"Benim tezgahımın yakınında değil ama."

Kızmış görünüyordu. Avını yakalamaya hazır bir yırtıcı gibi duruyordu. Kimdi bu neden Layla'ya bu kadar sinirli bakıyordu ki?

Layla

"Bir elmadan bir şey olmaz" Dedi ve elmalardan birini aldı, bileğimden tuttu ve koşmaya başladık. Çocuk arkamızdan bağırıyordu. Aynı zamanda arkamızdan koşuyordu. Bende koşarken Layla’ya bağırarak

"Sence bu yaptığımız doğru mu?"

"Sorun yok o benim kardeşim. Şimdi daha hızlı koş yakalanırsak affetmez." Dedi ve beni önüne itip ondan önde koşmamı sağladı. Eğlence tarzı farkli deli dolu bir kizdı anlaşılan ama hayatta öğrendiğim birsey varsa anı yaşamayi bilmekti. Bende eglenmeye çalışarak onun gibi koşmaya başladım.  O sırada ani bir çarpışma yaşadım. Birinin üstüne yığıldım. Düşerken kendimi çok kastığım için hala gözlerim kapalıydı. Ama kaslı bir vücudun üstünde olduğuma emindim. Hemen gözlerimi açtım. O an göz göze geldiğim kişi o gün markette çarpıştığım çocuk olduğunu fark ettim. Gözlerine bakınca mavi gözleri çok güzel görünüyordu. Sonra kaşlarını çattı ve

" Gerçekten tam bir baş belasısın." dedi ve beni üzerinden itti. Bende ayağa kalktım.

"Bunca insan içinde neden çarpa çarpa sana çarptım anlamıyorum."

Benimle alay edergibi konuşarak

"O soruyu kendine sorman gerekmiyor mu?"

Ben de ona onun gibi karşılık vererek alay eder bir şekilde "Özür dilerim kusursuz." dedim.

~Bölüm Sonu~

Arkadaşlar inşallah beğenmişsinizdir beğenmenizi umuyorum. yorumlarınızı bekliyorum. :)

Bir VAMPIRE Aşık Olmak!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin