Ben Kokmuyorum!

76.8K 3.9K 421
                                    

Luke kaşlarını çattarak

"Tam bir baş belası olduğunu biliyordum da bu kadarı da fazla!"

"Neden halamın yanında kabul ettin ki. Ben sanki senin götürmeni çok istiyorum da."

"Zaten senin için yapmıyorum. Halan için yapıyorum. Onun değerini bil. Çok iyi bir insan."

"Değerini bilmediğimi kim söyledi! Hem daha dün tanıdın onu nasıl bu kadar emin bir şekilde ondan bahsedebiliyorsun ki?"

"Çok gevezesin hadi gidelim." Soruma cevap vermekten kaçınmıştı. Sinir bozucuydu işte . Neden benimle anlaşmamak için bu kadar ısrar ediyordu ki?

Çantamı aldım ve evden çıktık. Luke' un arabasına bindik. Luke birden yine bana tuhaf tuhaf baktı ve

"O kolyeyi çok eskiden gördüğüme eminim. Bir baka bilir miyim?" Ah işte beni kolyenin amacina göturebilecek bir cümle. Gördüyse bu iyi bişeydir. Hatırlaması için ona yardımcı olmalıydım ve kolyeyi çıkrıp hemen ona verdim.

Kolyeyi inceledi. O anda aniden bana döndü ve 

"Sonunda kokunu alıyorum. "

O anda luke ani bir firen yaptı.

"Neler oluyor" dedim.

" O koku senden geliyor. Vay canına! Inanılmaz derecede fazla kokuyorsun?"

Ben ne demek istediğini anlamamıştım. Kokuyor diyincede biraz darıldım ve kendimi kokladım.

"Ne kokusu be. Bir bayanla konuşuyorsun kibar ol. Ayrıca ben kokmuyorum." Bir erkek olarak hiç kibar değildi. En azından bana karşı hiç kibar değildi. Bir kere ben kokmuyordum.

"Gevezelik yapma." Bir de geveze olmuştum iyi mi? Tam sinir hastasi bu çocuk. Kolyeyi inceledi. Sonra kolyeyle konuşmaya başladı. "Demek onu koruyan sendin!" Ama ben hiç birşey anlamamıştım. Sonra birden arabanın dışını etrafı incelemeye başladı.

"Olamaz! Hemen geri kolyeni tak ve bu kolyeyi sakın ama sakın ölene kadar çıkartma. Senin bu kolyenin ne işe yaradığı ile ilgili hiç bir fikrin yok mu?"

"Hayır da! Sen ne saçmalıyosun. Ne kolyesi ne özelliği beni korkutmaya başladın. Deli misin merak ediyorum." Bu arada kolye hala avucumdaydı.

Luke

"Hadi taksana şunu çok yaklaştı.Takmak zorundasın."

"Ne yaklaştı? Sacmalama!" Ama yinede kolyeyi taktım. Sonunda luke'unda beni yiyecekmiş gibi bakışları kayboldu. Çok tuhaf ve sinir bozucu bir çocuk.

Okula girdiğimizde arabasını park etti ve indik. Sonra luke diğerlerinin yanına gittiğimizde

"Okul çıkışı bizim mekana gidiyoruz."

Diğerleri kafalarını salladılar. Neler olduğunu merak ettikleri belliydi. Aslında benimde onlardan pek bir farkım yoktu. Bende en az onlar kadar Luke'u çozmeye çalışıyordum. Ne yapmaya çalışıyordu ki bi şimdi.
Bana döndü ve

"Sende geliyorsun." Hala kaşları çatık bir şekilde bana bakarak " Arkadaşlar! Konu lily ile ilgili. Sanırım sırrını çözdüm." ve pis pis sırıttı.

Sonra sınıfa gittik. Kafam çok karışıktı.

Ne saçmalıyordu bu çocuk. Ne sırrı! Ne kokusundan bahsediyordu. Ya cidden delilerdi. Yada onların benden sakladıkları bir şeyler vardı. Ne saklıyo olabilirlerdi ki!

O gün okul çıkışında onlardan kurtulmak için hızlı adımlarla yürüyordum. Koridorun sonuna gelince beni bulamayacaklarıni düşünerek merdivenlere yöneldim. Daha hiç biri sınıftan çıkmamıştı. Ama nasıl oldu bilmiyorum. Luke birden önüme çıktı. Korkutmuştu beni.

"Sen sınıftaydın. Bu... bu nasıl oldu."
Gayet ciddi bir sekilde bana cevap verdi.

"Bence sen saçmalıyorsun. Hemen arkanda koşturuyordum."

"Hayır! Bundan eminim."

Sinirlenmiş görünüyordu.

"Akıl hastanesine bir uğrayalım mı? Sınıftan buraya nasıl gelebilirim ki. Her neyse bizimle geliyorsun. Hem nereye gittiğini sanıyorsun? Unuttun mu seni evine ben bırakıcam!"

"İstemiyorum. Sizinle gelmekte istemiyorum."

Ama kolumdan tuttu. Beni arabaya bindirdi. Cidden çok güçlüydü direnemedim bile.

Diğerleride arabalarına bindi. Hep birlikte bunların 'mekanımız' dediği yere gittik. Yine beni kolumdan çekiştirerek içeri götürdü. Sonra luke james'e dönerek

"Ön duvarı indir. Böyle daha iyi olur."

Sonra benim kaçmaya çalıştığımı fark eden sam direk beni yakaladı. Arkama geçti. Ve ellerimi arkadan tuttu. Çok sertti. Sanki ellerimi betonla bağlamışlar gibi hareket ettiremiyordum bile. Sonra layla

"Siz ne yapıyorsunuz! Sizden korktuğunun farkında mısınız?"

Luke

"Layla boynundaki kolyeyi görüyor musunuz?"

"Evet. Ne olmuş ki?"

"Onu çıkarır mısın?"

Sonra layla üstüme doğru yürüdü. O bana yaklaştıkça geri adım atmaya çalışıyordum. Ama arkadan ellerimi tutan Sam yüzünden daha fazla gidemiyordum. Sonra layla bana bakarak

"Korkmana gerek yok birşey yapmıycam. Sadece kolyeni incelemek istiyoruz."

"Neden biri bana da açıklamıyor. Bende buna öyle izin vereyim."

Sonra kolyeyi çıkarttı. Sam kolye çıkar çıkmaz elimi biraz daha sıktı. James ise üstüme doğru koşuyordu ki luke onu tuttu. Çok ama çok korkuyordum. layla şaşkınlilla onlara bakarak

"Neler oluyor?"

David

"Evet bize de açıklar mısınız?"

james leziz bir yemek kokusu almış gibi iç çekiyordu. Luke onu tutuyordu. Sam'se mayışmış bir şekilde

"Kokusu diğerlerine göre daha fazla."

Layla

"Bu ne demek oluyor?"

Luke

"Hey o bizi duyuyor farkındasınız değil mi?"

Layla önce bana yaklaştı sonra arkasını döndü. Elini oynattı ve anlamadığım bir şeyler söyledi ve gözlerim karardı.

~Bölüm Sonu~

Seveceğinizi düşünüyorum. :)

Bir VAMPIRE Aşık Olmak!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin