Bu resimdeki karakterimiz James. Gerçek ismi Daniel Sharman.
Hikayeye başlıyorum. :)Sessizce oturuyoduk. O odada bekliyoduk. Büyü yapabilecek gücüm yoktu. Beslenmem lazımdı. Sonra Luke'un bir sözü aklıma geldi. Nedense merak etmiştim.
Ben
"Luke sana bir soru sorabilirmiyim?"
"Tabiki de!"
"Sen bana buraya geldiğini bilmediğini ve bayıltıldığını söyledin. Ama vampirler bayılmaz ki."
"Biliyorum. Ama bunu yapan. Bir melezdi."
"melezlerin hepsini öldürdüğümü sanıyordum."
"Bende bilmiyorum ona neden birşey olmadığını!" sonra bana bakıp. "büyü yapıp bizi burdan çıkartamazmısın."
"Hayır! Çok güçsüzüm."
"Geçen sefer fareler sayesinde kurtulmuştun."
"Onu yapacak gücüm bile kalmadı. Burda beklemekten başka çaremiz yok."
Sessizce oda da bekliyorduk. Bir anda kan kokusu aldım. Duvarları koklamaya başladım. Luke'ta almış olmalıki o da aynı şeyi yapmaya başladı. Sonra birden tam karşımızdaki duvarda bir insanın geçebileceği kadar bosluk açıldı.içeriye süzülen ışıktan ikimiz de rahatsız olduk. İçeri üç kişinin girdiğini gördüm. Fakat yuzlerini göremedim. Sonra ışığa alışınca yavaşça yüzleri netleşti. Bende kim olduklarını görünce üstlerine atılıyordu ki. Melez beni durdurdu. Duvara yapıştırdı.
Albert
"Sen hiç akillanmiyosun. Değil mi?"
Luke
"Ne istiyorsun sen bizden?"
"Ben melezleri öldükten sonra sizi sağ mı bırakacaktım? Ne yaptığını biliyorsun sen? Binden fazla olan melez ordumuzu yok ettin! Seni hiç beklemeden yok edebilirim."
Ben
"Neden simdi etmiyorsun? Bakalım neler olacak sonucunda! Bin kişilik melez ordunun devirdi. Sen beni öldürmekten bahsediyorsun. Sence bunu denemen mantıklı mı?"
"Hadi ama salak olduğumu mu sanıyordum sen! Seni inceliyorum uzun süredir. Bir özelliğin var. Eğer vampirler gibi kanla beslenmessen büyü yapamazsın. Bende seni düşünerek sana yiyecek birşeyler getirdim." arkasında duran insanı öne çıkararak. Onu görünce şaşırdım. Bu Layla'ydı. Ve boynunda kan akıyordu. Çok azda olsa bu beni etkilemişti. Korkmuştum. Albert'a dönerek
"Sen ona ne yaptın?"
"Hiçbir şey yapmadım. Sadece bir ısırık. Onu sizinle bu odada bırakmak istiyorum. Eğer kanını icersen Luke ve kendini bu odadan kurtarabilirssin. Eğer icnessen bu odada kalmaya devam edersiniz. Sonsuza kadar. Zaten bir süreç vardır. Kan icnessen bir süre bekledikten sonra içecek birşey bulamazsan kendi kanını içmeye başlarsınız. Eee sonrasında kendin düşün! Hadi bakalım."
Luke
"Saçmalamayi kes! O benim gibi dayanamaz. Daha yeni dönüşüm geçirdi. O bunu yaparsa seni ilk bulduğum yerde gebertirim."
Albert kapıdan çıkmak uzereydi. Bu lafı duyunca geri döndü. Kaşları çatık bir şekilde luke'a baktı ve
"Terbiyesizlik yapma. Ben senin babanım."
"Bu nasıl babalık. Ben anlamadım."
Albert odadan çıktı. Duvar tekrar kapandı.
Layla yere yığıldı. Çok yorgun görünüyordu. Önce onun yanına gitmek istedim. Kan kokusunu alınca geri çekilmeye başladım. Duvara yaslandım. Yere oturdum. Başımı ellerimle kapattım. Ve dizlerimin üstüne koydum. Kafamı kaldırmadan Layla'ya seslendim.
"İyimisin?"
"Ben iyiyim. Ama sen pek öyle görünmüyorsun."
"Sen bizi burdan çıkartamaz mısın?"
"Hayır! O melez ne yaptıysa hiç bir büyüyü yapamıyorum."
Luke yanıma geldi ve
"Kendini kontrol etmelisin. O senin en yakın arkadaşın. Bunu yapamazsın!"
"Bende istemiyorum. Ama çok açım ve beslenmem gerek. Nasıl sabredebilirim bilmiyorum."
Luke
"Bu adam kafayı yemiş"
Ben
"Orası kesin!" biraz sessizce bekledik. Sonra luke derin derin nefes aldığımı görünce ellerimi tuttu. Ama bunu ani saldırılarımı engellemek için yaptı. Gözlerimin içine baktı.
"Sakin olmalısın! Şimdi sana derin derin nefes al derdim ama bu işi zorlaştırır. Daha çabuk saldırıya geçersin. O yüzden küçük küçük nefes al!"
Dediğini yapıyordum. Ama olmuyordu.
Layla
"Lily! Bunu yapmalısın! Eğer yapmazsan hepimiz ölebiliriz. Ama yaparsan en azından ikiniz kurtulabilirsiniz!"
"Hayır olmaz. Bunu yapamam."
Layla
"İyi sana yetecek kadar al. Burdan kurtulalım."
"Kendimi durduramayacağımı biliyorum. Kanının son damlasına kadar içeceğimden eminim."
