Savaş yaklaşıyor!

45.5K 2.6K 95
                                    

Arkadaşlar merhaba hepinize! Hikayeye başlamadan önce şundan bahsetmek istiyorum. Resim paylaşıyorum üç bölümdür. Bunu karakterleri tanıtmak için yapıyorum. Bu karakteri eminim çoğunuz tanıyorsunuz ama ben yine de tanıtacağım bilmeyenler için.

Bu karakter 5 SOS şarkı grubunun bir üyesi. Gerçek ismi Luke Hemmings. Ve Bir Vampire Aşık Olmak hikayemizin Peter karakterini oynuyor. Böyle karakterleri tanıtmam konusunda ne düşünüyorsunuz? Bu yazı üzerine yorum atabilir misiniz?

Neyse fazla uzatmadan başlıyorum.

<3<3<3<3<3<3

İki gün oldu Luke beni dışarı bırakmadı. Odada sessizce ve kana susamış bir halde bekliyorum. Kan istiyordum. Ama bana vermiyorlardı. Bir yatağı ve bir masası olan bu odada sıkılmıştım. Duvarları nemden küflenmek üzere olan bu odada benden nefret eden ve benim ona deliler gibi aşık olduğum kişiyle birlikte bekliyorum. Sessiz geçen bu iki günde aklımdan bir sürü soru geçti.

'Luke'a ne yaptılar? Peter nerede? Onu kim kaçırdı? Albert neden burada değil? Peki o nerde? Lexi, Luke ve diğer vampirler burada yani kurtlar kasabasında neyi ya da kimi arıyordu? Melez sürüleri şuan ne aşamadaydı? Ve benim için en önemli soru 'Luke' u nasıl iyileştirebilirdim?'

Bu sorular beni yiyip bitiriyordu. Luke ‘tanda bir şeyler öğrenemiyordum zaten. Şuanda sıkıntıdan odada dolaşıyordum.

Büyü gücümü de kullanamazdım. Neler olacağını bilmiyordum. Çünkü O kaçıştan sonra kendimi geliştirmiş ve büyü gücümü arttırmıştım. Kullanırsam yine antrenman yaptığım zamanki gibi olacağından korkuyordum. Size bahsetmedim sanırım.

Ben oradan kaçtığımızda her gün düzenli bir şekilde antrenman yaptım. Ve nasıl oldu bilmiyorum büyü gücümü arttırdım. Onu kullanmak istedim. Ama ters tepti ve beni fırlattı. O zamanda beri büyü yapmaya korkuyorum. Emma bunu öğrenmiş olmalı ki onları kontrol etmeyi öğrenene kadar kullanmamamı söyledi. Kendime zarar vereceğimi düşünüyor sanırım.

Öyle oda da dönerken çok sıkıldım. Uyumak istiyordum. Ama uyuyamıyordum.

Luke bakarak

"Luke ben korkuyorum."

"Küçük çocuklar gibisin. Sen vampirsin. Neden korkuyorsun ki?"

"Seni kaybetmekten!"

Luke sustu. Bana bakıyordu. Ama bu bakışlarda hiçbir his yoktu. Bende Luke'un yaslandığı duvarın yanına gittim ve bende Luke'un yanına oturdum. İkimizde karşımızdaki duvara bakıyorduk.

Sessizliği ben bozdum.

"Luke!"

"Ne var yine?"

"Ben cidden korkuyorum."

"İyide bundan bana ne."

"Yaa sen ne hale geldin böyle! Ben korktuğumda hep sen yanımdaydın. Her zaman benimle ilgilendin. Şimdi nasıl-!" konuşamıyordum. Sustum ve daha sakin bir şekilde konuşmaya başladım.

"İkimizle ilgili hiç bir şey hatırlamıyor musun?"

"Hatırlıyorum!"

"İlk karşılaşmamızı?"

"Tabiki de hatırlıyorum. Ne var şimdi bunda?"

"İyi sevindim." içimde bir umut vardı ama o bunların hiç bir şey ifade etmediğini söylüyordu.

Bende devam ettim.

"Peki pazarda senin üstüne düştüm. Kavga etmişti benimle. Hatta bana 'Sakar' demiştin. Bunu hatırlıyor musun?"

"Evet hatırlıyorum. Ama bunlar beni şuan hiç alakadar etmiyor umurumda bile değilsin. Kes şunu artık."

Bense sinirlenmiştim. Luke'un karşısına geçtim. Arktık gözgöze gelmiştik.

" Luke beni koruyan hep sendin. Bunu kendi isteğinle yaptın. Ben beni gerçekten sevdiğini düşündüm ama şuan bana söylediklerinde yani seninle ilgili hiçbir şey hissetmiyorum derken gayet ciddisin. Anlayamıyorum. Ben seni geri istiyorum. Eski seni geri istiyorum."

Gözlerini gözlerimden ayırmadan bana öylece yandı. Sonrada

"Bilmiyorum!" dedi ve beni geçiştirdi. Bende geri duvardaki yerime geçtim. Ağlıyordum. Her zaman ki gibi.

Ve bir gün daha geçti. Artık açlıktan tuhaf tuhaf sesler çıkartıyordum. Boğazımdan gelen sesler. Luke ‘unda dikkatini çekmişti. Sessizce beni izliyordu. Çünkü ben çıldırmış gibi duvarları yumrukluyordum. Son anda kapıyı kırmak için kapıya yöneldim. Luke fark etti. Beni engellemek için önüme geçti ve beni durdurdu.

Ben

"Beslenmem lazım. "

"Hiçbir yere gidemezsin kendini kontrol et!"

