LİLY Anlatır.
Bir gün içinde beni kaç kere kontrole geldi. Sonun da bana yemek yediremeyeceğini anlayınca ellerimi çözdü ama ayaklarımı zincirledi. Ben o yemekten yemek istemiyorum. Tekrar geldi ve yüzü gülüyordu. Kesin onun sevineceği ama benim se tam tersi üzüleceğim birşeyler olmuştu.
"Sevgilin tuzağıma düştü. Kana susayana kadar oradan hiç bir yere çıkamayacak."
"Sen niye böyle yapıyorsun? Direk beni öldürsene." Bana doğru yaklaştı. Kolyem kırmızıydı zaten. Ama daha da parlak bir kırmızı oldu.
Daha da çok yaklaştı. Artık boynumu ısıracak kadar yakındı. Ama o ısırmak yerine kulağıma yaklaştı ve
"Böylesi daha iyi. Ben seni kendim öldürsem o zaman benim sonunda boynum ayrı bir yerde olur. Ama kendisi seni öldürürse hep pişmanlık duyacak ve kötü bir vampir olduğunu anlayacak."
"Sen kafayı yemişsin. O kötü olunca eline ne geçecek."
Artık sesi iyice yükselmişti
"Ben sadece eski dostumu eski kardeşimi geri istiyorum."
"Onu böyle mi kazanacağını sanıyorsun?"
"Göreceğiz!"
Odadan çıktı. Günler geçti. Kendimi daha halsiz hissediyordum. Peter’in getirdiği yemeklere dokunmuyorum.
Bir hafta içinde iki kere benden şırıngayla zorla kan aldı. Kanı nereye götürdüğünü tahmin edebiliyordum. O kanı Luke 'a koklatarak o kanı istemesini sağlamak. Bir hafta sonunda kanı Luke 'a koklattığını söyledi ve yarın büyük gün olduğunu söyledi. Gece boyunca korkudan uyuyamadım. Bir haftadır sadece iki kere yemeğe ağzımı sürdüm. Çok yorgun ve halsizdim. Gözlerimin altının morardığından emindim. Kaç saat geçti bilmiyorum ama zamanın yaklaştığından emindim. Sonra birden kapı açıldı. Peter içeri girdi ve
" Sen erken mi uyandın? Yoksa uyumadın mı? Aman neyse bana ne! Bu gün güzel bir gün. "
Ben sesimi çıkartmadan ona sinirlice bakıyordum. Ellerim bağlı değildi ama ayaklarım uzun bir zincirle duvara tutturulmuştu. Bir saat çok çabuk geçti. Sonunda o an gelmişti.
Sonra yan duvar birden yukarı kalkmaya başladı. Peter’in sesi bir hoparlördeydi. Duvar kalkınca yanda bir oda daha olduğunu anladım. O odada karanlıktı. Ve birden maviden kırmızıya dönen gözler gördüm. Bu Luke ‘tu. Bana doğru yavaş yavaş ilerledi. Benim olduğum odaya geçince yan duvar geri indi. Ben çok korkuyordum.
"Luke beni tanıyorsun değil mi? Benim Lily! Lütfen kendine gel. Beni korkutuyorsun." Ama hayır beni duymuyor gibiydi. Sonra arkamdaki zincir çözüldü ve birden Luke hızla geldi. Beni duvara yapıştırdı. Canım çok yanıyordu. Nefes alışverişim çok zor oluyordu.
"Luke lütfen beni duy. Ne olur! O senden bunu yapmanı istiyor."
Ellerimle onu itiyordum ama gücüm yetmiyordu. Kolyeme dikkatle bakınca kırmızıya döndüğünü gördüm. Sonra dişlerini gördüm. İri ve güçlü görünüyordu. Yavaş yavaş dişlerini yaklaştırdı. Boynuma götürmeye çalışıyordu. Ama ben hem yalvarıp hem de direniyordum. Sonunda kendi kendime karar verdim ve o boynuma saldırmadan önce onun dudaklarına yapıştım. İlk başta tuhaf tuhaf baktı sonra birden kolyemde gümüşi bir renk yükseldi ve tekrar söndü. Ben hala onu öpüyordum. Gözleri birden maviye döndü. Kendine gelmiş gibiydi. Sonra dudaklarımdan ayrıldı ve
"Lily?" geriye doğru çekilmeye başladı.
"Luke bu sensin değil mi?"
"Evet. Benim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir VAMPIRE Aşık Olmak!
VampireHer an bir gizem. Bir insanın hayatı bukadar çabuk değişir mi? Hikayeyi okuyunca anlayacaksınız. Lily için yeni ve çok sıradışı bir hayat başlıyacak. Hergün sürükleyici maceraları olacak. Birini sevmeyi ve onu korumak için kendi canını vermeyi öğre...