Luke
"Hem Lily! Kendini kontrol edebilseydi. Önüne yem bırakmazdı. Kesinlikle bunu düşünmüştür."
Layla
"Denemeliyiz! Başka bir yolu yok."
Luke fikir değiştirerek
"Bence haklı. Fazla susamadan bunu yaparsan durdurabiliriz."
Ben
"Hayır olmaz!"
Luke
"Sana yetecek kadar aldığında durmana yardım edeceğim."
"Ama-!"
Layla
"Lily! Sana guvenmeseydim buna izin vermezdim."
Luke'la birlikte layla'nin yanına gittik. Sonra yanına oturdum. Boynuna eğildim. Kanını emmeye başladım. Bu beni çıldırttı. Duramıyordum. Sonra luke beni geriye çekti. Beni tutuyordu.
"Lily! Kendine gel! O kan sana yeter!"onu ittim. Tekrar Layla'nin üzerine yürüdüm. Luke layla'nin önüne geçti.
"Lily! Kendini kontrol etmelisin! Eğer onu istiyorsan önce beni oldurmen gerekecek. Bu konuda ciddiyim."
Hala o kanı istiyordum. Ama kanı içince icimdeki kin arttı. O hırsla kapinin gizlendiği duvara döndüm ve gizlenen kapının önüne geldim. Ellerimi bir hareket ettirmemde kos koca duvar fırladı ve paramparça oldu. Etrafta büyü gücümle albert'ı aradim. Ama ona dair bir iz yoktu. Sonra bir melez. Uzaktan üzerimize doğru koşma sesini duydum. Layla ve Luke'a bakarak
"hemen gidin burdan! Ben onu şaşırtmaya çalışacağım."
Luke
"Saçmalama! Seni burda bırakamam!"
"Ama Layla çok kan kaybediyor. Ona yardım bulmasın. Ben size yetişmeye çalışacağım."
"bu saçmalık."
"Hadi gidin dedim size!"
Luke bunu istemiyordu. Ama Layla'ya yardım etmesi gerektiği için. Beni bıraktı ve gittiler. Melez geldi. Bende hala ondan güçsüz olduğumun farkındaydım. Bu yüzden ormanda hızla koşmaya başladım. Melez izimi kaybetmisti. Ama yinede hızlı koşuyorum. Sonra biriyle çarpıştım. Ona bakınca Sam olduğunu gördüm. Hala güçsüzdüm. Yerden kalkamıyordum. Sam bana bakarak
"Lily! Sen iyisinin?" dedi. Beni yerden kaldırdı.
"Bilmiyorum."
"Diğerleri nerde?"
"Luke Layla'yı hastaneye götürüyor."
"Neden ne oldu ona!"
"Benim yüzümden çok kan kaybetti."
"Ne demek benim yüzümden. Ne yaptın ona?"
"Uzun hikaye. Şimdi burdan gidelim. Melez peşimde!"
"Sen çok güçsüz görünüyorsunuz. Beslenmen gerek. Hadi bir hayvan bulalım!"
Sonra ormanda avlandık. Sam'e bakarak
"Sen ormanda ne arıyorsun?" dedim.
Sam
"Ben avlanmak için ormandaydım. Gruplara ayrılıp sizi arıyorduk. James benimle birlikteydi. Ama o eve geri donerken bende avlanmak için ormanın içine geri döndüm. Susuzluğunu giderdiysen şimdi layla'yı görmek istiyorum. Hadi gidelim."
"Tamam."
Ormanda ilerliyordu. Olanları ona anlattım. O anda birden Sam havada uçtu. Bir ağaca çarptı. Yere yığıldı. Etrafıma bakındım. Benim peşimde olan melez gördüm. Bana bakarak saldıracaktı ki ben önce davrandım ve yaptığım büyüye onu param parça etmistim. Bu yaptiğim büyüden dolayı kendimden korktum. İlk defa birinin bu kadar berbat bir şekilde öldürdüm. Gücümü kontrol edemiyordu. Sanki her geçen gün artıyordu. Sam
"Vay be! O da neydi." yerden doğrularak.
"Ben bunu yapmak istemedim. Nasıl oldu bende bilmiyordum. Aklımdan onu etkisiz hale getirmek geçiyordu. Bu değil!" sam'in yerden kalkmasına yardım ettim. Koluna girdim. Ormanda yürümeye devam ettik.
Sam
"Senden korkmaya başladım. Gittikçe kendini kontrol edemeyecek gibisin!"
"Bilemiyorum ama haklı olabilirsin."
Kendimi kontrol edemezsem etrafındakiler için büyük bir tehlike oluşturabilir. Bunu kesinlikle kontrol etmeyi öğrenmliydim. Ve ondan sonra hiç konusmadan ormanda ilerlemeye devam ettik.~Bölüm Sonu~
Arkadaşlar çok beklettim biliyorum ama yapabileceğim birşey yok. Yazilarim başladı. Ve ıki hafta boyunca sürecek. Hergün yazılım var. O yüzden ben boş olduğum zamanlarda yazabilirim. Yarından yazılım var ama ben yinede sizler beklediği için yazdım. Sizde lütfen mümkünse vote ve yorum yapın. Yorumlar çok az. Nese bir sonraki bölümde görüşürüz. :* :* :) :) ;) ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir VAMPIRE Aşık Olmak!
VampireHer an bir gizem. Bir insanın hayatı bukadar çabuk değişir mi? Hikayeyi okuyunca anlayacaksınız. Lily için yeni ve çok sıradışı bir hayat başlıyacak. Hergün sürükleyici maceraları olacak. Birini sevmeyi ve onu korumak için kendi canını vermeyi öğre...