Onu kaldırdık emma 'nın odasına götürdük. David onun sadece yorgunluktan bayıldığını söyledi. Herkes çıktı. China ve ben odada kaldık. Ben
"China onun kokusu.... Saklamalıyız. Kokusu çok... çok kan kokuyor."
China
"O zaman snowun yanına gitsek iyi olur. Bir kolyeye ihtiyacımız var."
"Hemen gidelim. Kokusu beni bile etkiledi."
Odadan çıktık. Merdivenlerden indik. Diğerleri salonda oturuyordu. Luke, Sam, China ve ben yaşlı vampir Snow'un yanına gittik. İçeri girdiğimizde şaşırmış bir şekilde bize baktı. Olanları anlattık. Ondan kolye yapmasını istedik. Kabul etti. O özel kolyeyi yapabilmek için malzemeleri almaya gitti. China büyülü sözleri nasıl yaptığını hatırlamaya çalışıyordu.
Snow kısa bir süre sonra geldi. İki saatte kolyeyi halletti. Sıra chinnaya geldi. Deniyordu ama olmuyordu. Sonra birden Sam'le bana bakarak
"Siz ikiniz birlikte yapıyorsunuz. Bizde kolyeyi tuttuk. Büyüyü yapmaya çalıştık. Çok basit bir şekilde olmuştu. Kolye bitince Snow kolyeyi bana uzattı ve
"Bir takabilirmisin?"
"Tamam."
Kolyemi çıkarttım. Yeni yapılanı taktım. Luke, Sam ve Snow kokladılar.
Luke
"Hiç koku yok. "
China
"İyi gidelim o zaman."
Biz giderken Snow bana seslendi ve
"Senin bu kadar annene benzeyeceğini düşünmezdim." gülümsedi.
China
"Snow sen ziyarete gelmeyecekmisin?"
"Halletmem gereken şeyler var. Sonra gelirim. Evi biliyorum."
Biz ordan çıktık.
Eve döndüğümüzde o hala uyuyordu. Ben kolyeyi boynuna taktım. Diğerleri odadan çıkmıştı. Oda da sadece ben ve annem kalmıştık. Yatağın yanına bir sandalye çektim. Onu izlemeye başladım. Bir saat sonra gözlerini yavaşça açtı. Önce etraca göz gezdirdi. Sonra gözlerini bana dikti ve
"Lily!"
"Merhaba!" Başka birşey söyleyemedim. İlk defa karşılaştığım bir insana anne diyemezdim. Öz olsa bile.
Hala bana bakıyordu.
"Lily!"
"Efendim!" zorla konuşuyordu.
"Oturmama yardım edermisin?"
"Tabiki de!" yanına gittim ve yardım ettim. Oturunca elimi tuttu.
"Sana dokuna bilmeyi herzaman hayal ettim. Ama üzgünüm şimdiye kadar bunu yapamazdım." sonra derin bir nefes aldı ve devam etti.
"Kendimi ilk defa bu kadar yorgun hissediyorum. Yani gelirken harcadığım enerji beni zayıflattı.
"Neden o kadar enerji harcadın ki, acelen neydi?"
"Seni görmeliydim."
"Neden ki?"
"Tehlikedesin!"
"Ben herzaman tehlikedeyim. Biri gidip biri geliyor. Hayatımdan birilerini alıp götürüyorlar. Bu artık normal geliyor bana!"
"Dalga geçmemelisin. Bu sefer senin için çok yorucu olucak. Karşında çok güçlü biri var. "
"Bundan haberim var. Kim olduğunu bilmiyorum."
"Anlatıcam hepsini tatlım."
"İyide anlamadığım bir sorun var. Sende benim gibi değilmisin? Yani zihninle yapıyorsan buraya gelme nasıl sorun oluyor?"
"Ben senin gibi değilim. Bende diğerleri gibi sözler olmadan büyü yapamam. Sen çok farklısın. Benim annem ve babamda melezdi sanırım bu yüzden dengeli!"
"Peki benim babam... O ne?"