"Senin kadar eski bir vampir değilim. O kadar dayanıklı değilim anladın mı?"

"Anladım ama Lexi seni bırakmamamı istedi. "

"Luke saçmalıyorsun. Eğer burada kalırsam ölürüm. Beslenmem lazım." ona bağırmıştım.

O da bana bağırarak karşılık verdi.

"Aslında buradan çıkarsan ölürsün!" direnmeyi kestim. Geri geri çekilirken ne demek istediğini anlamaya çalışıyordum.

"Neden günlerdir burada tutuluyorum. Bana doğruyu söyle!"

"Benim bunu söyleme yetkim yok. Bana seni burada tutmam ve sana hiç bir şey söylememem emredildi. "

"Şaka mı bu?"

"Sen ne demek istersen de ama buradan çıkamazsın."

Akşam olduğu düşündüğüm bir vakitte ilk defa odada farklı bir ses duydum. 'Çıt' sesiydi. Kapıdan geliyordu. İçeri birisi girdi. Bir vampirdi. Üzerine saldıracaktım ki Luke beni tuttu.

Luke gelen gence bakarak

"Neler oluyor?"

"Beslenmesine izin verildi. Lexi ona kan torbaları getirdi."

"Ama bence insan kanı hiç denemedi. Denememeli de. Kendini kontrol edemez sürekli insanlara yerimizi belli eder. Kurtlarda burada olduğumuzu biliyor. Bunun yüzünden bizimle yaptıkları anlaşma boşa gider."

"Boşu boşuna endişe yapma. Lexi hepsini düşündü. Kan torbalarına hayvan kanı doldurduk. İkinizde beni takip edin. Luke bileğimden tuttu ve beni çekiştirdi. Bir odaya girdik daha ferahtı. Camları vardı. Oturma odası gibiydi. Benimle birlikte Luke ‘ta oturdu. Bana kan torbalarını verdiler. En az 10 torba vardı hepsini bitirdim. Biz orda otururken Lexi geldi.

"Oo! Lily! Seni görmek ne güzel!"

"Ne istiyorsunuz benden?"

"Bak sana dürüst olacağım ki başımıza bela açmayasın. Albert yeni ordusunu hazırladı. Hepsi eğitiminin sonunda. Sam'i gizlice izliyordu. O sayede onları geliştirdi. Onları geliştirince bizi öldürtme emri verdi. Oradan kaçtık ve kurtlar kasabasına geldik. Bize yardım etmelerini söyledik. Anlaşma imzaladık. Bizden başkasını kabul etmeyeceklerdi. Eğer vampirlerden biri bir masumu ya da bir kurdu öldürür veya zarar verirse anlaşma bozulur ve bizi öldürürler. Bizim Albert’ten korunabileceğimiz tek yer burasıydı ama sanırım melezler hazır olursa burada asla saklanamayız. Hepimizden güçlü silahları var elinde. Ve bide siz varsınız. Peter ve sen. Bizi bulmuşsunuz. Kurtlar bu durumdan rahatsız olmuş bize söyledi. Bizde seni kaçırmak zorunda kaldık. Peter’den sonra haberimiz oldu. Kurtların zindanında kalıyor."

"Peki Luke'a ne yaptın?"

"Büyü. Bu işte sevgi, aşk, özlem gibi şeyler bizi yavaşlatırdı. Bende onu hissiz bıraktım. Ama çok sıkıcı biri haline geldi. Bende eski haline getirmek istedim. Ama olmadı. Sonradan öğrendim ki. Bir vampir hissiz kaldığında geri dönme olasılığı yok." pis bir sırıtış bıraktı.

Ben

"Sen ne yaptığının farkında mısın? Cidden sen delisin bundan eminim."

"Kötü olsaydım sana yardım etmezdim."

"Hadi canım! Sen ve iyi biri olmak bu bana pek inandırıcı gelmiyor ama. "

"İster inan ister inanma!"

"Tamam neyse bunları sonra tartışırız. Peki şimdi biz aynı taraftayız öyle mi?"

"Evet. Bir nevi öyle diyebiliriz. Ama sen işe yaramazın tekisin. Büyü güçlerini kaybetmeseydin. İşimize yarardı."

"Kaybetmeseydin derken. Sen onları benden aldın." blöf yapıyordum. Şimdilik ona güvenene kadar bahsetmemeliydim.

Lexi

"Her neyse!"

"İyi kurt adamları siz ikna ederseniz bizimkilerde cadıları ikna edebilir. Birleşirsek bir umudumuz olur."

"Bunun garantisi yok. Bu savaşta ölebilirim de. Böyle kalmak daha iyi!"

"Hayır. Eninde sonumda seni bulur öldürür savaşmalıyız."

"Planın nedir?"

Artık sözlerim dikkatini çekmeye başlamıştı. Beni dinliyordu. Önce gidip kurt adamlarla konuştuk. Uzun bir uğraştan sonra onları ikna ettik. Peter’i bıraktılar. Beslenmediği için gözleri kıpkırmızıydı. Beslenmeye gitti ve geri geldi. Biz Peter’ la tekrar eve dönmemiz için bizi serbest bıraktılar. Bizde diğerlerini uyarmak ve onları da savaşa ikna etmek için geri döndük.

~Bölüm Sonu~

Arkadaşlar gecikme için üzgünüm ama hafta içi okul hafta sonu kurs kafayı yemek üzereyim. Lütfen sabırlı olun ben yazdıkça paylaşıcam. Vote ve yorumları bekliyorum. :* :* :* :) :)
:)

Bir VAMPIRE Aşık Olmak!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin