Bir VAMPIRE Aşık Olmak!

Vampirlere uyumayı öğretmek!

Diğerlerinin yanına ulaştığımızda hepsi ayaktaydı.

Layla

"Hadi yola çıkalım artık."

Sam

"Bence de"

Hemen yola çıktık. Hangisine sorduysam gideceğimiz yeri söylemedi. Sonunun da arabayla dağa giden yola girdik. Anladığım kadarıyla en tepesine çıkacaktık.

Tahminim doğru çıktı. dağın tepesindeydik. Ve yere sermek için bir kilim çıkarttılar. Layla ve Luke arabadaki eşyaları boşaltıyorlardı. Yardımıma pek ihtiyaçları yok gibiydi. Bende atıştırmalık bir şeyler hazırlayan David, James ve Sam' in yanına gittim.

David

"Biz hallederiz. Sorun değil."

"Bende yardım etmek istiyorum."

Sam

"Tamam karışmayın yardımı dokunabilir."

Ben

"Yalnız merak ettiğim bir şey var. Siz yemek yemiyorsunuz. Neden-?"

Sam

"Eski anıları unutmamak için yaparız. Aslında yemek yapmak hobimiz." Anladım der gibi kafamı salladım. Tebessüm etti ve yaptığı işe devam etti. James ve sam o kadar hızlıydılar ki yemek yaparken onları takip etmek çok zordu. David benim şaşkınlıkla onları izlediğimi görünce bana baktı ve güldü.

"Merak etme zamanla alışırsın. Bende başta böyle tuhaf tuhaf bakıyordum. Şimdi alıştım."

Sonra elindeki şeyle uğraşmaya devam etti.

Bende yardım ettim. Akşam hava kararmak üzereydi. Biz yerken Luke, James ve Sam bizi izledi. Karnımızı doyurduğumuzda hava tam olarak kararmıştı.  Layla birden gökyüzüne bakarak

"İşte zamanı geldi."

Ben

"Neyin?"

Bana bir şey demeden ayağa kalktı. İlerde çimlerin üzerine uzandı. Arkasından Luke da aynı şeyi yaptı. Oda Layla’nın yanına çimlerin üzerine uzandı. Layla ayağa kalktı ve

"Lily gel sende bak! Bayılacaksın."

Bende Layla’nın diğer tarafına geçtim. Gökyüzüne bakıyordum. Harika bir görüntüydü. Her santimde bir yıldız vardı ve gökyüzünü boşluk bırakmayacak şekilde sıralanmışlardı. Sonra birden Samda geldi. Oda yanıma uzandı. Ve David, James’te onun yanına. Hep birlikte on beş dakikadan fazla hiç konuşmadan gökyüzünü izledik.

Sonra ben birden esnedim. Biraz uykum gelmişti. Sonra James

"Vay be! Şuan beni kıskandırıyormuşsun gibi hissettim. Bende uyumak ve esnemek isterdim."

Beş saniyelik bir sessizlikten sonra Luke

"Bir dakika! Lily bana söz verdi. Uyumanın nasıl bir şey olduğunu hatırlamamı sağlayacaktı. Şimdi yapsın işte."

Sam

"Eğlenceli olabilir." Sonra Luke, Sam ve James üçü birden ayağa kalktı. Gözlerini bana diktiler. Annelrine hayranlıkla bakan küçuk altı yaşındaki çocuklar gibi duruyorlardı. Cidden cok tatli duruyorlardı. Gozlerini bana dikmiş üçüde bana bakıyordu.

Bende dayanamadım.

"Ah! Tamam. Ölülere uyumayı anlatmak nasıl olur bilmiyorum ama neyse. Hadi o zaman siz üçünüz yan yana geçin. Layla ve David kenara geçip oturur pozisyonda izliyorlardı. Nede olsa o ikisi uykuya ihtiyaç duymuyorlardı. Ama arkadan kıskıs güldükleri kesindi. Gulmemek icin onlarla goz teması kurmamaya özen gösteriyordum.

Sam

"Evet! Seni bekliyoruz." Üçü uzanmış pozisyonda bana bakıyorlardı.

"Evet! Şimdi.--- Ahhh ben nasıl anlatacağım uyumayı. Bildiğim şu ki ben yatağa giriyorum gözlerimi kapatıyorum. Uyuyorum. --- Off! Strese girdim şuan. Nasıl anlatabilirim ki?"

Sonra birden

"Yer açın. Bende uzanarak anlatacağım."

Luke ortadaydı. Hala ondan çekindiğim için söylediğime pişman oldum ama yine de James’le onun arasına girdim ve uzandım.
"Tekrar gözler kapansın bakayım." Bende onlarla birlikte gözlerimi kapattım. Şimdi güzel şeyler düşünün. Sadece uykuya dalmayı beyninize istetin." Çok tuhaf bir anlatımdı ama başka nasıl anlatabilirdim ki.
Luke seslendi. Hala gözlerim kapalı bir şekilde onu dinliyordum.
"Bu hiç bir işe yaramıyor." ona çaktırmadan gözlerimi açtım. Kafamı yavaşça sağ tarafa cevirdim. Luke gözlerini kapatma zahmeti bile duymamış. Bende ellerimi yüzüne kadar götürdüm. Gözlerini kapattım. Ve kulağına doğru normal bir ses tonuyla yani herkesin duyabileceği bir tonda seslendim.
"Eğer gözlerin açık olursa tabi ki de hissedemezsin."
James
"Hey! Tavsiyen işe yarıyor gibi. Uykum gelmeye başladı bak."
Bende bir yumruk attım. Ne kadar vampir gücü yanında cılız kalsa da. O da bu duruma güldü.
"Ee! Alay edecekseniz başka birini bulun" dedim. Tam yanlarından kalkarken Luke ve James kollarımdan tutup tekrar yatmamı sağladılar.
James
"Nereye gidiyorsun? Sadece şansımızı deneyelim dedik."
Luke
"Boş ver anlatma. Sadece yıldızları izle." Bende öyle yaptım. Sonra David ve Layla’da gülmeyi kesince yanımıza geldiler.
Sonra bir ara Luke' un telefonu çaldı. Numarayı bana göstererek
"Halan arıyor"
Sonra telefonu açtı ve konuşmaya başladı. Bende  hemen cebimdeki telefonu çıkarttım. Yine kapanmış.
Sonra Luke
"Seni eve bırakmamı istedi."
"Tamam. Merak etmiş olmalı."
Luke ayağa kalktı diğerlerine dönerek
"Ben oradan eve geçerim sizde geç kalmayın. "
Sonra arabaya bindik. Yolda giderken Luke
"Haa! Bu arada şu kolyeni yarın okul çıkışı şu bahsettiğin yaşlı adama gösterelim."
"Olur!"
Evin önüne çok hızlı gelmiştik.
İçeri girdim. China
"Baban uyudu. Açsan geç mutfaktan bir şeyler ye."
"Hayır aç değilim direk yatacağım."
Yine merdivenlerin başında karnım ağrıdı. Ama bu sefer baş ağrısı hissetmiyordum. Sonra merdivenlerden çıkmaya devam ettim. Odama girdim ve direk yatağa girip uyumanın nasıl bir şey olduğunu düşünmeye başladım.

~Bölüm sonu~