"O bir vampir. O yüzde büyü güçlerin farklılık gösterdi."
"Peki kim? Onu görebilecekmiyim?"
"Şimdi göremezsin daha sonra."
"Neden? Nerede o?"
"Dinlensemde sonra herşeyi anlatsam sana."
Gözlerim dolmak üzereydi.
"İyi sen şimdi dinlen. Ben gideyim."
Odadan çıktım. Merdivenlerde Laylayla karşılaştım.
"Ne oldu?" dedi.
Ben birşey diyemedim. Gözlerim doldu. Ona sarıldım. Ağlamaya başladım. Tekrar "Ne oldu?" diye sordu. Bende
"Onunla nasıl konuşacağımı bile bilmiyorum. Çok tuhaf bir durum içindeyim."
"Herşey zamanla düzelir."
Birlikte indik. Sabaha doğru China annemle birlikte aşağıya indi. Yanımıza oturdular.
Herkes sessizce oturuyordu. Annem
"Sanırım herkes neden geldiğimi merak ediyor. O zaman başlasam iyi olur. Hepiniz tehlikedesiniz özelliklede sen lily! Peşinizdeki vampir çok güçlü. Nerdeyse yenilmez diyebiliriz."
Ben
"Neden peşimizde?"
"çünkü planlarını bozdunuz. Vampirler arasında karışıklık yapmaya çalışıyordu. Siz engelleyince kızdı. Açıkcası kim olduğunu bende tam olarak bilmiyorum."
Ben merak ettiğim soruyu sordum.
"Neden beni bırakıp gittin?"
"Hepsinin bu vampirle alakası var. Babanın düşmanıydı. Senin doğmana yakın babanı kaçırdılar. Benim peşime düştüler. Seni istiyorlardı. Nedenini bilmiyorum ama seni istiyorlardı. Bende seni gizlemek zorunda kaldım. Seni gizledikten sonra beni yakaladılar. Bir yere kapattılar kimseyi gördüğüm yoktu. Büyü güçlerimle sana o mesajı gönderebildim. Beni fark ettiler. Bana kan vermeyeceklerini söylediler. Bende kendi çabalarımla büyü güçlerimle kan yapıyordum. Ama iyice güçsüz düşüyordum. Bende son bir çabayla kendimi buraya gönderebildim. Ama ben gelmeden önce çok yakında hepinizi oraya götüreceklerinden söz ediyorlardı. Benim size ulasmamın tek yolu ordan kurtulmaktı. "
Luke
"İyide bu bizi hiç aydınlatmadı."
Ben
"Peki güçsüzsen bana nasıl yardım ettin?"
"Ben sana yardım etmedim ki!"
"Nasıl etmedin. Arkadaşlarımı kurtarırken güçlerimizi birleştirdik ya."
Annem biraz düşündü. Sonra
"Meseleyi şimdi anladım. Sen gerçek güçlerini ortaya çıkarmayı başarmışsın. Bunu sadece bir iki büyücü yapabilmişti. Ama sen bizlerden farklısın bu yüzdengüçlerini arttırmışsın. Bu senin için çok iyi. Kontrol etmesini bilirsen."
Şaşırmıştım.
O anda james ayağa kalktı. Ben beslenmeye gidiyorum dedi. Arkasını döndü. Bir silah sesi ve james yerde. Ardından hepimizi teker teker yere yığıyorardı. Bunlar kesinlikle vampirlerdi. Bir be ayakta kalmıştım. Bir tane şırınga boynuma sapladılar etki etmedi. Direneye çalıştım. İkincisinde yere devrildim.~Bölüm Sonu~
Arkadaşlar sıkıcı bir bölüm oldu ama yinede oy ve yorumları bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir VAMPIRE Aşık Olmak!
VampireHer an bir gizem. Bir insanın hayatı bukadar çabuk değişir mi? Hikayeyi okuyunca anlayacaksınız. Lily için yeni ve çok sıradışı bir hayat başlıyacak. Hergün sürükleyici maceraları olacak. Birini sevmeyi ve onu korumak için kendi canını vermeyi öğre...