"Elindeki bıçağı bırakıp bana bakmaya başladı. Nefesimi tutmuş sadece ona odaklanmıştım. Gözleri çok güzeldi. Gri ve mavi arasındaki gözleri öyle çekiciydi ki olduğumuz durumu bile unutmuştum. Karşımda bir katil duruyordu. Bedenimin, ruhumun, benliğimin katili... Benim katilim bana geleceği vaadeden bir melek gibi bakıyordu."
Son satırları okurken kendi kendime bağırmaya başlamıştım bile.
"Gerizekalı! Başka aşık olacak birini bulamadın zaten değil mi? Yok yani zaten böyle olacağı belliydi başta neyin nazını yapıyorsun sen?"
Hâlâ hırsla söylenirken odanın kapısı hızlıca açıldı.
"Neye bağırıyorsun yine deli danalar gibi? Kalk da şu odanı topla Bahar ahır mı ev mi belli değil. Ay şu pencereyi de aç yandım yandım."
Annemin yanına yaklaşıp sinsice güldüm. Kolumu omzuna atıp yanağını sulu sulu öptüm.
"Bebeğim sen her zaman yanıyorsun. Yok yani sırf siz babamla rahatsız olmayın diye erken yatıyorum ama yine de olmuyor."
Annem an be an sinirden kızarırken dişlerimi göstererek sırıttım. Ayağındaki terliği çıkarmaya yeltenince kapıya doğru koştum. Son anda ıskalamıştı.
"Terbiyesiz! Kız dediğin biraz edepli konuşur. Bahar, nereye gidiyorsun? Ay tansiyonlarım çıktı yine. Ay ne sıcak oldu burası böyle?"
On sekiz yıllık hayatımın neredeyse on yılı annemin menapoz rahatsızlıklarını duymakla geçmişti. Kadının beş lafından yedisi sıcakla alakalıydı. Garibim bir türlü soğuktan şikayet etmiyordu.
"Ştt nereye gidiyorsun?"
"Sanane Cenk Ali ya?"
Yüzünü sinirli tutmaya çalışırken aynı ishal olmuş şempanze gibi duruyordu. Yok yani biraz bile sinirli görünse zoruma gitmeyecek.
"Bana bak kaç kere diyeceğim abi de bana diye?"
Bir dakikanın da hesabını yapıyordu varoş.
"Şu kaşlarını çatma! Aynı şempanzelere benziyorsun."
Ağzını açmasına izin vermeden koşar adım kapıya gittim. Vallahi bu ikisi anneli oğullu beni çiğ çiğ yerlerdi.
Telefonumu cebimden çıkarırken nereye gideceğimi bilmiyordum. Kafama aniden gelen darbe ile nevrim dönmüştü.
"Şu cüzdanımı al da gelirken bir paket kabartma tozuyla vanilya al. Yoğurt da al. Bahar, çok geçe kalma annem baban gelecek."
"Anne babam yedi saat sonra gelecek."
"Sus benden iyi mi bileceksin, kırık yıllık kocamı?"
Başımı kaldırıp tek kaşımı kaldırırken annem burnunu havaya dikmiş bakıyordu.
"Anne siz yirmi yedi senelik evlisiniz."
Annem bu kez kesinlikle bana güzel bakmıyordu. Yere eğilince gelen tehlikeyi anladım ve koşmaya başladım.
"Bahar kaç kızım kaç!"
Mahallede boş boş yürürken sıkıntıyla iç çektim. Tarkanlara doğru ilerlerken evde olması için dua ediyordum. Allah'ın kazanovasına kalmıştım.
Önceden hep sıkılınca Biriciklere giderdim. Kendisi balayı için Karadeniz'e gitmişti. Vicdansız Kayahan Abi'yle resimlerini atıp atıp özendiriyordu. Dağhan dersi olduğu için okula gitmişti. Tarkan okuldan izin aldığı için haftaya gidecekti.
Nazlı...
Ona gitmek istemiyordum. Doğrusu şimdilik onu görecek yüzüm yoktu. Abisine duymamam gereken hisler duyarken nasıl öylece yüzüne bakabilirdim ki?
![](https://img.wattpad.com/cover/161544027-288-k29700.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Gülü Sevdim (Tamamlandı)
Teen Fiction"Bir gülü sevdim bir seni sevdim." (Kapak Tasarımı: @missb ) ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~