Sabah okula gitmek için evden çıktım. Bu halde okula ilk defa gedecektim. Yolda yürürken dikkat çekmemek için yavaş yürüyordum. Sonra bir koku aldım. Kan kokusu. Ormandan geliyordu. Ben daha yeniydim ve kendimi kontrol edemiyordum. O yöne doğru koşmaya başladım. Ormanda hızla o kokuya koşarken biriyle çarpıştım. Kendime gelince onun Peter olduğunu gördüm. Gözleri kırmızıydı. Kolyeme baktı ama hala maviydi. Demek ki benimle ilgili kötü bir şeyler düşünmüyordu.
Bende
"Sen ne yapıyorsun burada."
"Kokuyu aldım. Bende o tarafa gidiyordum. Cidden çok susadım. O koku beni cezbetti."
"Peki ben senin buralarda olduğunu neden anlamadım?"
"Beni özelliğim bu. Kendimi gizleyebilirim. Benim nerde olduğum anlaşılmaz bu sayede. Hatırlarsan okulda birden karşınıza çıktım. Luke bunu bilemedi. Bu sayedeydi."
"Neyse gidip şu kokunun ne olduğuna bakalım."
Hızla tekrar kokunun olduğu yöne koştuk. Biz gittiğimizde bir vampirin uzaklaştığını hissettim. Ama onu göremedim. Yerde yatan o şeyin yanına gittik. Çok farklı bir hayvandı. Şekli bir köpeğe benziyordu. Ama daha iriydi ve gözleri sarıydı. Kafası farklı bir hayvana aitti. Bir kuş kafası gibiydi. Gagası vardı. Bir o kadarda etkileyici görünüyordu.
Yanına yaklaştık. Yaralanmıştı. Kanıyordu. Ama kanına sim karışmış gibi parlıyordu.
Ben
"Bu da ne?"
"Bende bilmiyorum. Ama onu burdan götürsek iyi olur. İnsanlar onu görürse işler baya karışır."
Onu yerden kaldırdık ve Luke' ların evine doğru yola çıktık. Saate baktım. Ders başlamıştı. Ama gidemezdim. Telefonum çaldı. Arayan Luke 'tu.
"Alo!"
"Alo Lily! Neredesin sen?"
"Ben sizin eve doğru gidiyorum."
"Neden? Ders başladı."
"Biliyorum ama acil bir durum var eve gitmemiz gerekiyordu."
"Yanında kim var senin?"
"Peter!"
Önce biraz duraksadı. Sonra konuşmaya başladı.
"Peki sen iyi misin?"
"Evet! Sen benimle konuştuğuna göre derste değilsin. Hemen gel bence"
"Niye ne oluyor?"
"Şimdi anlatamam. Sadece dün gece gördüğümüz o vampir. Sanırım yine aynı kişiyi gördüm. Gel hepsini anlatayım."
"Diğerlerini de getireyim mi?"
"Hayır derstelerse karışma."
"Tamam. Orda görüşürüz."
"Tamam."
Telefonu kapattım. Eve ulaşmıştık. Emma kokuyu almış olmalı hemen kapıya çıktı. Bize bakarak
"Onu orda bırakın."
Biz ona tuhaf tuhaf bakıyorduk.
"Hemen!" Peter onu yere indirdi. Biz hala tuhaf tuhaf bakarken.
"Kokusu çok yoğun başka iyi ya da kötü vampirleri buraya toplar. Lily ona o gün öğrendiğin koku saklama büyüsü yap." Bu bir hafta içinde China bana ufak tefek büyüler öğretmişti. Bunlardan biride kendimi acil durumlarda koruya bilmem için koku saklama büyüsü öğretti.
Bende
"Ama onu fazla uzun süreli yapamıyorum."
"Olsun bir yarım saat yapabiliyorsun. Çabuk yap."
"Tamam."
Ve Bazı sözler söyledim. Sessizce içimden söylemiştim. ' Odores hi ergo abierunt. Malum est non eum.' Sonra ellerimde çıkan ışıltı hayvanın üstüne gitti ve görünmez bir kalkan oluşturdu. Kokusu kesilmişti.
Emma
"Gelenler vardı. Tam zamanında kestin. Geri dönüyorlar."
Tam o anda Luke geldi.
"Acil durum nedir?"
Luke bana ve Peter’e baktı. Aslında biraz tuhaf bir bakış attı.
Peter
"Bunu ormanda bulduk. Orda bir vampir vardı. Ama onu yakalayamadık. Göremedik."
Luke ve Emma oturup incelediler. İkisi de ne olduğu bilmiyorlardı. Luke bana baktı.
"Sen mi kokusunu gizledin."
Kafamı evet anlamında salladım. Sonra tekrar hayvana bakarak
"Çok ilginç bir hayvan."
Emma
"Canım China yı ara gelsin. Bide o baksın."
"Tamam." China yı aradım. Olanları anlattım. Geleceğini söyledi.
Bende geri döndüm. İçerde oturuyorlardı. Bende oturdum.
Luke bana tuhaf tuhaf baktı. Neden öyle bakıyordu anlamadım.
Emma
"Sizi dersleriniz vardı. Hemen gidin!"
Peter
"Ben burada duracağım."
Luke
"İyi biz gidiyoruz. Okuldan sonra geliriz."
Biz kalkarken ben
"China gelir şimdi. Benim yaptığım büyünün etkisi geçmek üzere. O halleder."
Sonra hızla koştuk. İki dakika içinde okuldaydık. Sınıfa girdik. Öğretmenden özür diledik ve yerimize oturduk. Layla’nın yanına geçtim.
Layla çok sessiz bir şekilde
"Senin Luke la ne işin vardı? Niye geciktiniz?"
"Sonra anlatırım."
Ders sonunda öğrenmek istedi. Ama öğlen molasına kadar bahsetmedim. Öğlen kolumdan tuttu. Bahçeye çıktık. Çimlere oturduk. Diğerleri de geldi. Olanları onlara da anlattım. Luke eklemeler yaptı.
Okul çıkışı arabalara bindik ve oraya geri döndük. China gitmişti.
Emma
"Bu gün geç saate kadar durabilirsin. China babana benim seni yemeğe davet ettiğimi söyleyecek. Ve seni Luke un bırakacağını söyleyecek."
"Tamam da bu hayvana ne oldu."
"Onu iyileştirdi."
Hepimiz onun yanına otururken. "Bu hayvanı bir büyücü bu hale getirmiş. Deney hayvanı olarak kullanmış. Ama nasıl yaptığını çözemedi. China güçlü bir büyü olduğunu söyledi. Bu kadar. "
Luke
"Hayvan nerde?"
"Peter onu bodrum katına götürdü. Bizi anlıyordu. Ona dışarının tehlikeli olduğunu söyledik. Kafasını onaylarcasına salladı. China onu konuşturabilecek bir büyü üzerinde uğraşıyor."
Öyle uzun uzun ne olabileceğini konuştuk. Sonra Layla ve David gittiler. Sam onları yolcu etti. Tekrar yanımıza geldi.
Sam Luke bakarak
"Onu eve götür. Gece herkes uyuyunca tekrar buluşur etrafta o yabancı vampiri ararız."
Luke
"Tamam."
Arabayla beni eve bıraktı. Arabadan inecektim ki.
"Lily!"
"Efendim?"
"Iımm... Neyse boş ver sonra söylerim."
"Önemli bir konu mu?"
"Yoo, hayır. İyi geceler."
"Sana da!"
Arabadan inince Babamın camdan baktığını gördüm. Neden öyle bakıyordu merak ettim. İçeri girdim.
"Baya geciktin."
"Evet ama geldim. Bir sorun yok değil mi?"
"Sadece endişeleniyorum. Bu aralar hayvanlar huzursuz. Hepsi tuhaf tuhaf ses çıkartıyor. Köpekler sürekli havlıyor."
"Neden öyle olduklarını biliyor musun?"
"Hayır. Yarın Jessy'yi veterinere götüreceğim." (Jessy babamın arka bahçesinde yetiştirdiği minik yavru köpeği.)
" Tamam bende seninle gelirim."
"O zaman okul çıkışı seni alırım."
"Tamam. Bu arada China nerde?"
"Odasında kitap okuyor."
"Ben bir yanına gideyim."
Yukarı kata çıktım. Kapısını tıklattım ve içeri girdim.
"Ne yapıyorsun?"
"Büyü üzerinde uğraşıyorum. Ve sanırım buldum. Ama deneyecek bir hayvan bulmalıyız."
"Jessy de denesene."
"Ahh! Doğruya Jessy var. Saatlerce bu büyüyle uğraşınca kafam çok karıştı. Hadi gidelim."
Tam odadan çıkıyorduk ki. Birden
"Ama önce babanı evden çıkartmalıyız."
Aşağıya indik. China babama
"Canımız yiyecek tatlı bir şeyler çekti gidip alabilir misin abi?"
"Bu saatte mi?"
"Evet bu saatte!"
"Nerden bulacağım ben?"
"Sen bulursun. Hadi lütfen."
"İyi tamam. "
Onun kapıdan çıkıp arabayla uzaklaşmasını izledik. Sonra bahçeye çıktık. Köpeğin yanına eğildim.
"Naber kızım?"
Beni görünce öyle bir havlıyordu ki korktum geri çekildim. Beni sevmiyordu. Nefret eder gibi baktı. China büyüyü yaptı. Çok yorgundu, gücü yetmedi. Birlikte yaptık. Olmuştu. Konuşuyordu.
Ama bana bakarak
"uzak tut onu benden. Oda onlardan. Pis lanetli yaratık. Uzak dur benden." Biraz zoruma gitmişti.
China
"Hayvanlarla konuşmak biraz tuhaf ama sen neden ona öyle diyorsun."
Jessy
"Onun türleri bizi öldürüyor."
"Kimin yaptığını gördün mü hiç?"
"Hayır. Bana diğer hayvanlar söylüyor. Kuşlar böcekler. Hem se...?"
Yine havlamaya başladı.
China
"Olamaz çok zor bir büyü fazla dayanmıyor. Bu günlük yeter. Yoruldum."
İçeri girdik. Babam gelmişti. Tatlılarımızı yedik. Pek tat alamasam da yedim. Sonra odama gittim. Ve gece yarısı olmasını beklemeye başladım.~Bölüm Sonu~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir VAMPIRE Aşık Olmak!
VampireHer an bir gizem. Bir insanın hayatı bukadar çabuk değişir mi? Hikayeyi okuyunca anlayacaksınız. Lily için yeni ve çok sıradışı bir hayat başlıyacak. Hergün sürükleyici maceraları olacak. Birini sevmeyi ve onu korumak için kendi canını vermeyi öğre...